Ekonomi yönetimi, AB'nin ekonomik kriterlerini belirleyen Maastricht Kararları'ndaki yüzde 60'lık üst sınıra yaklaştığını söyledi.
IMF ile uygulanacak yeni programın ilkeleri üzerinde görüşmeler sürerken, Türkiye'nin borç stoku konusunda umut verici rakamlar da konuşuldu. IMF Avrupa Bölüm Başkanı Michael Deppler, Ankara temaslarında 'borç sorunu'nu sıkça gündeme getirdi. Deppler, "Türkiye, diğer gelişmekte olan ülkelere kıyasla kamu sektörü borcu yüksek bir ülke. Bu nedenle Türkiye'de diğer amaçların önüne geçen amaç, borcun düşürülmesi olmalıdır. Örneğin AB'ye aday ülkelere göre, Türkiye'nin kamu borcu bunların iki katı düzeyinde" dedi. Bunun üzerine Deppler'a, "2003 yılı sonunda yüzde 70.4 civarında olan borç/GSMH oranı Nisan 2004 itibariyle yüzde 67.7'ye indi" bilgisi verildi.
Bu oran, AB'nin ekonomik kriterlerini belirleyen Maastricht Kararları'ndaki yüzde 60'lık üst sınıra Türkiye'nin yaklaştığını gösterdi. Deppler'ın ziyaret ettiği Sanayi Bakanı Ali Coşkun ise bir adım ileri giderek Türkiye'nin sanıldığı kadar borçluluğu yüksek bir ülke olmadığını savundu. Coşkun, "Kayıtdışı ekonomiyi de hesaba katarsanız aslında Türkiye'nin borcunun milli gelirine oranı yüzde 40'lara iniyor. Önemli olan gerçek potansiyeli kayda alabilmek" dedi.
MEMUR SAYISI FAZLA Deppler, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'le görüşmesinde, memur sayısını ve maaş zammını gündeme getirdi. IMF'nin 2005 yılından itibaren kamu sektörünün büyüklüğüne odaklanacağını ve bu alanda alınacak tedbirleri tartışmaya açacağını hissettiren Deppler, üstü kapalı Türkiye'deki memur sayısının fazlalığından söz etti. Şahin ise Türkiye'deki kamu personeli sayısının 70 milyonluk nüfusla kıyaslandığında sanıldığı kadar yüksek olmadığını, nüfusu Türkiye'ye yakın ülkelerdeki memur sayısının daha fazla olduğunu anlattı. Maaş zamlarının hedef enflasyona göre belirlendiğini, buna devam edeceğini belirten Şahin, Kamu Personel Reformu ile ücret sisteminin yeniden ele alınacağını, dengesizliklerin giderilip performansa dayalı ücret sistemine geçileceğini kaydetti.