| |
|
|
Fikri Nazif Ayyıldız!..
BAŞLIKTAKİ adı kaç kişi tanır acaba?.. Oysa herkes tanımalıydı.. Bu ülkede Türkçe'yi kullanmak konusunda ne kadar iddialı olduğumu bütün okurlarım bilir.. Medya dünyasında "Benden iyi yazar" dediğim kişilerin sayısı bir elin parmakları olmaz.. Üç.. Dört.. Ama beş değil.. Fikri bunlardan biri işte.. Erkekçe'de yıllarca beraber çalıştık. O dergiyi zirveye taşıyan iddia edildiği gibi resimleri değil, sadece bu dergiyi alan 100 binlerin ve okuyan milyonların farkına vardığı, benzersiz üslupta yazılarıydı.. Fikri bu yazıları yazan çok minik ekibin içindeydi işte.. Her ay, onun yazılarını ilk okuyan kişi olmanın keyfini yaşardım. Asil Nadir, başta ben pek çoklarını kovarken Fikri Gelişim'de kaldı.. Tam 11 yıl Nokta dergisini adeta tek başına çıkardı. Fotoğraf sergisi davetiyesini alınca Maslak Işık Üniversitesi Fuayesi'ne koşarak gittim. Meğer fotoğrafçılığı da varmış Fikri'nin.. "Tek başına dergi çıkarmak zor.. Sabahın köründe işe gider, gece yarıları dönerdim.. Bu fotoğraflar o saatlerin İstanbul'u" dedi.. Hepsinin önünde durdum uzun uzun.. Fotoğraf tablo gibi.. Durduruyor insanı.. "Bak bana" diyor.. Baktırıyor zorla.. Orda öğrendim ki, yeni bir ekiple yeniden çıkmaya başlayan Nokta'da Fikri'nin işine son vermişler.. Gazetecilik dünyanın en nankör mesleği.. Türkçe'yi bu kadar güzel yazan, gazeteciliği bu kadar iyi bilen birisi, hem de 11 yıl hayatta bıraktığı bir dergiden kovuluyorsa, kovulabiliyorsa.. Lanet!..
|