kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ergun Babahan @ SABAH
 

21 gram

Bağdat Caddesi'nde meydana gelen ve ekmek parası peşinde koşan bir taksicinin ölümüyle sonuçlanan trafik kazası dünkü manşetimizdi.
Aslında oluşum koşullarına bakınca buna pek kaza demek mümkün değil. Alkol, aşırı hız, insan yaşamına değer vermeme, şımarıklık gibi birçok unsurun bir araya gelmesiyle işlenmiş bir cinayet adeta.
Failin kimliğine bakınca böyle bir olaya karışması beklenmeyecek iyi bir aile çocuğu. İyi eğitimli, özel bir üniversitede okuyor. Yaşıtı pek çok gencin gıpta ile bakacağı bir yaşamı var.
O şimdi bir zanlı. Demir parmaklıklar arkasında adaletin tecelli etmesini bekliyor. Hukuk sistemi onu yargılayacak ve bugünkü Ceza Yasası sistemi içinde ölenin yakınları için çok da tatmin edici olmayacak bir ceza verecek.
Peki bu genç kendi vicdanında nasıl bir hesaplaşma yaşayacak?
Öldürdüğü taksici gece rüyalarına girecek mi? Geride kalan eşi ve çocuklarının geçimlerini nasıl sürdüreceğini düşünecek mi? Öldürdüğü bu taksici yüzünden cehennemi bu dünyada, ruhunda yaşayacak mı?
Halen sinemalarda gösterilen 21 Gram filmi bu konuyu ayrıntıyla işliyordu. Ölümlü bir kazaya karışan bir insanın yaşamının nasıl alt üst olduğunu çarpıcı bir biçimde işliyordu.
Yaşadığımız bunca çalkantı arasında vicdani duygularımız ve acı çekme hissimiz de kayboldu herhalde. Yoksa özenle yetiştirdiğimiz gençlerimiz böylesine pervasızca direksiyon başına geçip insanları hoyratça öldürebilirler mi?
Bir genç, çocuklarına üç kuruş daha para götürebilmek için çırpınan birini öldürdükten sonra gazetecilere nasıl "Ben terörist değilim. Sadece adam öldürdük" deme cüret ve terbiyesizliğini gösterebilir.
Daha fazla para, daha lüks araba, daha farklı marka peşinde koşturduğumuz bu gençler insani duygulardan nasıl bu kadar uzaklaştı.
Sadece yolların kalitesi, ceza ve polis korkusu mudur Batı'yı trafik sistemi açısından daha yaşanılır kılan, yoksa orada yaşayanların başka insanlara, yaşam hakkına duyduğu saygı mı?
Daha modern, daha Batılı, daha zengin olmak isterken, daha az insan, daha az duygusal, daha saygısız bir nesil mi yetiştirdik dersiniz.
Daha iyi yaşam koşullarını elde etme peşinde koşturduğumuz çocuklarımıza, insan hayatına saygıyı öğretme konusuda nasıl bu kadar ihmalkâr davrandık acaba.
Bir taksici öldü.
O şimdi trafik kazasında ölenler istatistiklerinde bir sayı. 2004 yılı içinde ölen bilmem kaç bininci kurban.
Tepkilerine bakılırsa, olayın failleri için de öylesine istatistiki bir rakam.
Onun çocuklarını, eşini, umutlarını fark etmediği apaçık ortada.
Öldürdüğü adamdan çok kendi başına gelenlere üzüldüğü aşikâr.
Böyle bireylerden oluşan bir toplumda, trafik sistemi laçka, cezalar da çok yetersiz olunca arabasının yanında duran insanların acımasızca öldürülmesi adeta teşvik ediliyor.
İstanbul, olmayan trafik düzeni, olmayan trafik polisleri, süs için konulmuş trafik işaretleri, insanların giderek daha az uyduğu trafik lambalarıyla, yaşam kalitesi açısından AB standartlarından giderek uzaklaşıyor.
İnsanlara sadece kaybettikleri yakınlarının ardından çaresizce gözyaşı dökmek kalıyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Özkan ve Yüce Divan   / 09-06-2004
 21 gram   / 08-06-2004
 Bir aktörün ölümü   / 07-06-2004
 TV ve reklamlar.   / 04-06-2004
 Şimdi ne olacak?   / 02-06-2004
 Bak şu konuşana!   / 01-06-2004
 SABAH, WAN'a niye katılmıyor?   / 31-05-2004
 Washington, Bağdat ve Ankara   / 28-05-2004
 Bugün 27 Mayıs   / 27-05-2004
 İsrail'e tavır yeterli mi?   / 26-05-2004
ERGUN BABAHAN
Avrupai adalet
Avrupa Birliği'nin, Türkiye insanının...
ERDAL ŞAFAK
Mayın kalmadı
Türkiye dün sonucu AB'ye uyum paketlerinin...
AHMET HAKAN COŞKUN
Güzel bir gün
Ogünü, yani milletin meclisinden...
MEHMET BARLAS
Güngör Uras nasıl öldürüldü ve sonra nasıl yeniden hayata...
ALİ KIRCA
On yıl önce...
1994 Şubat'ıydı...
Televizyon...
SAVAŞ AY
Maskeli çocuk yaşamları!..
Onlar, okuldan, evden,...
ÖMER LÜTFİ METE
Sevgisizliğin kahramanları
Altıncı sınıf öğrencisi kız...
HINCAL ULUÇ
Süreyya Ayhan gerçeği..
"Turgay Hocam" dedim.. "Süreyya...
5 Kuruşları Yok
5 Kuruşları Yok
Naklen yayından alınacak peşinat gelmeyince transfer bile...
Pancu ısrarı
Pancu ısrarı
Beşiktaş'tan ayrılırken tazminatını bile almadığını hatırlatıp...
80 yıllık tabu yıkıldı
80 yıllık tabu yıkıldı
TRT'de ilk kez Kürtçe yayın yapıldı. Kürtçe ilk yayın TRT Radyo 1'de...
Gül: Baykal kıskanıyor
Gül: Baykal kıskanıyor
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, anadilde yayın konusunda CHP lideri...
On yıllık süreç bir saatte bitti
On yıllık süreç bir saatte bitti
DEP eski milletvekilleri Meclis'te Kürtçe yemin kriziyle başlayan...
Zana: Yüreğim buruk bir yanım hâlâ acıyor
Zana: Yüreğim buruk bir yanım hâlâ acıyor
Tahliye olur olmaz DEHAP Genel Merkezi'nde basın toplantısı...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.