kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Strateji arayışı

Önemli ülkelerin liderleri iç veya dış politikayla ilgili yeni mesajlarını veya yönelimlerini yaptıkları konuşmalarda ortaya koyar. Verilecek mesajın önemine göre kamuoyu önceden bu konuşma için hazırlanır. Eğer konu dış politikaysa, ilgili ülkelerin yöneticilerine de bazı mesajlar iletilir. Temel tercihleri ya da yeni yönelimleri açıklayacak konuşmalar çok sık yapılmaz ve mesajları oldukça açık ve nettir. Merkez bir ülkenin dış politika yönelimlerine ilişkin tartışmalar bu konuşmalara ve yapıldıkları yere referansla sürdürülür.
Türkiye'de genelde siyasetçiler, özel olarak da bu hükümetin yetkilileri, belli bir iletişim stratejisi içinde böyle konuşmalar yapma alışkanlığına sahip değil. Türkiye'nin hemen tüm gelişmelerin merkezinde olduğu bir dönemde Türk dış politikasının temel ilkeleri ve yönelimleri konusunda ana referans niteliği taşıyan kapsayıcı bir konuşma yok. Başbakan veya Dışişleri Bakanlığı danışman veya bürokratlarının yazacakları metinlerin ya da yapacakları konuşmaların ise benzer bir ağırlığı olamaz.
Düşünülürse ne Kıbrıs, ne Irak'a asker gönderme, ne de 1 Mart tezkeresi akabindeki durum hakkında Başbakan, kamuoyunu bu konulara odaklanarak doğrudan muhatap almadı. Bunun sonucunda özellikle 1 Mart ertesi ve Kıbrıs'taki referandum sürecinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özkök açıklamalarıyla ön plana çıktı.
Kayda değer saptama
Güvenlik algılamalarının, güvenliği ilgilendiren konulara bakışın ve strateji anlayışının ciddi bir dönüşüm geçirmekte olduğu bu dönemde de hükümetin yapması gereken bir işi TSK üstlendi. Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlter Başbuğ geçen hafta bir sempozyumun açılışında Türkiye'deki stratejik düşüncenin evrimi ve TSK'nın kendini yeni koşullarda konumlandırması açısından mesajlar içeren ve önemli soruları gündeme getiren bir konuşma yaptı.
Orgeneral Başbuğ'un kullandığı kavramlar, Soğuk Savaş sonrasıyla ilgili yaptığı saptamalar ve tehdit algılamaları stratejik düşüncedeki güncel yaklaşımları yansıtıyordu. Bundan yola çıkarak ulusal güvenlikle uluslararası güvenlik arasındaki bağlantılar hakkında söyledikleri seleflerince yapılmış benzeri konuşmalardan hayli farklıydı. Terörizmi yaratan sosyo-ekonomik sebeplerin ortadan kaldırılmasının elzem görülmesi, bu meseleyle çok uğraşmış bir ülke ve kurum açısından kayda değer bir saptamaydı.
Irak ve iç savaş riski
Irak'ta hayli kritik ve ilk safhaları çok kanlı geçeceğe benzeyen bir dönüşüm süreci başlamışken, TSK'nın Irak'la ilgili değerlendirmesi ayrıca önem taşıyordu. Irak'taki geçici anayasanın "çözümü gevşek merkezi devlet yapılanmasında" gördüğünü vurgulayan Orgeneral Başbuğ'a göre "tarihi örnekler, farklı etnik ve inanç gruplarına sahip ülkelerin daha çok, kuvvetli bir merkezi idare altında bir arada tutulabildiğini" göstermekteydi.
Bu saptama, 21. yüzyılın ve bugünkü Irak'ın gerçeklerine hiç uymadığı gibi, konuşmaya hakim olan zihniyet değişikliğine de ters düşüyor. Irak eğer bütün olarak kalabilecekse bunun katı bir merkeziyetçilikle gerçekleşmesi ancak kanlı bir iç savaşla mümkün olur. Böyle bir gelişme Türkiye'ye de pek çok bakımdan hasar verir. Irak'ın toprak bütünlüğü tüm yaşananlardan sonra ancak federal bir yapı içinde korunabilir.
Sonuçta TSK Irak'ın geleceği konusunda kendi tercihlerini ortaya koydu. Sıra hükümetin değerlendirmesini yapmasında ve tercihlerini ortaya koymasındadır. Nihai politika ise geniş bir tartışma sonucunda ve Baas türü bir rejime geri dönüşün imkansızlığı akıldan çıkarılmadan oluşturulmalıdır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Zaman kazanma manevraları   / 13-06-2004
 Reaganizm'in sonu   / 10-06-2004
 60 yılın hatırı   / 06-06-2004
 Strateji arayışı   / 03-06-2004
 Projektör altında   / 30-05-2004
 Bor'un pazarı   / 27-05-2004
 Şiddetin dili   / 23-05-2004
 Parlayan Hindistan   / 20-05-2004
 Kristal küre   / 16-05-2004
 Balayının sonu   / 13-05-2004
SOLİ ÖZEL
Şehir ve adam
Meşum haberi aldığımda artık varolmayan...
İki golde Fener'e
İki golde Fener'e
Transferde hız kesmeyen Beşiktaş dün iki bomba daha patlattı...
Şampiyon Memo
Şampiyon Memo
Mehmet Okur, Detroit Pistons formasıyla NBA şampiyonu olurken, bu...
Eski DEP'liler şehit evinde
Eski DEP'liler şehit evinde
Leyla Zana, şehit annesinin elini öptü, acılı babaya sarılan Selim...
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
TCK'dan sonra CMUK da çağdaşlaşıyor. "Savunma hakkı"nı güçlendiren...
İstanbul NATO zirvesine hazır
İstanbul NATO zirvesine hazır
NATO Organizasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Umur Apaydın, 'sıfır...
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Alman vatandaşı Emel Övüş ve polis memuru Kubilay Bilinmez çiftinin...
Yine başı dertte
Ünlü şarkıcı Seda Sayan'ın erkek kardeşi Sedat Sayan ile iki arkadaşı...
Çölleşmenin çözümü var
Bugün Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü. NASA’ya göre, dünya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.