kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

Devlette devamsızlık esastır!

SAKINILAN göze şiş batarmış. Görünüşe ve edebiyata bakılırsa kavram olarak 'devlet'in üstüne titreriz. Devletsizliği yaşamış, bedelini ödemiş, onun için de 'Ya devlet başa, ya kuzgun leşe' demişiz. Ama belli ki 'devlet' bizde bir yandan da 'kompleks' bir mesele.. Nitekim onun için midir bilinmez, 'devlet-i ebet müddet' diye hükmetmişiz.. Korkusunu yenmek için karanlıkta ıslık çalan adam gibi.
Lakin bunca vurgu pek para etmemiş olacak ki, özellikle Osmanlı'da çöküş ve çözülüşün başladığı demden itibaren 'devamlılık' kopmuş, devlet tecrübesi iktidardan iktidara aktarılamamış; kimse bir önceki hükümetin dersinden ibret almamış, alamamış..
Yaşadığımız şu sıcak günlerde de durum çok farklı değil.

***

Aslında TOBB kongresinde Erdoğan'ın yaptığı 'türbülans' benzetmesinin haklı ve sağlıklı bir değerlendirme olmasını kim istemez? Kendi adıma, bizzat TOBB'un itirazını kongrede 'yapısal dönüşümü tamamlayın ki deprem yaşamayalım' diye uyarmasına rağmen başbakan kadar iyimser olabilmeyi isterdim. Ancak, güven gibi, güvensizlik de 'düşünce' kadar hızlı olduğu için, daha şimdiden AK Parti sevdalısı 'piyasa tilkileri' bile şüphe mikrobunu kaptılar. Bu da demektir ki, yaz için beklenen parlak yabancı gezgin bereketine rağmen siyasi dalgalanmaların mali dengeleri bozma ihtimali küçük değil. Küresel dalaverelerle bağlantılı bir 'mali çuval' vakası her an yaşanabilir; borç torbamız hükümetin başına geçirilebilir. Sonra bir bakmışız, sadece Afganistan'da değil, Irak'ta bile NATO şemsiyesi altında ABD'nin askeri memuruyuz! Hem de Kuzey Irak ile ilgili yuttuğumuz kırmızı çizgileri bir daha yutarak! Hatta 'Turancı' damgası yememek için Türkmenler'in adını ağzımıza almamaya söz vererek! Barzani-Talabani devleti için şimdiye kadar yaptığımız resmi katkıları geliştirerek!
Devlette devamsızlık esastır efendim! (Çöküş sürecinden beri bunun iki istisnası; denge manevralarını iyi kullanan Abdülhamit ile Milli Mücadeleciler'in iç hesaplaşmaları başlayıncaya kadarki tam bağımsızlıkçı Atatürk..)
Devlette devamsızlığımızın dayanılmaz bedeli, en temel Batı gerçeğini iktidardan iktidara kural halinde belletemeyişimiz.
Bu gerçeği kalıplaştıralım: -Batı'nın Türkler'den isteyeceklerinin sonu yoktur.
Oysa her yeni gelen iktidar, bir öncekinin bıraktığı tavizlerin üstüne 'hadi bir jest de benden' diyerek masaya oturur. Sanır ki, Batı iştahının önünü kesmiştir:
-Eh artık, daha ne isteyecekler; insan o kadar yüzsüz olabilir mi?
Sayısız tecrübe ile sabittir ki bütün hükümetler bu yoldan geçmiş, hepsi de hüsrana uğramış, buna rağmen birinin dersi ötekine ibret olmamıştır.
Batı desteklediği bütün lider ve kadroları, dünyanın her yerinde yaptığı gibi bizde de bir müddet sonra buruşturup çöpe atmış, daha onların defterini dürmeden hazırladığı yenilerini sıraya koymuştur. Türkiye'de iktidar olmaya heves edenlerin tamamı bunu göre göre yine aynı usule başvurmuş, Batı'nın desteğini temel dayanak saymış, koyun gibi aynı iktidar otlağına yürümüştür. Hala her yeni siyaset heveslisi için iktidarın asıl anahtarı millette değil, Batı mahfillerindedir.
Bunların kimi kendisini Batı'yı suya götürüp susuz getirecek kadar kurnaz zanneder, kimi de saf saf, 'eh artık, düşmanlıkları bittiğine göre bizden istekleri bitmiştir' diye kuruntuya kapılır.
Oysa kapitalizm sınırsız istek demektir. Hakiki bir kapitalistin 'yeter artık, o kadarı da fazla' diyesi olamaz. Kapitalizm, insan bencilliğinin kurumlaşması, 'Rabbena hep bana' deyiciliğin sistemleşmesidir. Bir kapitalistin 'hep bana' diyemeyeceği sınır, daha güçlü veya denk güçte bir başka kapitalistin 'hep bana' demeye başladığı yerdir.
Hele bir de siz her istekleri kabul etmeyi alışkanlık haline getirip tamamen şımartmış iseniz, bir gün razı olsanız bile veremeyeceğiniz değerlerinize sulanmaya başlarlar.
Şu sıcak günlerde Batı'lı beylerin yeni istekleri artık netleşiyor:
Kürt devletini İsrail karnında bir nokta olarak benimseyip bağrımıza basmak, GAP bölgesini tamamen gözden çıkarmak, Ermenistan'ı ihya etmek ve Azerbaycan'ı terk etmek, ABD'ye Kıbrıs'ta ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde yeni üsler vermek, Türkiye'de Müslümanların akıllarından bile geçiremeyeceği özel veya özerk ilahiyat fakültesini 'Heybeliada Ruhban Okulu' ile Ortodokslar için açtırıvermek..
Bakalım bu isteklere karşılık olarak masanın üstüne 'muz' mu koyacaklar, yoksa borç torbamızı başımıza geçirme tehdidine mi sarılacaklar?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TÜPRAŞ ah mı, vah mı?   / 04-06-2004
 Çürümüşlüğün AK'tarılması   / 03-06-2004
 Yaver çıkmazı   / 01-06-2004
 Azerbaycansız laşmak   / 31-05-2004
 Gülbaran ile gül kıran   / 28-05-2004
 Haber, çıkarın metresi   / 27-05-2004
 Cenaze ve racon   / 25-05-2004
 Devlette devamsızlık esastır!   / 24-05-2004
 Mazlumun zalimliği   / 21-05-2004
 Öteki varsa aydınlanma yok   / 20-05-2004
ERGUN BABAHAN
Bir aktörün ölümü
Ronald Reagan Amerika'nın son...
ERDAL ŞAFAK
Asimetrik Başkan
İnsana sanki çok uzaklarda kalmış bir...
AHMET HAKAN COŞKUN
Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?
BİR:...
MEHMET BARLAS
"Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga"...
ÖMER ÇELİK
Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?
Sol...
ÖMER LÜTFİ METE
Çuvalın babası NATO
Ulusalcı eğilimleri belirgin...
REFİK DURBAŞ
Batı'nın duyarsızlığı...
Yıllardır İsrail...
SAVAŞ AY
Üniversitede skandal mı rezil bir tezgah...
Karar Hagi'nin
Karar Hagi'nin
Oyun kurucu olarak düşünülen Djalminha ve Gallardo arasında tercih...
Conceiçao tamam gibi
Conceiçao tamam gibi
Sarı-kırmızılılar, Real Madrid'in Brezilyalı oyuncusuyla prensipte...
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT anadilde yayına Boşnakça ile başladı. ‘Sabah hayrola’ anonsuyla...
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra dördüncü kutsal kent olarak görülen...
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Üniversiteli alkollü genç, yarıştığı otomobili geçmek isterken yol...
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Sayıları 3 bini bulan Eminönü işportacıları beş kişilik akademisyen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.