| |
CHP'nin geleceği Hollanda'nın ateşi
Meslek hastalığı olsa gerek.. İnsan tatilde bile olsa gazeteleri okurlar gibi okuyamıyor.. TV haberlerini izleyici gözüyle takip edemiyor.. Gazeteci milleti mekan değiştirse de, masa başından ağaç altına geçse de incik cıncık bütün haberleri ve yorumları okumadan edemiyor.. Satır aralarına dikkat etmekten kendini alamıyor.. Tatilde ilgimi çeken konulardan biri CHP'nin 3 Temmuz'da yapacağı kurultaya ilişkin yorumlar oldu.. Diğeri ise Hollanda-Almanya maçından sonra yapılan değerlendirmelerdi.. CHP ile başlayalım.. Medya da toplum da CHP konusunda ikiye ayrılmış durumda.. Kimileri CHP'ye haksızlık yapıldığını düşünüyor.. Bu gruba göre CHP, Meclis'te iyi muhalefet yapıyor.. Komisyonlarda etkili oluyor ama iktidarın ezici çoğunluğuna karşı elinden bu kadarı geliyor.. Tayyip Erdoğan'a laf söyleyemeyenler, Baykal'ı yerden yere vurmaktan çekinmiyorlar.. Çünkü Erdoğan iktidarda.. Baykal muhalefette.. CHP'nin izlediği politikayı beğenenlerin ortak görüşü, bu partinin Baykal'la bir yere gitmeyeceği noktasında odaklanıyor.. Onlara göre CHP'nin Baykal'la seçim kazanması mümkün değil.. CHP'ye kızanlar eleştirilerini Baykal'la sınırlamıyor.. CHP'nin sadece laiklik ekseninde politika yaptığını, giderek katı bir devletçi partiye dönüştüğünü, toplumun sorunlarıyla ilgilenmediğini iddia ediyorlar.. Yani onlar, CHP'nin halktan koptuğunu düşünüyorlar... CHP'nin Kıbrıs politikası ile Kıbrıslıların tercihinin taban tabana zıt çıkmasını önemli bir argüman olarak gösteriyorlar.. Sadece medya ve CHP'li seçmen değil, CHP delegeleri de bu iki bakış açısında kümelendi.. Ancak birinci görüşü savunanlar çoğunlukta.. Baykal'la olmaz diyenler azınlıkta.. Genel Merkez'i yönetenler her kafadan bir ses çıkmasından, parti disiplininin bozulmasından; muhalifler ise tek adam yönetimine geçilmesinden yakınıyor.. Muhaliflerle birlikte hareket etmese bile Kemal Derviş'in de en büyük şikayeti tartışma ortamının olmaması.. Şimdi bu ortam nerede var ki diyeceksiniz.. Haklısınız.. Zaten en büyük zaafımız da bu.. Sadece politikada değil, iş hayatında ve aile ortamında da tartışma adabını pek bilmeyiz.. Tartışma kültürümüz ne yazık ki hiç gelişmemiştir.. Bir toplantıya girersiniz.. Bir konuda eleştiri yaparsanız o konunun muhatapları hemen sizi düşman beller, sözlerinizi kişiselleştirir, kendisine karşı bir hareket sayar.. Bu nedenle bizde toplantılar adet yerini bulsun diye yapılır.. Kimse karşı cepheyi büyütmemek için düşündüğünü söylemez.. Demek ki politika da CHP de farklı değil.. Her neyse, bu ayrı bir konu.. Görünen o ki, 3 Temmuz'dan sonra CHP'de önemli bir değişiklik olmayacak.. Belki bir kaç kopma olur.. CHP bir sonraki seçime kadar bu çizgisini sürdürür.. Geçelim Avrupa Şampiyonası'na.. Hollanda-Almanya maçından sonra çıkan yorumlara bayıldım.. Tatilde beni bir hayli eğlendirdi.. Hollanda, Almanya önünde bir puanı F. Bahçeli yıldız sayesinde kapmış.. Yorum şu: Pierre kurtardı. Nasıl mı? Şöyle; beraberlik için yüklenen Hollanda'yı Van Hooijdonk'un 74. dakikada oyuna girmesi iyice ateşlemiş, Van der Meyde'nin ortasında Van Nistelrooy beraberliği sağlamış.. Pierre nasıl kurtarmış? İyice ateşleyerek.. Böylece Avrupa Şampiyonası'na da damgamızı vurmuş olduk.. Acaba diyorum, F. Bahçe'li yıldız Çek maçında oynamadığı için mi Hollanda iyice ateşlenemedi de yenildi? Fazla kurcalamayalım.. Futbol, politikadan daha derin konu..
|