|
 |
 |
 |
|
| Önümüzde şarap arkamızda boğalar
|
|
Bodegas Altanza 300 milyon Euro'luk bir yatırım ile iddialı bir şekilde şarap işine girmiş. Üstelik Altanza ekibi, Türkiye'de yatırım kararı alıyor
İspanya'nın "kuzeyi'ndeyiz". Ribera del Duero'- dan yukarı yola devam ediyoruz. Bugün İspanya bağcılıkta ön saflarda yer alan ülkelerdense bunu yeni menzilimize borçlu: Rioja ya da Fuenmayor. Neden? Çünkü bu bölge "İspanyol Şarabı'nın" yüzde 45'ini üretiyor. Bunun ne denli önemli bir kapasite olduğunu söylemeye mahal var mı? Veriler İspanya'da 35 milyon hektolitreye yakın şarap üretildiğini, 1 milyar 200 milyon hektar bağ bulunduğunu kaydediyor. Rioja dediğimizde neden bahsolunuyor, varın siz hesap edin!
Ne var ki işimiz hesap kitap değil. Şarapları tanımak. Öğleden sonra Logrono'da olacağız. Logrono Rioja'nın merkezi. Tamam da yolumuzun üstünde Burgos var. Burgos da bambaşka bir gerekçe ile önemli. İspanyollar katolik. Yeni nesli bilemiyoruz ama dindar insanlar. Her yıl "hac seferi" denebilecek bir rotayı katediyorlar. Müminler, medet umanlar bu kutsal güzergah üzerinde bulunan mahalleri sırası ile ziyaret ederek kutsandıklarına, adaklarını yerine getirdiklerinde dileklerinin yerine geleceğine inanıyorlar. İşte "Burgos Katedrali" bu "kutsal yolun" önemli duraklarından. Bütün İspanya'nın en güzel katedrallerinden olduğu söylenen yapı UNESCO'nun "Kültür mirası listesi"nde. Hele 13.yy'dan kalan bodrum katının mimarisi etkileyici. Katedral'den çıktığımızda şiddetli bir yağmurla karşılaşıyoruz. Burgos'un tarihi merkezini gezme hevesimiz kalıyor. Artık hedefimiz Lograno. Geç bir öğle yemeğine orada olacağız. İspanya'ya gidenler elbette biliyorlar.
Dükkanlar sabah 10.00'da açılıyor. Öğle tatili 12.30. Ama ispanyolların yemeğe gelişleri saat 13.30'dan sonra. Onu takiben siesta başlıyor. Yani öğle sonrası uykusu tatili. Dükkanlar 16.00 civarında açılıyor. Ya  akşam yemeği? Bilbao'da, ki burası artık İspanya'- nın en kuzeyi, saat 22.00'de kentin en iyi lokantasına ayağımı sürüyerek gittiğimde içerisi bomboş! "Bir şey mi var?" diye soruyorum. "Erken geldiniz. Müdavimlerimiz yarım saat sonra gelmeye başlarlar" deniyor. Akdeniz'in icabını yerine getirip, kısa zamanda bu saatleri yakalıyoruz. Saat 14.30'da Logrono'da Casa Chuci Lokantası'nın önündeyiz.
"Bakın, gemidesiniz, unutmayın" havası ile bezeli orta büyüklükte bir salon. 40-50 kişilik bir lokanta. Bir aile işletmesi. Karı koca çalışıyorlar. Adam lokantanın aşçısı. Şık ve zarif kadın servise de bakıyor. Uzun bir masa hazırlanmış. Tam karşımızda Madrid'e ayak bastığımızdan beri yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ile kalbimizi kazanan Ervigio Ruiz. Güney İspanya'nın bu sıcakkanlı delikanlısı, akşam üstü ziyaret edeceğimiz Bodegas Altanza'nın ihracat müdürü. Yanında oturan alımlı genç kadını tanıştırıyor:
"Vittoria, karım." Bizim cana yakın içgüveysi masada bulunan ve akşama tadacağımız bütün şarapları anlatıyor. Benim favorim, Lealtanza, Gran Reserva, 1998. Rioja'nın bütün karakteristiklerini içeren bir kırmızı. Yüzde 100 Tempranillo üzümünden. Yüzde 13.2 alkol oranına sahip. 12 ay Fransız ve Rus meşe fıçılarında dinlenmiş, 24 ay da şişede. Gövdeli, dengeli ve konsantre kırmızı, arkadan gelen meyvemsi renklere sahip. Bunun yanı sıra Amerikan, Fransız ve Rus meşe fıçılarını da okumak mümkün. 48 bin şişe üretilmiş, içimi kolay. Hem Ervigio hem de karısı anlatıyorlar:
Avrupa Topluluğu atak halindeki İspanyol şarapçılığına, Rioja'ya ne katkılarda bulunmuş. Üzümün geliştirilmesi, sahanın appelation'un  kontrolü, standartların tarifi, teknoloji ve eğitim için. Daha ne olsun? Rioja'lı şarapçıların başına devlet kuşu konmuş durumda. Yemeğe dönelim; kuşkonmaz, yavru enginar, kalamar ve kabak, kuzu uykuluğu ile başlayıp üç saat süren bir maraton. Nihayet tüm gücümüzü toplayıp akşamüstü Bodegas Altanza'ya gidiyoruz. Yeni kurulmuş, en çağdaş teknoloji ile donatılmış bir şaraphane. Emlak geliştirme işlerinden para kazanan ana şirket, yaklaşık olarak 300 milyon Euro'luk bir yatırım ile iddialı bir şekilde şarap işine girmiş. Bugün artık şarapçılar bir yandan da şarap turizmine göz kırpmaktalar. Bu nostaljik edalı ultra modern şaraphane de "Ben Rioja'nın zirvesine talibim" demekte... Bir de sevineceğimiz bir gelişme, Pegasus Wine haberliyor: Altanza ekibi, Türkiye'de yatırım kararı alıyor. Bu, gördüğümüz ileri teknolojinin de gelmesi demek!
Artık önümüzde Navarra kaldı. Burası, yani Pamplona çok meşhur. San Fermin Fiesta'yı bilmeyen yok. Temmuz başındaki "koşuşturmacayı" hatırlayacaksınız. Hani önde koşuşturan biçareler, arkada ise azgın boğalar. İşte burası orası. O malum gün ve güzergah dışında Pamplona sakin bir yer. Hemingway'in "Güneş de Doğar" romanını okudunuz mu? Senorio de Sarria'nın satış yöneticisi Rebecca Few beni La Perla'ya götürüyor. Castillo Meydanı'ndaki bu Otel Hemingway ve muridlerinin Pamplona'daki evi. Meydanda bir kahveye oturuyor, kuzey güneşi altında, Navarra'nın şarabı "Vinedo Sotes" yudumluyoruz, çok hoş bir rose... Hemingway'in kentin ruh halini, savaş sonrası ruh halleri ile yoğurarak bu "baştançıkartıcı kabusu" nasıl ölümsüzleştirdiğini anımsayarak...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
