| |
|
|
Aşşkımm geldi!
Sıcakların kısa devre yapmasına aldırmayın, cümlemizi yaz çarptı. Hafta sonu kendini en yakın yeşilliklere atanların pembiş kolları, al al yanakları bile var. Tabii yaz demek düğün dernek muhabbeti demek ki, bekârgiller meraklanmayın konuyu açacak değilim. Manitalı azınlık hariç arkadaşlarımın çoğu "Adam gibi adam" ya da "Kafasına göre kız" bulamamaktan yakınıyor. En son trend "Görüşüyoruz" muhabbeti. Türkçesi; ilişkimiz yok, müsait zamanımızda kaynaşıyoruz. Yani kimsenin kimseyi çekeceği yok. Sorumluluk out, takılmaca in. Öptüm bye! Hal böyleyken insanın sevgilisini pamuklara sarıp sarmalayası geliyor. Neticede bu trendler bize sökmez abi. Benim manita seferi, işi dolayısıyla Ukrayna, Romanya, Rusya falan filan (ohhh diyenin sevgilisi Zimbabwe'ye gitsin) uçup duruyor. Ona Rusya yolları bana kurşunlar. Başta patronum Hıncal Uluç olmak üzere herkesin maskarası oldum. Aman da oralarda ne kızlar varmış da, yeme de yanında yatmış da. Tabii elle gelen düğün bayram "Beni bağlamaz abi" ayaklarına yatıyorum. Kankalarımla gruplar kurup sokaklara akıyorum. Ancak aşkım geçen haftaki Cannes Film Festivali'ne gidince "Sevgi kendine gel, dişi kuşsun koş yuvayı yap" dedim. Öyle bir karşılama yapmalıyım ki hafızası sıfırlanmalı. Pazar pazar millet Maçka G-Mall'da toplanmış, kahveleri hüpletiyor, peşinden Truva izlenecek. Benimkinin geliş saati yakın ya filme girmeden doğru eve Bit pazarına dönmüş evi toparlayıp, Güven Osma tarifli domates soslu, fesleğenli makarnamı hazır ettim. Unutmadan, sosla makarnayı yemek öncesi karıştırmak lazım "tazesi makbul" ya. Duş alındı, kokular sıkıldı, tabii ki de rujum ve küpelerim tamam.Tütsüler, mumlar yakıldı. Fonda müzik, kapı çaldı çalacak. Zırrr.. Laf aramızda bu kadar hazırlanınca heyecan yapasım tuttu, yüreğim ağzımda. Sharon Stone bakışı fazla seksi, Angelina Jolie yapıp dudakları mı şişirsem? Hah! Meg Ryan havası işimizi görür. Ve asansörün kapısı açıldı, yayık bir "aşşkımm" çekecekken; "Aaa Ablaaa". Offf yaaa! Bütün seremoni ablaya kaldı. İkincisi asla ilk seferki gibi olmaz. Tabii moraller sıfır. Kızı buyur ettik, canımız kanımız ne edeceğiz ki? Bradciğimi ektim, hanım kız oldum, ancak bizimkinin uçağı rötar yaptı. Talih gezer damdan dama... Neyse sonunda aşkıma kavuştum. Annem "Sevgini karşılıksız verirsen, sana kat kat fazlası gelir" demişti de inanmamıştım. Sevgilim Fransa'dan bir saat almış ki, haftanın olayı budur. Saati Swatch yeni çıkartmış. Bir kayışı maviş, diğeri pembiş. Mavişte erkek tavşan, pembişde kız tavşan var. Ancak hadise ortada yatıyor. Şimdi bu tavşancıklar aşık! Aşıklar ne yapar? Öpüşür koklaşırlar değil mi? Hah! Saatin kadranında tavşancıklar altı ayrı aşk pozisyonundalar. Saatin üzerine hafifçe tıklatınca akreple yelkovan bir olup dönüyorlar. Altısından birinin üzerinde duruyorlar. Hani anlayın işte! çarkıfelek misali, aşkıfelek. Artık hemen uygular mısınız, uygulamaz mısınız size kalmış. Aganigi naganigi saati yıkılıyoooo! O kadar sempatik ve esprili ki arkadaşlarla aramızda acayip makara yapıyoruz. Bazen olur olmaz yerlerde dönmeye başlamasa daha iyi olacak ama aşk hayatınıza renk katmakta bire bir. Saat sadece Fransa'da varmış. Swatch yetkilileri Türkiye'ye de getirsinler de, saatimde göz kalmasın. Elem tere fiş, kem gözlere şiş!
|