Hırvatlar zoru başaramadı
Bu maçın telafisinin olmadığını bilen İngiltere, oyuna hırslı ve aşırı motive olmuş bir şekilde başladı. Ancak bir duran toptan yediği golle, erken bir skor dezavantajına düştü. Buna rağmen etkili presi ve çok adamlı hücum bindirmeleri ile sürekli gol aradı. Hırvatistan ise savunmada kalıyor, kazandığı toplarda ayağa paslarla tempoyu düşürmeye çalışıyordu. Ancak sprinter oyuncularının olmaması dolayısıyla, risk alan rakibi karşısında kontratak uygulama düşüncesini hayata geçiremiyordu. Sürekli bastıran İngiltere, golü bulamadıkça strese giriyordu. Ama ilk yarının son 5 dakikası içinde gelen goller İngiltere'nin bir an da çok rahatlamasına neden oldu. Lampard bitirdi İngiltere ikinci yarıya, beraberliğin de kendisine yetmesinden dolayı taktik değiştirerek başladı. Oyunu geride kabul edip, risk alan Hırvatistan karşısında ilerideki çabuk oyuncuları Owen ve Rooney ile geniş alanı değerlendirmek isteyen İngilizler böyle bir pozisyonda farkı ikiye çıkardılar. Zaten maç da orada bitti. Yine de teknik direktör Eriksson'un Rooney'i 72'de oyundan alması eleştirilebilir. İsveçli teknik adam, belki de çeyrek finali düşünerek genç golcüyü biraz dinlendirmeyi hedefledi ancak Hırvatlar'ın farkı bire indiren golü sonrası takımın paniklemesi mümkündü. Lampard'ın kişisel becerisiyle attığı gol böyle bir paniğin oluşmasını engel- leyen faktördü. Hırvatistan Teknik Direktörü Otto Bariç, ilk yarıda çok önemli bir hata yaptı. Skor avantajına sahipken Mornar ve Olic gibi sprinter oyunculardan birini oyuna alsa, bir kontratak golüyle İngilizler'i şoka sokabilirdi. Nitekim ikinci yarıda oyuna giren Mornar ve Olic'in çabukluklarını gördükten sonra Bariç'in ne kadar önemli hata yaptığı ortaya çıktı. Hakem Collina ise, alışık olduğumuz mükemmel yönetimlerine bir yenisi ekledi.
|