Meyve Suyu Endüstrisi Derneği uyardı: Gıda Kodeksi, meyve suyu ve nektarında katkı maddesi kullanımına izin vermiyor. Ancak toz ve aromalı içecekler ile meyveli gazozlar kodeks dışında.
Meyve suyu dendiğinde aklınıza ne geliyor? Eğer evde taze sıkılmış değilse, hemen herkes, meyve suyundan şişelenmiş ya da kutuda satılan, renkli, meyve kokulu içecekleri anlıyor. Oysa piyasada meyve suyu genellemesiyle satılan içeceklerin üretim yöntemleri, içerikleri, vitamin oranları birbirinden çok farklı. Kimi meyve nektarı adıyla satılıyor, kimi meyveli gazoz, kimisi aromalı içecek. Siz, "Aman susuzluğumu gidereyim" diye, kutunun üzerini okumadan alıyorsunuz belki ama, bütün bu ifadeler, içerikle ilgili pek çok bilgi veriyor. "Aman çocuklar yemesin!" başlığıyla önceki gün katkı maddelerinin özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkati çektiğimiz yazının ardından, Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Ekşi'den önemli bir uyarı geldi. "Meyve suyu nedir? Tanımının iyi yapılması gerek" diyerek piyasada yıllardır süren bir tartışmayı da gündeme getirdi. Prof. Ekşi, öncelikle doğru ve dozunda kullanıldığında katkı maddelerinin zararlarından korunulabileceğini, ancak Türkiye'deki en önemli sorunun kontrollerin yetersizliği olduğunu vurguladı. Bu nedenle, yasalarla dozları belirlense bile, piyasadaki katkılı ürünlerin her zaman güvenli olduğu konusunun belirsizliğine dikkat çekti. Ancak, aynı zamanda Meyve Suyu Endüstrisi Derneği Başkanlığı da yapan Prof. Dr. Aziz Ekşi, sektörde yaşanan ve uzun süredir mücadelesini verdikleri başka bir soruna daha dikkat çekti: "Meyve suyu ile aromalı içecek farklıdır. Biri yüzde 100 meyve içerir, diğerinde ise hiç meyve yoktur. Meyve suyu ve nektarında katkı kullanılmaz, ancak aromalı ve toz içecekler katkılıdır. Onların içinde gerçek meyve özü olmadığı için o lezzet ve renk katkılarla sağlanır. Tüketici gerçek ve güvenli koşullarda üretilmiş meyve suyundan korkmasın, ama ne satın aldığını, neyi içtiğini de sorgulasın. Biz yıllardır meyve suyunun diğerlerinden farkını anlatmaya çalışıyor, Rekabet Kurulu'na başvuruyoruz. Ama henüz sonuç alamadık. Yine de bu çabadan vazgeçmeyeceğiz."
ÖNEMLİ OLAN KONTROL Her ülkede hangi gıdaya, hangi katkının hangi dozda katılacağının yetkili kuruluşlar tarafından belirlendiğini söyleyen Prof. Aziz Ekşi, katkının yalnız izin verildiği gıdaya katılması, izin verilen dozun aşılmaması, katıldığı gıdanın kusursuz olması ve kullanıldığının gıda etiketinde de belirtilmesi gerektiğini vurguluyor. "Önemli olan bir katkının zararlı olup olmadığı değil, zararsızlık dozunun bilinmesidir" diyen Prof. Ekşi, şöyle devam ediyor: "E kodu verilen izinli katkıların güvenli kullanılma koşulları biliniyor ve Gıda Kodeksi ile tanımlanıyor. Yani bu durumda gıdalar kuramsal açıdan güvenlidir. Ancak bu koşullara uygunluğun (katkı, gıda, doz) kontrol ile doğrulanması gereklidir. Türkiye'de gıda kontrolü yeterli olmadığı için uygulama açısından gıda katkılarının güvenliği belirsizdir. Bu nedenle tartışmanın öncelikle gıda kontrol sistemine odaklanması gereklidir."