kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Küflenmiş temcit pilavı bağımlılarının direnişi sürüyor!
Bıktırdılar
ŞAKA

Küflenmiş temcit pilavı bağımlılarının direnişi sürüyor!

Önlerine koyulan her yemeği, hiç itiraz etmeden kuzu kuzu yiyenleri anlamak mümkündür. "Cesaret"in fiziki olanı da, medeni olanı da herkeste bulunmaz.
Ama, önlerine koyulan küflenmiş temcit pilavını her gün yemekle kalmayıp, "Bu yemek bıktırdı artık" diye isyan edenlere kızanları anlamak mümkün değildir.
Küflenmiş temcit pilavı bağımlılarına, genel olarak "Statükocu" diyoruz.
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan ve bugüne gelen süreçte, bunların her değişim hamlesine nasıl direndikleri de, artık biliniyor.
Zamanı durdurmak mümkün değil. Ancak değişim engellenmese bile, yavaşlatılabilir.
Bu nedenle, biz Türkler'in sosyopolitik yaşamamızın önemli bir bölümü "Kayıp Yıllar" başlığı altında ele alınmıyor mu?
Bu nedenle 1929 Dünya Ekonomik Krizi ertesinde, 1930'da kabul edilen "Türk Parasını Koruma" mevzuatını, 1980'lere, Turgut Özal'a kadar muhafaza etmedik mi?
Savaş yılgını Batı Avrupa ve Uzakdoğu silkinip ekonomik mucizeler yaratırken, Türkiye "Döviz Suçu" kavramına bağlı, korumacı ve içe dönük bir "Gelişmemişlik"e takılmadı mı?
Avrupa Birliği'ne "Onlar ortak, biz pazar oluruz" diye bakan kompleksli anlayış sonucu, Yunanistan, İspanya ve Portekiz ve şimdi de Macaristan, Polonya, Çek Cumhuriyeti, bizi hem ekonomide, hem demokraside geçmediler mi?
Bu statükocular, küflenmiş temcit pilavına kaşık sallarken, başlarını kaldırıp, dünyada neler olup bittiğine hiç bakmadılar.
Devletçi olmayan tüm ekonomik faaliyeti "Soygun" ve global sermaye hareketlerini "Emperyalist sömürü" olarak gördüler.
Ne ulusal ekonominin sürekli iflaslar yaşaması, ne de Türk halkının devamlı işsizlik ve yoksulluk çizgisinde bırakılması, bunların gözlerini açtı.
Bunlar, Türkiye'nin Batı dünyası ile en kapsamlı "Uyum Paketi"ni 1920'ler ve 1930'larda açan Atatürk'ün adını, 2000'li yıllarda "AB'ye Hayır" demek için kullandılar.
Hukukun üstün olduğu, insan hak ve özgürlüklerinin temel değerler kabul edildiği "Kopenhag Kriterleri"nin kabul edilmesi için çaba gösterenlere "Karen Fogg'un Çocukları" dediler.
"Kıbrıs'ta Çözüm"ün, gerek Kıbrıslı, gerekse Türkiyeli Türkler'e ne geniş ufuklar açacağı ortadayken, küflenmiş temcit pilavı bağımlıları "Hainler Listesi" yaptılar.
Ama sarıldıkları her dal çürük çıktı. Şimdi de, TÜPRAŞ özelleştirmesi dolayısıyla, son kozlarını kullanıyorlar.
Bereket bunlar, marjinal bir azınlık. Siyasette de, medyada da, bunların iki paralık itibarları yok.
Hangi toplum, geri kalmışlığı bir hedef olarak sunan beyinlere değer verebilir ki?
Bunların "Hukuk"a, "Yargı"ya, "Yasama"ya ne kadar saygılı (!) olduklarını herkes biliyor.
Şu anda TÜPRAŞ dolayısıyla tartışılan konu, idari yargının yürütmeyi durdurma kararı değil ki.
Tartışılan konu, "Devletçilik yoluna devam" mı?
Bunlar Kıbrıs'ta çözüm için "Verkurtulculuk" dediler.
Özelleştirmeler için de, "Devlet malını peşkeş çekmek" diyorlar.
Sanırım, biraz daha zaman kaybedecek bunlar yüzünden güzelim Türkiye.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Hayat Bilgisi dersinde deodorant kullanımı var mı?   / 31-05-2004
 Ben olsam Fatih'in kardeş katlini öngören kanununu veto ederdim!   / 30-05-2004
 Uğursuzluk yalıdan değil, ekonomik ve siyasal krizlerdendir!   / 29-05-2004
 Küflenmiş temcit pilavı bağımlılarının direnişi sürüyor!   / 28-05-2004
 Tüpraş özelleşemedi ama Cine-5 kamulaştırıldı!   / 27-05-2004
 Tarihi değerler korunmalıdır... TÜPRAŞ Türk'tür, Türk kalacaktır!   / 26-05-2004
 Kamplaşmasız ve kavgasız nasıl yaşayabileceğiz?   / 25-05-2004
 Bandırma Vapuru yolcuları, Samsun'dan sonra ne oldular?   / 24-05-2004
 Topluma sadece "Popüler Kültür" asla yetmez!   / 23-05-2004
 Almanya ve Japonya'daki Amerika'ya şimdi ne oldu?   / 22-05-2004
ERGUN BABAHAN
Bak şu konuşana!
Dün Milliyet'te Aydın Doğan'la yapılmış...
ERDAL ŞAFAK
Bir Alman'ın saatli bombası
Şu sıralar hayli kapsamlı...
AHMET HAKAN COŞKUN
Adeta Evropa
İstiklal Caddesi'nin Tünel'e yakın...
MANSUR FORUTAN
İfade özgürlüğü mü, sonsuz tüketim özgürlüğü...
MEHMET BARLAS
Ya Laura Bush, başına türban takıp, Çankaya'ya...
ALİ KIRCA
Uzlaşma (*)
3 Kasım sonrasındaki yeni dönemde,...
REFİK DURBAŞ
Doğayı tahrip etmek hizmet mi?
Dünyamız her gün bir...
SAVAŞ AY
Heey Göksel çocuk, insanlık ölmedi!
Göksel çocuğun...
ÖMER LÜTFİ METE
Yaver çıkmazı
HER alanda 'birinci adam'ın has...
HINCAL ULUÇ
Tefo.. Bir efsanenin 40. Yılı!..
Tefo'yu efsane gibi...
Bir-le-şe-ce-ğiz
Bir-le-şe-ce-ğiz
"Serdar Bilgili ile iki saat görüştüm. Kaynar, Orman ve Keçeci ile de...
Daum doğru söylüyor
Daum doğru söylüyor
"Eksiklerimiz olduğunu ve takıma takviye yapmamız gerektiğini...
YÖK krizi donduruldu
YÖK krizi donduruldu
Bakanlar Kurulu dünkü toplantısında YÖK Yasası'nın dondurulup, yeni...
'Her koşulda barış
'Her koşulda barış
Erdoğan, evrensel çağrıları tüm dünyaya iletmenin gazetelerin küresel...
4 öğretmen, bin umut
4 öğretmen, bin umut
İlçede kalıp, köye gitmek yerine lojmanı onardılar. Köyde yaşamaya...
Şemsiyelerinizi almayı unutmayın
Şemsiyelerinizi almayı unutmayın
Yurdun Kuzey, İç ve Doğu kesimlerinde görülen sağanak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.