|
İnsanların kaybolup gittiği bir ülkenin öyküsü
|
|
Önde tango denen dünyanın en güzel, en zarif dansını yapan insanlar. Ve arkada duvara vuran işkence sahneleri. Belki gerçekten de olanları hatırlatmakta yarar var
Tehlikeli İlişkiler" filmi için yazdığı senaryoyla Oscar alan Christopher Hampton, çok ilginç "Carrington" filmiyle yönetmenliğe geçmiş, ancak ikinci filmi olan "Gizli Ajan"da aynı başarıyı yakalayamamıştı. İstanbul festivalinde de konuk ettiğimiz sanatçı, geçen yıl Venedik'te yarışan üçüncü filmiyle karşımıza geliyor. Ve 1970 yıllarında Arjantin'de geçen bir öykü anlatıyor. Öykünün dekorunu, Arjantin'de o yıllarda başta bulunan ve nedense tüm Latin Amerika ülkelerinde benzer biçimde davranan baskıcı, işkenceci ve zalim bir askeri yönetim oluşturuyor.
En küçük muhalefete bile izin vermeden ve sayısız insanı gözaltına alıp geri vermeyen bu rejim, ünlü "kayıplar" deyimini, ayrıca evlatlarını arayan annelerin oluşturduğu ve bize de ulaşan "Cumartesi anneleri" ni siyaset lügatına sokmuştu. Bir sahnede çok iyi beliriyor; önde tango denen o dünyanın en güzel, en zarif dansını yapan insanlar. Ve arkada duvara vuran işkence sahneleri... Latin Amerika ülkelerinde o kıpır kıpır ve insancıl müzikle, o korkunç zulüm ve terör yönetimleri nasıl oluyor da bir arada varolabiliyor? Belki filmde dendiği gibi, gerçekten de olanları unutmayıp aynen hatırlamak ve sürekli sanat yapıtlarıyla hatırlatmak gerekiyor.
ARALARINDA TÜRKİYE DE VAR Ama film ne yazık, bu soylu amaç yönünde beklenen başarıya ulaşamıyor, yeni bir "Resmi tarih" ya da "kayıp" olamıyor. Senaryodan çekime çok şey aksıyor ve inandırıcılığı zedeliyor. Ne başta Emma Thompson tüm o İngiliz oyuncuları gerçekten Arjantinli kabul etmek, ne o dönemin dehşetini hissetmek, ne canı kadar sevdiği iki insanın hayatı söz konusu olduğu halde her şeyin başındaki generale cesaret gösterisi yapan tiyatrocuyu ciddiye almak olanağı var.
Filmin dramatik yapısında birşeyler eksik, anlattığı hikaye kadar unutulmaz kılacak bir harç, bir kıvam eksik. Ve de bu iyi niyetli ama yetersiz filmin sonunda "kayıpların varolduğu ülkeler"in adı verilirken, en sonda da olsa TURKEY adını görmek gerçekten üzüntü verici oluyor. Latin Amerika'daki orduların yozlaşmışlığıyla hiçbir ilgisi olmayan bir orduya, Atatürkçü geleneğin koruyucusu bir askeri anlayışa sahip bir ülke, geçmişte kalmış kimi hatalarını temizlese de, artık tür tür filmler olaylarla birlikte, insanların gözaltında kaybolduğu bir ülke olarak anılmasa... Fena mı olur?
KAYIP HAYATLAR (Imagining Argentina) Yönetim ve senaryo: Christopher Hampton Görüntü: Guillermo Navarro Müzik: George Fenton Oyuncular: Antonio Banderas, Emma Thompson, Ruber Blades, Maria Canals, Claire Bloom, Anton Lesser İngiliz filmi
|