kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Euro 2004
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

60 yılın hatırı

Bugün Fransa'da, Türkiye'de yaşayanlar açısından fazla bir şey ifade etmeyen bir olayın anısına törenler yapılıyor. İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'nın Naziler'den kurtarılmasının önemli eşiklerinden birisi 60 yıl önce Normandiya'da Omaha Plajı adı verilen yerdeki çıkartmayla geçilmişti.
Ruslar'ın büyük kayıpları göğüsleyebilmeleri ve fedakarlıkları neticesinde Doğu Cephesi'nde yenilgiyi tadan Nazi ordularına karşı savaşın sonucunu belirleyecek asıl Amerikan saldırısı bu cepheden başlamıştı. Stephen Spielberg'in Er Ryan'ı Kurtarmak adlı filminin açılış sahneleri bu çıkarmayı, o sırada yaşanan kargaşa, şiddet ve korkuyu olabildiğince çarpıcı ve gerçeğe yakın bir şekilde yeni kuşakların da bilincine kazıdı.
Normandiya çıkarmasıyla ABD bir nesillik süre içinde ikinci kez Avrupa'yı kendi şeytanlarından kurtarıyordu. Bir devlet olarak Amerika'nın bunda çıkarı olduğunu söylemek ya da emperyalistler arası kavgalardan dem vurmak, savaştaki Amerikan rolünü tam açıklamaz. Sonuçta ABD demokratik, savaşa kadar Savunma Bakanlığı olmayan, Avrupa'ya sıcak bakmayan bir ülkeydi ve siyasi kültürü itibarıyla da içe kapalıydı.
Unutulan değerlerin bedeli
Ancak Alman ve Japon faşizmlerine karşı yüzbinlerce Amerikalı, bilmedikleri, duymadıkları diyarlarda bir kötülüğe karşı mücadele etmek üzere liderlerinin çağrısına uydular. Vaz edilen amaçlar ve idealler uğruna ölümü göze aldılar. Onları savaştıran unsurlar arasında da vatan savunması kadar inançlar ve savaşın uğruna yapıldığı değerler de vardı.
1980'li yıllarda bu savaşta çarpışan sıradan insanlarla konuşan Amerika'nın büyük sözlü tarihçisi Studs Terkel'in kitabının adı da bu nedenle "İyi Savaş"tı. Savaşanlar inandıkları değerler uğruna savaşmışlar, Avrupa üzerine düşen bir karanlığı ve bir soykırımı sona erdirmişti. Avrupa'nın batısı, yani Amerikalılar'ın Nazileri söküp attıkları ülkeler özgürlüklerine kavuşmuştu.
Bu sicil ve ortak bir demokrasi inancı nedeniyle daha sonraki 45 yıl içinde de ABD'nin varlığı arada çıkan tüm sürtüşmelere rağmen Batı Avrupa'da hep meşru sayılacaktı. Bunun aksine Avrupa'nın doğusundaki Sovyet etkisi ve varlığı ise gayrımeşru sayılacak sonunda da bu nedenle Leninist sistem Doğu Avrupa'da 15 yıl önce çökecekti. Türkiye ise bir ara flört de ettiği Nazi Almanyası'na karşı savaşmadı. Savaşın siyasi, stratejik ve kendi askeri zayıflığı gibi parametrelerini hep dikkate alıp değerler kısmını bir yana bıraktı. Bunun bedeli de savaşın bitmesinin hemen ardından yaşadığı, Sovyet taleplerine tek başına karşı çıkmasını gerektiren, büyük yalnızlık oldu.
ABD başarısızlıktan kurtardı
Bir savaşla harcı karılan Atlantikötesi ilişkiler bugün ciddi bir krizden geçiyor. Sovyetler Birliği'nin ortadan kalkmasıyla ister istemez gevşeyen ilişkiler Bush yönetiminin küstah tavırları ve Irak savaşı nedeniyle esaslı bir darbe yedi. Normandiya'da uğruna savaşılan değerler Irak savaşı sırasında mecazi olarak Ebu Gıreyb hapishanesinde iğfal edildi. ABD içinde bu zemin üzerinde Bush yönetimine karşı nihayet ciddi bir muhalefet şekillenmeye başlıyor.
Post-modern yani ulus-devlet mantığı ötesinde bir siyasi yapılanma içindeki AB'nin bazı üyeleri ve hemen tüm kamuoyları ise ABD'yi canavarlaştırdı. Bu abartılı anti- Amerikancılıkta belki de Josef Joffe'nin vurguladığı gibi Avrupalılar'ın Amerika'ya "kendilerini sık sık kendi en beter başarısızlıklarından" kurtardığı için duyduğu kızgınlık vardır. Ancak dünya sistemi Atlantikötesi ilişkilerin zemininde istikrar bulabilir. Bu ilişkilerin kötüye gitmesi, krizde olması, siyaset üretememesi dünya için hayırlı sayılmaz.
Bugünkü anma törenleriyle başlayıp İstanbul'daki NATO zirvesiyle bitecek toplantılar ve zirveler dizisinde yeni dönemle ilgili bir mutabakatın şekillenmesi bu nedenle önemlidir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Zaman kazanma manevraları   / 13-06-2004
 Reaganizm'in sonu   / 10-06-2004
 60 yılın hatırı   / 06-06-2004
 Strateji arayışı   / 03-06-2004
 Projektör altında   / 30-05-2004
 Bor'un pazarı   / 27-05-2004
 Şiddetin dili   / 23-05-2004
 Parlayan Hindistan   / 20-05-2004
 Kristal küre   / 16-05-2004
 Balayının sonu   / 13-05-2004
SOLİ ÖZEL
Şehir ve adam
Meşum haberi aldığımda artık varolmayan...
İki golde Fener'e
İki golde Fener'e
Transferde hız kesmeyen Beşiktaş dün iki bomba daha patlattı...
Şampiyon Memo
Şampiyon Memo
Mehmet Okur, Detroit Pistons formasıyla NBA şampiyonu olurken, bu...
Eski DEP'liler şehit evinde
Eski DEP'liler şehit evinde
Leyla Zana, şehit annesinin elini öptü, acılı babaya sarılan Selim...
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
Savcılar avukata tepeden bakamayacak
TCK'dan sonra CMUK da çağdaşlaşıyor. "Savunma hakkı"nı güçlendiren...
İstanbul NATO zirvesine hazır
İstanbul NATO zirvesine hazır
NATO Organizasyon Komitesi Başkanı Büyükelçi Umur Apaydın, 'sıfır...
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Çocuklar Türkiye'de babalarıyla kalacak
Alman vatandaşı Emel Övüş ve polis memuru Kubilay Bilinmez çiftinin...
Yine başı dertte
Ünlü şarkıcı Seda Sayan'ın erkek kardeşi Sedat Sayan ile iki arkadaşı...
Çölleşmenin çözümü var
Bugün Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü. NASA’ya göre, dünya...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.