IMF ile stand-by Türkiye'ye 20 milyar dolar kazandırır
Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, IMF ile 2 yıllık bir stand-by anlaşmasının Türkiye'ye 20 milyar dolar kazandıracağını söyledi.
IMF ile anlaşma konusunda tartışmalar sürerken, Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin IMF ile yapılacak 2 yıllık bir stand-by'ın Türkiye'ye 20 milyar dolar kazandıracağını söyledi. Özyeğin, IMF ile 2 yılık bir stand-by anlaşmasının Türkiye'nin her yıl 10 milyar dolar daha az faiz ödemesi anlamına geleceğini ve bu rakamın iki yılda 20 milyar doları bulacağının altını çizdi. Özyeğin "2 yıl daha sabredelim. Daha sonra istikrarlı büyümeyi yakalayalım" diye konuştu. Özyeğin sözlerini şöyle sürdürdü:IMF ile bizim anlaşmamız lazım. Mali disiplin açısından bu çok önemli. Benim inancım disiplinli bir anlaşma yapılması halinde, Türkiye yılda 10 milyar dolar daha az faiz öder. Bu iki yılda 20 milyar dolar eder. Açığına çıkan bu 20 milyar doları da hükümet, eğitime, sağlığa emekliye, işçiler için kullanır. Refah artar. Türkiye'nin halen mevcut iç ve dış borçuna yüzde 10 eksik faiz ödersen zaten iki yılda 20 milyar dolar rakamına ulaşılıyor. Faizler en son çalkantı öncesinde yüzde 21'lere kadar indi. Şimdi yüzde 28 seviyesinde. Aradaki fark hesaplanınca aynı rakama ulaşılır" Özyeğin, IMF ile stand-by anlaşmasının ne kadar erken açıklanırsa o kadar az faiz maliyetine katlanılacağını da sözlerine ekledi. Özyeğin, "Benim düşüncem 2005- 2006 yıllarını kapsayan bir stand by" diye konuştu.
TÜRKİYE ZARAR ETMEDİ Hüsnü Özyeğin, IMF ile anlaşma yapıldı diye Türkiye'nin büyümesinden taviz vermediğini, enflasyonun düştüğünü ve ihracatının arttığını hatırlatarak, "Eğer Türkiye'nin bugünkü ekonomik durumunu geçmişe göre daha iyi görüyorsanız Türkiye bu anlaşmadan zarar etmedi demektir" diye konuştu. Özyeğin, yüzde 6.5 faiz dışı fazla ile yılda 15 milyar dolarlık anapara borcun azaldığını belirterek, "Borcun milli gelire oranı geriliyor. Bu oran ne zaman yüzde 60'ın altına inerse, reel faizler de yüzde 4'lere geriler refah artar" dedi.
DEDİKODU ZARAR VERMEZ Özyeğin, Yeni Bankalar Yasası'na ilişkin yaptığı değerlendirmede, bankaların denetiminin geçmişe göre çok daha iyi bir noktada olduğunu söyledi. Özyeğin şu noktaların altını çizdi: "Sektörde eski risklerin hiçbiri yok. Bankalar bugün çok iyi denetleniyor. Yeni Bankalar Kanunu'nda yer alan asılsız haber yayma konusu eski bankalar kanununda da var. Bu yeni bir şey değil. Artık bankalar bir dedikoduyla veya bir haberden etkilenmezler. Yani gerek bankalardaki risk yönetim sistemleri gerek BDDK'nın denetimi, gerek uluslararası standartlara uyma zorunlulukları, bankaların çok daha şeffaflaşmış olmaları bu durumu engeller." Özyeğin, Bankalar Kanunu'nun sık sık değişmesinin de normal bir gelişme olduğunu bunun Türkiye'de uzun yıllar değişmeyen kanunların bir sonucu olarak ortaya çıktığını söyledi. Özyeğin şöyle konuştu: " Bankalar Yasası öngörülmeyen, cumhuriyet tarihinde bugüne kadar hiç olmamış olaylar nedeniyle değiştiriliyor. 2001'den önce bunları öngörüp, o zaman bunları değiştirmek mümkün olamazdı. İmar Bankası bu olaylardan biri." Özyeğin kamu bankalarının eskisine oranla çok daha fazla piyasa ile uyumlu çalıştıklarını belirterek, "Uyumlu çalıştıkları sürece, sektöre ancak katkıları olur. Her bankanın belli konularda ihtisaslaşması lazım. Halkbank KOBİ'lere, Ziraat Bankası tarıma kredi açabilir" dedi.