kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Soli Ozel @ SABAH
 

Projektör altında

TRT'nin Kürtçe yayına yeşil ışık yakması El-Cezire televizyonunda hemen haber oluyor. Türk Başbakanı ve Dışişleri Bakanı'nın İsrail'in Refah mülteci kampındaki kanlı operasyonu hakkında söyledikleri Katalonya gazetelerinde bile yarım sayfalık haber-yorumlar yayımlanmasına yol açıyor.
Gerek ABD'de, gerekse AB üyesi ülkelerde Türkiye'deki gelişmeleri anlamak amacıyla birbiri peşisıra konferanslar düzenleniyor, makaleler yayımlanıyor. Türkiye dünyanın merkezi değilse bile denebilir ki dünyanın en başta gelen ilgi odaklarından biri.
Türkiye'nin AB üyeliğine, hatta üyelik müzakerelerine başlamasına sıcak bakmayanlar açısından bile Türkiye'de neler olduğunun anlaşılması önem taşıyor. Zira bugün dünyada tartışılan hemen tüm önemli konularda Türkiye ya kilit ülke konumunda, ya da bir laboratuvar özelliği taşıyor. İslam ile demokrasi arasındaki ilişki, Müslüman toplumlardaki laiklik ilkesinin nasıl bir kurumsal yapıda uygulanabileceği gibi konularda Türkiye'ye atıfta bulunmamak mümkün değil. Benzer şekilde Müslüman ülkelerde demokrasi-laiklik dengesinin ne şekilde kurulabileceği sorusunun cevabının da arandığı başlıca ülke.

"Erdoğan, olmazı başardı"
Bunun yanısıra çoğunluğu Müslüman olan nüfusuyla Batı sistemi içinde yer alması ve Batı ile bir çıkar ortaklığına sahip olması da Türkiye'nin tartışılmasına farklı bir boyut katıyor. Uluslararası sisteme egemen olacak ilkelerin bir uygarlıklar savaşı perspektifini mi, yoksa farklı kriterleri mi yansıtacağı meselesinde de Türkiye'nin kendine özgü bir konumu var. Bu boyut, Türkiye-AB ilişkilerine ve AB'nin Türkiye ile ilgili vereceği karara ve o kararın sonuçlarına damga vuruyor.
Tüm bu tartışmaların bir sonucu da düşüncenin zenginleşmesi ve özellikle Avrupa'da Türkiye'nin daha geniş bir perspektiften, daha nüansli olarak değerlendirilmesi oluyor. Dünkü Financial Times gazetesinde yazan Christopher Caldwell, Başbakan Erdoğan'ın belki de bir olmazı başardığını düşünüyor. Caldwell'e göre Erdoğan hem demokratik bir reformcu, hem de İslamcı. Bugüne dek İslam'ın gericilik, demokrasinin ilerlemeyle özdeşleştirildiği, ve nüfusun ezici çoğunluğunun Şer'i düzen istemediği bir ortamda Erdoğan'ın daha demokratik olanın daha İslami olacağına güvendigini yaziyor.

Etkileyici bir hatip
Caldwell'e göre Türkiye, "AB'nin aksine ancak ABD'nin güneyini iyice andıran bir şekilde dinin giderek artan ölçüde yüksek orta sınıf yaşantısını tanımladığı kapitalist bir demokrasi." Bu bağlamda da Türkiye'yi daha demokratikleştikçe İslamcı olmasa bile Müslüman kimliği giderek daha görünür hale gelecek ve baskın çıkacak bir ülke diye değerlendiriliyor. Yazıda bu gözlemden AB'nin Aralık'ta vereceği kararla ilgili nasıl bir sonuç çıkardığı yok. Ama durumdan çok hoşlanmadığı da yazdıklarından belli.
Oxford Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşmada Türkiye Başbakanı'nı kalabalık bir topluluk, bir bakıma bu konulardaki fikirlerini öğrenmek için dinlemeye geldi. Başbakan'ın etkileyici bir hatip olduğuna kuşku yok. Pek çok kez cümlelerine "Biz Avrupalılar" diye başlayarak ortak bir kaderi vurguladı. Kıbrıs- Yunanistan-Türkiye ilişkiler üçgenindeki kararları ve söylemleriyle yayılmacı Türk anlayışını ortadan kaldırdıklarını söyledi. Daha önemlisi Başbakan, Türkiye'nin İslami kültürle demokrasi kültürünü bir arada yaşatabilecek bir ülke olarak dünyanın geleceğine nasıl katkıda bulunabileceğinden hayli detaylı şekilde bahsetti.
Bu konuşmayı yapan Başbakan'ın ülkesinde ise Müslüman olmayanların ibadet yeri açmaları ve azınlık vakıflarının hakları konusunda laik olduğu iddiasındaki devletin bürokrasisinin gösterdiği ciddi direnç gazetelere yanrsımıştı. Anlaşılan Türkiye'de yaşayanların din-devlet ilişkisi, dinin toplumsal hayattaki yeri gibi konularda daha derin ve etraflı düşünmeleri gerekecek.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 60 yılın hatırı   / 06-06-2004
 Strateji arayışı   / 03-06-2004
 Projektör altında   / 30-05-2004
 Bor'un pazarı   / 27-05-2004
 Şiddetin dili   / 23-05-2004
 Parlayan Hindistan   / 20-05-2004
 Kristal küre   / 16-05-2004
 Balayının sonu   / 13-05-2004
 Öykücüler   / 09-05-2004
 Bundan sonrası   / 06-05-2004
SOLİ ÖZEL
Reaganizm'in sonu
Ay sonunda dünyanın, en azından...
5 Kuruşları Yok
5 Kuruşları Yok
Naklen yayından alınacak peşinat gelmeyince transfer bile...
Pancu ısrarı
Pancu ısrarı
Beşiktaş'tan ayrılırken tazminatını bile almadığını hatırlatıp...
80 yıllık tabu yıkıldı
80 yıllık tabu yıkıldı
TRT'de ilk kez Kürtçe yayın yapıldı. Kürtçe ilk yayın TRT Radyo 1'de...
Gül: Baykal kıskanıyor
Gül: Baykal kıskanıyor
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, anadilde yayın konusunda CHP lideri...
On yıllık süreç bir saatte bitti
On yıllık süreç bir saatte bitti
DEP eski milletvekilleri Meclis'te Kürtçe yemin kriziyle başlayan...
Zana: Yüreğim buruk bir yanım hâlâ acıyor
Zana: Yüreğim buruk bir yanım hâlâ acıyor
Tahliye olur olmaz DEHAP Genel Merkezi'nde basın toplantısı...
Eğlence kanlı bitti
Bir grup öğrenci, bara hesap yerine dizüstü bilgisayarı rehin...
Laila açılmadan kapıları kapandı
Açılışı kötü hava koşulları yüzünden ertelenen Laila bu kez de içki...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.