|
|
|
|
|
|
'Her koşulda barış
Erdoğan, evrensel çağrıları tüm dünyaya iletmenin gazetelerin küresel sorumluluğu olduğunu belirterek, bu mesajı da 'her koşulda barışı savunmak' olarak özetledi '.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, medyanın evrensel çağrıları dünyaya iletmek gibi küresel bir sorumluluğu olduğunu belirterek, gazetelerin tiraj kaygısı ile savaş kışkırtıcılığına yönelmeleri yerine "her koşulda barışı savunmalarını" istedi. Erdoğan, 57. Dünya Gazeteler Birliği (WAN) Kongresi ve 11. Dünya Editörler Forumu'nun (WEF) açılışında yaptığı konuşmada, aynı gök kubbe altında yaşayan insanların barış için nedenlerinin, savaş için ileri sürülenlerden çok daha fazla olduğuna inandığını söyledi.
MEVLANA'NIN HOŞGÖRÜ ÇAĞRISI Mevlana Celaleddin Rumi'nin bir rubaisinde yüzyıllar önce insanlığa yaptığı hoşgörü çağrısını hatırlatan Erdoğan, bugün bölgede yaşanan insanlık trajedileri karşısında bu çağrının daha anlamlı hale geldiğini ifade etti. Erdoğan, ünlü romancı Dostoyevski'nin de ''Her insan, her şey karşısında, herkesten sorumludur'' sözünü hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bu evrensel çağrıları tüm dünyaya iletmenin, gazetelerin ve genel olarak medyanın küresel sorumluluğu olduğuna inanıyorum. Çünkü dünya iletişim sayesinde küçülürken, insani sorumluluğun büyümesi gerekiyor. Gazetelerin tiraj kaygısıyla kategorik olarak savaş ve çatışmaları kışkırtıcı olduğu önyargısına verilebilecek en iyi cevap, her koşulda barışı savunmaktır. Burada bütün dünya medyası eğer insanlığın aklı ve vicdanı olmayı başarabilirse, inanıyorum ki yeryüzündeki en hayırlı işi yapmış olacaktır.'' Erdoğan, dünyanın saygın bir üyesi olabilmek için güçlü ahlaki değerlere bağlı özgür medya ve gazeteleri ülkenin kazancı olarak değerlendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
TİRAJLAR YETERSİZ "Bugün Türkiye'de, günlük satışı 3 bin ile 530 bin arasında değişen 38 ulusal, 2 binin üzerinde yerel gazete, 35 ulusal ve 2 bin 500'ün üzerinde yerel dergi yayınlanıyor. Yine ülkemizde 20 ulusal, 17 bölgesel ve 218 yerel televizyon ile 102 bölgesel ve 957 yerel radyo yayın yapıyor. Rakamların büyük bir iletişim potansiyeline işaret etmekle birlikte, özellikle kişi başına düşen gazete sayısı açısından bakıldığında arzu edilen düzeyde olmadığı ortadadır." Erdoğan, yaş ortalaması 25'in altında genç bir nüfusa sahip 70 milyonluk Türkiye'de, ulusal gazetelerin günlük tiraj toplamının 3.5-4 milyon olmasını düşündürücü bulduğunu belirtti. Türkiye'nin basın özgürlüğü açısından sicilinin son yıllara kadar yeterince parlak olmadığına işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin uluslararası gazetecilik meslek örgütleri tarafından sürekli tenkit edilen bir ülke konumunda olduğunu, hatta bu eleştirilerin zaman zaman dozunu ve amacını aşarak, incitici bir hal aldığını itiraf etmek istediğini söyledi. Türkiye-AB ilişkilerinde beklentilerin yükseldiği kritik bir döneme girildiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: ''AB ideali için 41 yıldır sarfettiğimiz gayretlerin somut ve makul bir takvimle ülkemizi tam üyeliğe taşımasını istiyoruz. Ancak Aralık 2004, müzakere süreciyle ilgili hasretin bitmesi tarihi. Müzakere süreci Aralık 2004'te başlayacak tam üyelik değil. Dolayısıyla müzakere sürecinin başlatılması konusunda dünya basınını, özellikle Avrupa basınını Türkiye'ye destek vermeye çağırıyoruz. Avrupa Birliği ya Türkiye'nin üyeliği yolunda önemli bir adım atarak küresel bir vizyon ortaya koyacak ya da kendi sınırlılıkları içerisinde tıkanıp kalacaktır.''
FİLİSTİN SORUSU Erdoğan, 11. Dünya Editörler Forumu'nda da yabancı editörlerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, İspanya'dan bir editörün, ''İsrail, Filistin'de çok kötü uygulamalar yapıyor. Türkiye, İsrail ile ilişkilerini nasıl sürdürüyor?'' sorusu üzerine, ''Halkı Müslüman olan bir ülkenin, halkı Müslüman olmayan bir ülke ile siyasi, ticari, ekonomik ve kültürel ilişkilerde bulunmaması diye bir şeyin değerlerinde olmadığını'' söyledi. Erdoğan, o nedenle burada herhangi bir kaygının söz konusu olmadığını ifade ederek, ''Kaldı ki Türkiye, İslam kültürü ile demokrasi kültürünü bir arada buluşturan bir ülkedir. Komşularımızın inancı, kültürel değerleri ne olursa olsun, onlarla bu tür ekonomik, siyasi, ticari ilişkileri bugüne kadar hep geliştirmiş, geliştirmeye de devam etmektedir'' dedi. Türkiye'nin, İslam dünyası içinde halkı Müslüman olan ve uluslararası sistem içinde de ileri derecede yer alan bir ülke olduğuna dikkati çeken ve buna örnek olarak NATO ile BM'yi örnek gösteren Erdoğan, bundan sonra da komşularla ilişkileri geliştirebilmenin gayreti içinde olacaklarını bildirdi.
Ali ÖZLÜER-Hasan ERŞAN (MERKEZ)
|
|
|
|
|
|
|
|
|