kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bayılana ilaç, ayılana indirim

Geçmiş olsun. İyileştiniz mi? Sağlıklı günler, uzun ömürler dilerim. Yeni ilaç fiyatı indiriminiz de hayırlı olsun.
Bu da "Avrupa hamlesi", biliyorsunuz. Daha gariban olan yeni üyeler AB'ye girmeden önce, hükümet "bize benzediğini" düşündüğü 5 AB ülkesindeki ilaç fiyatlarını inceledi ve iyi günde, kötü günde komşumuz Yunanistan'ı "kerteriz" almaya karar verdi.
Yani, yeni ilaç fiyatlarını, görünürde AB, fiilen de Yunanistan belirliyor.

***

Keşfedildi ki, eczane raflarındaki ilaçların üçte biri, Yunanistan'daki emsallerinin de üstünde fiyatla satılıyormuş.
Diğer Avrupa ülkeleri bir yana, kişi başına geliri Türkiye vatandaşlarının ortalamasının 2- 3 katını bulan, gelir dağılımı nispeten daha dengeli olan Yunanistan'dan bile daha pahalı!
KDV indiriminden sonraki ikinci ilaç ucuzluğu dalgası işte böyle geldi.
Eşeğini kaybedip bulan misali, işte buna seviniyoruz.
Bu çoğu ve çoğunluğu yoksul ülkede, canımız, üstüne titrediğimiz çocuklarımız, çaresizliklerimiz için reçete reçete, kutu kutu derman ararken, yıllar boyu sivri kazık yemişiz hep birlikte; şimdi çıktı diye pür neşeyiz.
Piyasadaki ilaçların üçte birinin fiyatı, en hayatileri, şahıs başına geliri bizimkini katlayıp duran Yunanistan seviyesine "indi" diye.
Nasıl çıktıydı, kim çıkarttıydı, bu nasıl piyasaydı, ne menem bir vicdandı diye bir sorumuz namevcut.
Bu yoksulluğa bu fiyatlar nasıl geçirildi diye bir hesaplaşma hak getire.
Bakan, devletin yılda 500 milyon dolar civarında bir tasarrufunun olacağını söylüyor; tercümesini "onca ihale iskontosuna rağmen her yıl devlet 500 milyon dolar kazıklandı" diye yapmıyor.

***

Kaldı ki, ilaç fiyatlarının "Euro" cinsinden Atina'ya denkleştirilmesi, indirimle kalmıyor.
Bir de, piyasadaki üçte iki ilacın fiyatının o seviye altında bulunmasından ötürü "kaldırım" ihtimali var.
Prospektüste minik harflerle yazılanlar gibi, mahcup ve sinsi.
Bir raunt kaybettiklerini düşünen ilaç firmalarının asıl nakavt beklediği yumruk orada, eldiven içinde.
Yine de, bunca yıl baygın yattıktan sonra, biraz ayılmak fena değil.
Fena olan, bugüne kadar, bu yoksul ülke insanının kalbine, kanserli bedenine, sancılı midesine, yüksek tansiyonuna şifa adına musallat olmuş "sülükleşme" alışkanlığının köklerinin baki kalması.
Özellikle, patentlerle kendini sağlama alan yabancı ilaç firmalarının burayı ciddi bir ithalat pazarı olarak reçetelemeleri.

***

İlaç şirketlerine sorarsanız, Türkiye'de "kişi başına tüketim" Avrupa'nın çok gerisinde. Misal, Yunanistan'da kişi başına 135, bizde 35 dolar.
Tabii, pek hasta olmadığımızdan, sağlam kafa-sağlam beden durduğumuzdan değil; nüfusun büyük bölümünün ilaca verecek parası ile sosyal güvenliği bulunmadığından.
Ama burası, ilaç pazarı olarak, çok parlak. İlaca dökülen paranın toplam sağlık harcamasına oranı, Yunanistan'dan yüksek. Çünkü, doktordan çok, ilaca koşuluyor. Nitekim, eczane başına nüfus, Almanya'nın, İngiltere'nin, İsviçre'nin bile altında. Çok çağdaş!
Kişi başına tüketim az olsa da, toplam ilaç tüketimi, 2.5 milyar dolarla, Avrupa'da gelişmiş ve nüfusu büyük ülkeler dışında, ciddi bir rakam. 10 milyonluk Yunanistan ne kadar ilaç tüketse de, ancak 1.4 milyar dolarlık bir pazar.
Oysa, Türkiye'nin sadece ilaç ithalatı bile bunun üstünde. Üstelik, ilaç ithalatı 5 yılda üçe katlanan bir iştaha sahip.
Bu ülkede ilaç, "Avrupa fiyatları" ve "indirim sevinci" ile geçiştirilemeyecek kadar ciddi mesele.
Geliriniz Avrupalı değilken fiyatın Avrupalı olmasına sevinedurun!

Not: Bedenlerimiz içinde hangi ölüm tuzaklarının olduğunu da bazen bilemiyor yahut önemsemiyoruz. İki seçimden galip çıkan, canlı ve hayat dolu Ahmet Piriştina'ya da ölüme bu kadar erken yenilmek yakıştırılamazdı. Yakınlarına, partisine, çalışma arkadaşlarına, İzmirlilere başsağlığı dileklerimle.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gecikmiş bir merhaba, erken bir veda   / 22-06-2004
 Global tarla   / 21-06-2004
 Babalar gününde bazı analara dair   / 20-06-2004
 Gülüşün ve unutuşun medyası   / 18-06-2004
 Bayılana ilaç, ayılana indirim   / 17-06-2004
 Adaletin tıbbı, tıbbın adaleti, bilimin sefaleti   / 16-06-2004
 Akbabalarla aynı bekleme salonunda kalmamak   / 15-06-2004
 Bir, iki, üç yetmez!..   / 14-06-2004
 Boğaz'ı kapattıran korkunun ilham kaynağı   / 13-06-2004
 Günaydın, dün gece nasıl uyudunuz!   / 11-06-2004
MEHMET TEZKAN
Eza çekmektense cezaevine razılar
Turizmden bu yıl...
EMRE AKÖZ
Reytingleri Medyum Memiş ölçsün
Lafı uzatmadan konuya...
UMUR TALU
Vicdan dostlarıma şahsi mektup
"Neden eksildik böyle,...
Clintonmania dün resmen başladı
Eski ABD Başkanı Bill Clinton'un yazdığı ve piyasaya çıkmadan çok...
Avrupa, Avrupa duy sesimizi işte bu Türkler'in ayak sesleri
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM), Türkiye'yi...
Vikink kardeşliği:2-2
Vikink kardeşliği:2-2
Maç öncesindeki "2-2 bitecek" iddiaları gerçek oldu. Danimarka'nın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.