| |
Eza çekmektense cezaevine razılar
Turizmden bu yıl beklediğimiz gelir 13 milyar dolar.. 2007 yılında ise hedef 18 milyar dolar.. Güneş ve deniz satarak elde ettiğimiz gelir bu.. Başbakan'ın belirttiği gibi 'Bir açıkhava müzesi olan Anadolu'ya gereken değeri veremedik.' Yani Anadolu'yu tanıtamadık.. Anadolu'yu pazarlayamadık.. Hıristiyanlık tarihinin Anadolu'dan geçtiğini, Hıristiyanlar'a anlatamadık.. Onları bu topraklara çekemedik.. Sahil şeridini pazarlamakla yetindik.. Turizmde ilk büyük hamle Özal'la başladı.. Özellikle Antalya bölgesi birbirinden güzel tesisler kazandı.. Şimdi sıra açıkhava müzesine, yani Anadolu'ya geldi.. Tesis demek turist demek, turist demek döviz demek; bunlar tamam.. Ama turizmin bir başka boyutu daha var.. Her tesis bir fabrika gibi müthiş bir istihdam yaratıyor.. Şu anda doluluk oranı yüzde 90'lara ulaştı.. Bu, on binlerce insana iş kapısı demek.. İş kapısından da bu tesislere mal satan binlerce insanın rahat bir nefes alması demek.. Peki o yörede yaşayanlar, özellikle esnaf, turizmin önemini kavradı mı? Antalya'da ilginç tartışmalara tanık oldum.. Biri şu her şey dahil meselesi.. Kimine göre bu sistem esnafı bitirdi.. Turist uçaktan inip tatil köyüne giriyor.. Elini cebine atmadan tatilini bitirip gidiyor.. Tatil köyleri kazanıyor ama esnaf sinek avlıyor.. Kimi de diyor ki: HD sistemi olmazsa turist bu kadar rahat gelmez.. Çünkü esnaf hâlâ eski kafada.. Türk'e bire sattığı malı, yabancıya ona-yirmiye satmaya kalkıyor.. Hâlâ kısa zamanda büyük voleler vurma derdinde.. Turist enayi mi? Kazıklandığını geç de olsa öğreniyor.. Ülkesine gidince çevresine anlatıyor.. 'Aman fiyatlara çok dikkat edin, mümkünse dışarıda yemeğe bile gitmeyin' diyor.. Ben de HD sisteminin turistleri çok rahatlattığını düşünüyorum.. Bırakın yabancıları.. Dört kişilik bir aile herhangi bir tatil köyüne gittiği zaman, o kaç para bu kaç para diye düşünmüyor.. İkide bir elini cebine atmıyor.. Tatil bütçesini daha rahat yapıyor.. Tartışılan ikinci konu ise, aşırı rekabet nedeniyle, yabancılar için, fiyatların gereğinden çok aşağı çekilmesi.. Böyle yapınca doluluk oranı artıyor ama sunulan hizmetin kalitesi düşüyor diyorlar.. Bir süre sonra bunun faturasını ödemeye başlayacağımız konuşuluyor.. Yani Akdeniz sahilleri, düşük gelir düzeyindeki insanların tatil yöresi olabilir.. Bu da turist sayısını artırsa bile beklediğimiz gelire ulaşmamızı engeller.. Gördüğüm şu: Turistin yerlisinin de yabancısının da önemini herkes kavramış.. Turistin o yöreye canlılık getireceğini görmüş.. Çarpıcı bir örnek.. Başbakan diyor ki: Cezaevi açmamız için birçok yerden talep var.. Neden? Hareket olsun diye.. Yani insanlar kendi ilçelerinde cezaevi olmasına bile razı.. Yeter ki dışarıdan gelenler olsun.. Para bıraksın.. Cezaevinin ihtiyaçları esnafın yüzünü güldürsün.. Satışını artırsın.. Başbakan'ın Anadolu'yu ihmal ettik sözünü önemsiyorum.. Çünkü turizm patlaması artık sahil şeridinden değil; Anadolu'dan, İstanbul'dan geçmeli..
|