| |
|
|
Bodrum'dan inciler
Sevgi'nin Günlüğü
Bikiniler, güneş yağı, bluzlar ve terlikler tamam. Cihan Demirci'den Espirin mi yoksa Erich Fromm'dan Sevme Sanatı mı? Yok ya en iyisi Tavuk Suyuna Çorba çeşit çeşit hikâyeler.. Aman cep telefonumun şarjını da unutmayalım, e sevgilimle bağlantı kanalım ne de olsa... Veee Bodrum yolcusu kalmasın! Geçen hafta sonunu Bodrum Fuga Otel'de geçirdik. Kız kıza tatil.. sınırsız dedikodu, sınırsız makara, sınırsız uyku. Hıncalımın eli ayağı Yasemin Abla'nın ikinci balayı yaşadığı, öve öve bitiremediği Fuga, kaçış demekmiş. Biz de kaçtık işte. Ekibimiz beş hatundan kurulu; bir kadın dergisi editörü, bir bankanın tanıtım müdürü, bir marka sorumlusu, tasarımcı ablam ve ne olduğu belirsiz ben. Topu topu iki günümüz var, bol bol güneşlenmeliyiz. Yani şimdi doktorları kim takar, zaten bize bir şey olmaz. Beş hatun aramıza bir de reklamcı erkek aldık. Başladık plaj analizine... Öncelikle bu yaz fıs fıslı güneş yağları moda. Serinlemek için naneli buzlu ayran için. Ayrıca kokoşluk tamamen mevzu dışı, naturel, dağınık, ikinci el görünmelisiniz. Bikinilerin altı da üstü de kesinlikle üçgen, terlikler Grace Kelly tarzı düz ve parmak arası. Akşam üstü Beach partisiz olmaz. Yani plaj halinize biraz alkol biraz müzik ilavesi şekli. Beach Party'de eski bir klüp yöneticisi abimizle demlenme şerefine nail olduk. Ellisini geçmiş, gençleri yakalamış döktürüyor. Genç ruhunun sırrı genç sevgiliymiş, en büyük manitası benim yaşımdan ufakmış (yürü be, kim tutar seni), aşk da neymiş? "Ama aşk hani şu midemizde kelebekler uçuşturan şey" desek de abiye sökmedi. Derken sevgilimi özledim hani uzaktayım ya belki yokluğum ona güzel sözler söyletir hesabı. En tatlı sesimle "Alo canım, seni çok özledim" dedim ve cevap patladı "Ha tamam, e yarın gece geleceksin ya." Hoppa yine mantarladık. Zaten ne yapsak olmuyor, fark edilemiyoruz. Saçı başı değiştiririz biz söylemeden anlamazlar. Diyete başlarız, köşedeki manav bile "Ooo abla süzülmüşsün" derken bizimki hâlâ tombiş muamelesini sürdürür. Evde mum, tütsü, müzik mizanseni yaratır, en şık kılıkları giyeriz sırtımızı sıvazlayıp buzz gibi "naber" ile koltu- ğa gömülürler. Kısacası amuda bile kalksak nafile. Ancak ya tekmeyi yemiş, ya da alkollenmişlerse bir iki kelam dökülüverirler. Ama neden? Şimdi Bodrum'dayken güzel iki laf duysam fena mı olur? Ya da "Bebeğim seni özledim" falan dese karizması mı dağılır. Ya ben sevildiğimi görmek istiyorum!! Üzüntümden rahatlamak için kendimi, Fuga Spa'ya vurdum. Su sesleri ve çiçekler arasında muhteşem bir masaj, sıcak havuz, peşine hamak sefası. Yok aklımdan çıkmıyor "Ha tamam, yarın geleceksin ya"!! Derken grubun yanına döndüm ki, tatilin bombası orada. Buradan tüm çapkınlara ibret olsun! Büyük lokma yiyin, büyük konuşmayın bence... Çünkü demin genç sevgililerini sıralayan abim, dalgaya gelmiş ve cep telefonunu açık bırakmış. Ne mi olmuş? Eşi tüm konuşmaları dinlemiş tabii. Kıyamet kopmuş, bizim abi "Yandım Allah" naralarıyla evin yolunu tutmuş. Geçmiş olsun! Tuş kilidini kullanmayanlara da ders olsun. Sevgi'yle kalın Email: sevgunluk@yahoo.com
|