Kartel medyası AB'ye sittin sene giremez

Ulusal Strateji Belge'mizi hatırlayın. Türkiye'nin temel hedefi Avrupa Birliği'ne üye olmaktır.
Bu kadar!
Bu strateji, bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından yıllar önce çizilmiştir.
Biraz gecikmiş, özellikle de yine eski Ecevit hükümetleri döneminde ciddi biçimde ertelenmiş de olsa, bu stratejinin adım adım izlenmesi sonunda çok olumsuz noktalara kadar gelindi. Şimdi de, İslami radikal bir söylemden geldikleri bilinen AKP hükümeti tarafından bile sıkı bir biçimde takip edilmektedir aynı strateji...
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün sadece bu çalışmalar sonunda 1.5 yılda saçları ağardı. Bu, detay değil, bir gerçektir.
Bu gerçeklikler, Türkiye'nin iç dinamiklerinin Avrupa Birliği ve Batı Medeniyeti konusunda ne kadar güçlü olduğunu göstermeye yeter.
Zaten dikkat ederseniz, Türkiye, yıllardan bu tarafa, bir anlamda "çaktırmadan" AB'ye girmektedir...
Parça parça...
Son olarak, Avrupa Üniversiteleri arasında öğrenci transferi alanında kabul edilmiş Erasmus programı çerçevesinde sürdürülen ciddi çalışmalar sonunda 42 bin Türk öğrencinin Avrupa'ya gönderilmesi konusunda anlaşma imzalandı.
Ondan daha önce de, Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü, Avrupa Polis Birliği ile anlaşma imzaladı. Birlikte çalışmak üzere...
Sporcularımız ve takımlarımız yıllardır Avrupa kupalarında top koşturmakta...
Türkiye'nin, ekonomik olarak ithalat ve dahi ihracatta en büyük ortağı Almanya değil mi? Milyarlarca dolarlık muazzam bir ilişki zaten kurulmuş ve tıkır tıkır işliyor.
Öte yandan Türkiye, Avrupa Birliği'nin asla gözden çıkartamayacağı kadar muazzam bir genç nüfusa ve dinamizme sahip... Onlar yer yer bundan, "biz bu nüfusu nasıl hazmederiz?" diye endişeye düşüyorlarsa da, bu realite aslında "olumlu" bir faktördür.
Yaşlı Avrupa'nın, Genç Türkiye'ye büyük ihtiyacı vardır ve bu ihtiyaç artacaktır da...
Velev ki bize büyük bir kazık attılar ve Türkiye'yi içlerine sindiremeyeceklerini söylediler.
Bu arada geçecek 10-15 yıl içinde, Türkiye bugünkü temposu ve ivmesiyle gittiği takdirde, zaten bir Avrupa Ülkesi hüviyetine kavuşmuş olacaktır.
Ne gam!
Enseyi karartmayın, çalışın!.. İnanın, kendinize güvenin!
Türkler isterse ellerinden hiçbir şey kurtulmaz!
2012'de, dünyanın en gelişmiş savaş uçağını biz yapacağız. Gönül isterdi ki dünyada artık savaş uçaklarına, silahlara gerek kalmamış olsundu. Ama bu rekabet sürüyorsa, bizim maharet ve teknolojimizin de gelişmiş olması iyi bir şeydir.
Siz sevgili okurlara, Türkiye'nin Batı medeniyetine olan büyük yürüyüşünde "karamsar olduğum" bir tek noktayı belirtmeme izin verin:
Kartel medyası, bugünkü yönetim anlayışı ve çalışma üslubu ile sittin sene Avrupa Birliği'ne giremeyecektir!
İstedikleri kadar "WAN Kongresi" düzenlesinler, hikaye...
Çünkü, Batı tarzı gazetecilikte, yalancılık ve riya çoktan terkedilmiştir.
Gazetecilik için, bütün sair şart ve özelliklerden vazgeçilse bile bir tek bir "koşul"dan hiç bir biçimde vazgeçilemez.
Dürüst ve samimi olmak!.. Kartel medyasında emekleriyle çalışan dürüst ve samimi meslektaşlarımı tenzih ediyorum!..
Onları tanıyor ve biliyoruz zaten, üzülmesinler...