kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

TÜPRAŞ ah mı, vah mı?

TÜPRAŞ hikayesinde gelinen nokta, hepimizi, özellikle de Başbakan Erdoğan'ı bir kere daha eski bir deyimin hikmetini değerlendirmeye çağırıyor:
-Şuyuu vukuundan beter!
Ta başından beri bu ihalede her şey tamamen ve istisnasız ve en ince ayrıntısına kadar meleklerarası bir alışveriş şeklinde cereyan etmiş olsa artık neye yarar! Hatta ayrıca ihalenin tertemiz olduğuna dair bin mahkemeden karar çıksa, evliyalar şahitlik etse ne değişir ki! Biliyoruz ki, dedikodu pazarında konuşulanlar bütünüyle palavradan ibaret dahi olsalar geçersiz hale gelmeyeceklerdir.
Öyleyse ne olacak?
Dün ne olduysa o!
Bu toplumda kirliliğin yaygınlığı yüzünden pek çok kimse en azından kamu vicdanında müstahakkını bularak rezil hale gelirken arada bazı masum veya sadece basit kusur işlemiş kişiler de hak etmedikleri zanlar altında kalarak silindiler. En azından adam yerine konmaz oldular, yetenekleri ölçüsünde ulaşabilecekleri mevkilere yükselme umudunu yitirdiler..
Öyle görünüyor ki, TÜPRAŞ da Maliye Bakanı Unakıtan'ın canını yakacak. Çünkü hakkında 'şuyuu vukuundan beter' öyle rivayet üretilmiş ki, Türkbank ihalesi ile ilgili olarak Güneş Taner için konuşulanlar şimdikinin yanında solda sıfır kalır.
Oysa belki de Unakıtan'ın hiç taksiratı bile yoktur..
Lakin, bu işte hakikaten melek kadar temiz bile olsa ağır yara artık kaçınılmazdır. TÜPRAŞ hikayesi, ortadaki kirlilik dedikodularının hiçbiri hakkında en küçük bir delil bulunamadan tatlılıkla sonlansa dahi Unakıtan bu 'şuyuu vukuundan beter' kuralının derinlemesine mağduru olacaktır. Dahası; bu şayialara inanan veya hiç değilse ihtimal tanıyan yüzbinler sadece Unakıtan hakkında kötü zan sahibi olmakla kalmayacak, 'balık baştan kokar' diyerek kirlilik iddialarını Erdoğan'a kadar uzatacaktır.
Öncelikle kaydetmeliyim ki, 'şuyuu vukuundan beter' denen dedikodu afetinin Başbakan'ı da kuşatması, bir ülkede demokrasinin umut olmaktan çıkması yönünde karşılaşılabilecek en büyük felakettir. Böyle bir durumda herhangi bir siyasi hareketin ve liderin haklı-haksız lekelenmesi, yıpranması ve mağduriyeti gibi olumsuzlukların çok ötesinde ağır bir tahribat söz konusudur. Maalesef Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz'ın başbakanlıklarında isterse haklarındaki hiçbir iddianın zerre kadar gerçeklik payı bulunmasın, ortalarda dolaşan şayialar, toplumun en ağır ahlak depremini yaşamasına yol açmış, demokrasimizi büsbütün çürütmüştür.
Yolsuzluğun başbakanlık düzeyine kadar vardığına ilişkin hikayelerin 'şuyu' bulması durumunda siyaset yapmak üzere partilere üşüşenlerin kimler olacağını tahmin etmek zor değildir:
-Yarının hortumcusu bugünün küçük hırsızı!
Bir demokrasinin tepesinde kirlenmenin yaşandığına ilişkin yaygın bir kanaatin oluşması halinde temiz insanların siyasete girme heves ve hatta imkanları kalmaz.
Görülüyor ki, önceki iki başbakana kadar uzanan 'şuyuu vukuundan beter' bela şimdi de Erdoğan'ı hedeflemiştir. Tabii bunun asıl zararı Erdoğan'a değil ülkeye olacaktır. Çünkü iyi insanlar bir kere daha 'temiz toplum' umudunu askıya alacaklardır.
Bu şartlarda Erdoğan'ın gerçekte temiz olması veya en azından öncekilerden daha ak ve pak kalması çok farklı bir sonuç doğurmayacaktır.
'Şuyuu vukuundan beter' olayların yol açtığı en ağır ve evrensel yara ise toplumda 'yargısız infaz kültürü'nü yerleşik hale getirmesidir.
Bilindiği üzere böyle dedikodular milyonlarca insanı, gerçeğe vakıf olmadan hüküm biçmeye götürmektedir. Açıkçası; 'hırsız-yolsuz' dediğimiz kişi gerçekte öyle olsa bile biz delilsiz-belgesiz konuşmuşsak su katılmamış yargısız infazcıyız..
Toplumun kendi kendini yiyip bitiren bir organizma haline gelmesi için bundan daha kötü bir etken düşünülemez. 'Şuyuu vukuundan beter' olaylar yüzünden en masum insana bile bir kirlenme payı tahakkuk eder..
Çok kuvvetle muhtemeldir ki, bugün 'şuyuu vukuundan beter' kuralının mağduru olacak yetkililer dünkü siyasilerden bazılarının günahını yok yere almışlardır.
Hasılı topluca çürüyoruz.
Kimimiz devletin malını çalıyoruz, kimimiz de delilsiz-belgesiz kara çalıyoruz.
En temiz olanımız bile, adeta siyasilerin kirli çıkmasından ötürü sinsi bir zevk duyuyor, kendimizi daha iyi hissedebiliyoruz..
Bir tencereyiz biz; yuvarlanıp yuvarlanıp kapağımızı buluyoruz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 TÜPRAŞ ah mı, vah mı?   / 04-06-2004
 Çürümüşlüğün AK'tarılması   / 03-06-2004
 Yaver çıkmazı   / 01-06-2004
 Azerbaycansız laşmak   / 31-05-2004
 Gülbaran ile gül kıran   / 28-05-2004
 Haber, çıkarın metresi   / 27-05-2004
 Cenaze ve racon   / 25-05-2004
 Devlette devamsızlık esastır!   / 24-05-2004
 Mazlumun zalimliği   / 21-05-2004
 Öteki varsa aydınlanma yok   / 20-05-2004
ERGUN BABAHAN
Bir aktörün ölümü
Ronald Reagan Amerika'nın son...
ERDAL ŞAFAK
Asimetrik Başkan
İnsana sanki çok uzaklarda kalmış bir...
AHMET HAKAN COŞKUN
Misyonerlik neden Serbest olmalıdır?
BİR:...
MEHMET BARLAS
"Basında rekabet" sağlıklıdır, "basında kavga"...
ÖMER ÇELİK
Sol: Toplumsal proje mi, iktidar projesi mi?
Sol...
ÖMER LÜTFİ METE
Çuvalın babası NATO
Ulusalcı eğilimleri belirgin...
REFİK DURBAŞ
Batı'nın duyarsızlığı...
Yıllardır İsrail...
SAVAŞ AY
Üniversitede skandal mı rezil bir tezgah...
Karar Hagi'nin
Karar Hagi'nin
Oyun kurucu olarak düşünülen Djalminha ve Gallardo arasında tercih...
Conceiçao tamam gibi
Conceiçao tamam gibi
Sarı-kırmızılılar, Real Madrid'in Brezilyalı oyuncusuyla prensipte...
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT 'Sabah hayrola' dedi
TRT anadilde yayına Boşnakça ile başladı. ‘Sabah hayrola’ anonsuyla...
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Müslüman-Hıristiyan aynı cenazede buluştu
Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra dördüncü kutsal kent olarak görülen...
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Bağdat Caddesi'nde cinayet gibi kaza
Üniversiteli alkollü genç, yarıştığı otomobili geçmek isterken yol...
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Çok acil olmadıkça doktora gitmiyorlar
Sayıları 3 bini bulan Eminönü işportacıları beş kişilik akademisyen...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.