| |
Türkiye niçin iyiye gidecek?
Dünyaya yön vermek gibi bir saplantımız olmadığını okurlarımız biliyor. Zaten, George W. Bush gibi "unsurlar"ın, dünyaya yön vermeye kalkıştıkları bir ortamda, aklı olanın bu gibi işlerden uzak durması gereği çok açık. Günümüz dünyasını, bildiğiniz gibi Bush'un neo-con'cu hempaları ile Bin Ladin gibi kaçıklar yönetiyor. Bir de Saddam vardı, şimdi kimbilir hangi delikte kaderini bekliyor. Gerçi bu zavallı dünya, ki bana kalırsa evrenin en talihsiz gezegenlerinden biridir, birkaç yüzyıllık modern hayatında, az kaçık görmedi. Hitler'inden, Stalin'ine, Mao'sundan, Albay Kaddafi'sine kadar bir sürü zırdeliden az çekmedi insanoğlu... Genç Türkiye'nin kısa siyasi tarihini bütün bunlarla karşılaştırınca, insan gerçekten huzur buluyor. Zaten zavallı Menderes'i de, nahak yere ipte sallandırdığımız da sonradan kafamıza dank etmedi mi? Ne yapmıştı ki Menderes, idam edilecek? Konuyu, gerçekten gurur duymamız gereken, daha doğrusu duyabileceğimiz çok önemli bir "ulusal servete" getirmek istiyorum.
John Naisbitt Dünyanın ve insanlığın geleceğini okumakla ünlü bir filozof John Naisbitt... İstanbul'da verdiği son konferansında bakın neler söylüyor: "Ülkelerin zenginliği eskiden doğal kaynakları ve sermayesi ile ölçülürdü. Önce Japonya, sonra Asya ülkeleri, doğal kaynak olmadan da ilerlenebileceğini gösterdiler. Dünya sermayesi artık global olduğu için, rekabette en büyük dayanak insan kaynağı haline geldi. İnsanları nasıl eğittiğimiz, onları rekabetçi hale getirip getiremediğimiz artık büyük önem taşıyor. Özellikle de kadınlar. Erkeğe nazaran çok daha sezgili ve duyarlı oldukları için toplumun dönüşümünde çok etkili olabiliyorlar. Bu gelişme yüksek teknolojiden (High Tech), yüksek dokunuşa (High Touch) doğru bir gidiştir." John Naisbitt doğru konuşuyor.
Avrupa Parlamentosu Çağdaş dünyadan bir somut örnekle açalım konuyu... 460 milyon nüfuslu, 25 üyeli Avrupa Birliği'nde önümüzdeki günlerde çok önemli bir seçim yapılacak. Avrupa Parlamentosu'nun 732 üyesi seçilecek. 460 milyon nüfustan kaç milyon seçmen oy kullanacak peki? 350 milyon seçmen... Bu şu demek: 460 milyonluk Avrupa Birliği'nin, yüzde 80'i seçmen... Yani yetişkin ve yaşlı... Avrupa'nın yaş ortalaması 47... Peki Türkiye'nin yaş ortalamı kaç? 24... Bizim ülkemiz, Avrupa'nın yarı yaşında ancak... Tek başına Türkiye'nin 40 milyon seçmeni var... 25 ülkeden oluşan Avrupa'nın neredeyse 9'da 1'i...
AKP'nin kritik rotası Bu insan gücü tam anlamıyla henüz "kinetik" değilse bile "potansiyel" bir enerji... Ve muazzam bir enerji... Bütün mesele, genç insanlarımızı, biraz daha donanımlı hale getirebilmek, evrensel değerlere yatkın, kendi ulusuna ve ülkesine güvenen, açık fikirli, hoşgörülü ve mücadele için birikimli duruma yükseltmekte yatıyor. Son genel seçimlerde, eski siyaset model- lerinin bir anda silinip tarihe gönderilmesinin altında yatan esas enerji de buydu zaten... AKP, bu enerjiyi okuyabilir ve doğru yönlendirebilirse, ülkenin makus talihini tersine çevirebilir. Yoksa birkaç yıl içinde kendisi de tarihin derinliklerini boylar.
|