|
|
|
|
|
|
Yeni işkence faturası
15 gence işkence davasında polisleri zamanaşımı kurtardı. AİHM'in bu nedenle verdiği 310 bin Euro'luk cezayı ise vatandaş ödeyecek
AİHM ilk kez Türkiye'de yargı süreci devam eden bir davayla ilgili karar verdi. Mahkeme, işkenceyi yapan polisler hakkında açılan davanın zamanaşımına uğratılmasını gerekçe gösterdi.
DAVANIN mağdurlarından Devrim Öktem, 1.5 aylık hamileyken işkencede bebeğini düşürdüğünü, bunu kanıtlayabilecek parçaların alınması için iki kez kürtaj yaptırdığını anlattı.
*** Devrim kaybetmişti Türkiye de kaybetti
21 yaşındaki Devrim Öktem, işkence yüzünden çocuğunu kaybetmişti. İşkenceciler zaman aşımından kurtardı. Türkiye ise 'özür' diledi ama, AİHM'de mahkum oldu.
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi, bir işkence davasını daha karara bağladı. Türkiye, 21 yaşındaki mağdur Devrim Öktem'e, 21 yaşındayken gözaltında işkence görmesi ve işkence nedeniyle çocuğunu düşürmesi karşılığında 330 bin Euro tazminata mahkum oldu. Kayıtlara "2. Manisa Davası" olarak geçen olay, 8 yıl önce, yasadışı TKEP/L örgütü üyesi oldukları gerekçesiyle 23 gencin gözaltına alınmasıyla başlamıştı. Gençler 13 ile 15 gün arasında gözaltında tutulduktan sonra, tutuklandılar ve haklarında dava açıldı. Sanıklardan idamla yargılanan Devrim Öktem, gözaltında işkence gördüğü gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Polisler Mustafa Taner Paylaşan, Ahmet Bereket, Fatih Berkup, Mehmet Atilla Çavdar ve Yakup Doğan hakkında 'işkence' suçlamasıyla açılan dava, İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. İşkence mağduru Devrim Öktem, 27 Mayıs 1997'deki duruşmada, yaşadıklarını anlatırken hem ağladı, hem ağlattı: "Gözaltına alındığımda 1.5 aylık hamileydim. 'Bu çocuğu sana doğurtmayacağız' dediler. Ters-düz askıya aldılar. 'Polis çocuğu doğurmak ister misin' dediler, cinsel tacizde bulundular. Islatıp dövdüler, soğukta beklettiler. Askıdayken karnıma ve kasıklarıma sopalarla vurdular. 15'inci günün sonunda, DGM'ye çıkarılacağımız gün tuvalette bebeğimi düşürdüm."
İKİ KÜRTAJLA İŞKENCE DELİLİ 21 yaşında genç bir kadındı Devrim Öktem; yasadışı örgüt üyeliği suçlamasıyla idamla yargılanıyordu, bir yandan gördüğü işkencenin hesabını soruyordu, bir yandan da gözaltında bebeğini düşürdüğünü ispatlamaya çalışıyordu ve başına gelecekler daha bitmemişti. Öktem, 8 yıl sonra geriye dönüp, yaşadıklarını SABAH'a şöyle anlattı: "Gözaltından çıkıp Adli Tabipliğe sevkedildiğimde bebeğimi kaybettiğimi söyledim. 'Bizim yapacağımız bir şey yok. Cezaevine kendini hastaneye sevk ettirirsin' dediler. Cezaevine konulunca sancılarım arttı, hastaneye sevk ettiler. Haseki Hastanesi'nde kürtaj yapıldı. Kürtajı yapan doktor bana çok kötü davrandığı için avukatım aracılığıyla Türk Tabipler Birliği'ne şikayette bulundum. Daha sonra infaz koruma memurlarının getirdiği sonuç raporunda 'Karnından alınan parça laboratuvarda kayboldu' deniliyordu. Doktorlar hakkında yine suç duyurusunda bulundum. Bu arada yeniden sancılarım başladı. Yatalak olmuştum. Beni yeniden hastaneye sevk ettiler. İkinci kez kürtaj oldum, çünkü karnımda bebeğime ait parçalar kalmıştı. İkinci kürtaj sırasında alınan parçalarla bebeğimi işkence nedeniyle kaybettiğimi ispatladım."
ZAMAN AŞIMI ZIRHI Cezaevinde 30 ay tutuklu kaldı, tahliye edildi Devrim Öktem. İdamın kalkmasıyla, hakkında müebbet hapis istemiyle yargılandığı dava henüz sürüyor. Ona işkence yapan, bebeğini düşürmesine neden olan polisler hakkındaki dava ise, 'zaman aşımı'na uğradı. Sanıklar, önce "Tebligat ulaşmadı" gerekçesiyle mahkemeye gelmediler, sonra ise "Avukatımı değiştirmek istiyorum" hakkını suiistimal ederek zaman kazandılar, sonunda zaman aşımı süresini doldurmayı başardılar. Sanık avukatlarının suç duyurusunda bulunmasıyla, polislerin amiri olan Mustafa Sara, iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğer polisler yargılandıkları süre boyunca görevlerinde kaldılar, Mustafa Taner Paylaşan adlı başkomiser ise zamanla emniyet müdür yardımcısı oldu.
TÜRKİYE ÖZÜR DİLEDİ AMA İşkence davası böyle sonuçlanınca, mağdurlar AİHM'e gittiler. Türkiye devletini savunan avukatlar, Strasbourg'daki mahkemede, sanıklara 530 bin Euro'luk "Dostane çözüm" önerdiler. Ancak Devrim Öktem ve diğer davacılar, reddettiler. Türkiye yaptığı savunmada, "İşkence nedeniyle özür" de diledi ve "Yapılacak yasal düzenlemelerle işkencenin sona erdirileceği" sözünü verdi. Ve AİHM, sanıkların yargılandığı diğer davanın sonuçlanmasını beklemeden kararını verdi, Türkiye'yi 310 bin Euro tazminata mahkum etti. AİHM'deki davanın "hakkındaki suçlamaların yasadışı yollardan elde edilen delillere dayandığını ispatladığı için biraz da olsa kendisini rahatlattığını" söylüyor Devrim Öktem. AİHM kararıyla alacağı tazminatın hiçbir anlamı olmadığını vurguluyor, "Geleceğim çalındı. Karnınızda taşıdığınız can sizden alınıyor. Türkiye'nin önerdiği 'dostane çözüm' bunun karşılığı olabilir mi? 1 milyar dolar verselerdi yine kabul etmezdim. Önemli olan, işkence gördüğümün, yasadışı yollardan delil elde edildiğinin ispatlanması" diyor. Cezaevindeyken okulu yarıda kalan Öktem, yeniden üniversite sınavına girdi ve 18 Mart Üniversitesi İşletme Bölümü'nü kazandı. Şimdi en büyük hayali, çocuk yuvasında çalışmak ya da sivil toplum kuruluşlarında kimsesiz çocuklar yararına projeler uygulamak. Öktem'in avukatı Gülizar Tuncer de, AİHM kararıyla yeniden yargılama hakkı kazandıklarını söylüyor.
Zülfikar Ali AYDIN / MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|