|
|
|
|
|
|
"Her sabah balıkyağı, greyfurt suyu ve sütten vazgeçmem"
Ediz Hun için "çevre uzmanı, biyolog, Türkiye'nin unutulmaz jönlerinden biri, milletvekili, çok yakışıklıydı, hâlâ çok yakışıklı" gibi pek şey söylenebilir... O, orta yaş grubunda pek çok kadının platonik aşkı oldu, orta yaş altındakilerin ise çocukluk aşkı olarak hafızalarının bir bölümüne kazındı. Şimdi, yakışıklılığını ve formunu nasıl koruduğunun sırlarını anlatıyor...
Hayranlarını, fanatiklerini, aşıklarını hiç mi hiç mahcup etmedi Ediz Hun... Geçen yıllara hiç teslim olmadı... Saçlarındaki hafif seyrelmeler, taşımaktan çekinmediği birkaç beyaz saç ve yüzündeki belli belirsiz kırışıklıkları saymazsanız, 20 yıl önceki halinden farksız karşımızda. Ediz Hun bunun sırrını anlattı. Hayatına monte ettiği alışkanlıklarının ayrıntılarından bahsetti...
Formunuzu korumanızın bir sırrı var mı? Öncelikle genetik faktörler önemli, kişinin fiziksel yapısı da bu konuda önem taşıyor ama onun dışında benim hayatım boyunca kullandığım belirli rejimlerim var. Yediklerime hep dikkat ederim. 20 yıldır beden ölçülerim, kilom neredeyse hiç değişmedi. Çok yediğim zaman, hemen ertesi günü diyete girerim. Belirli zamanlarda vitamin, mineral ve amino asitlerle vücuduma destek veririm. Hangi yaşta neyin faydalı olduğunu, biyolog olduğum için biliyorum. 40 yaşından itibaren her sabah bir çorba kaşığı balıkyağı, üzerine de greyfurt suyu içerim. Bunlar, Omega 3 ve 6 içerir. Türkiye'de balıkyağı çocuklara verilir, ancak yaşlılık aşamasında aslında çok daha fazla önem taşır. Sabah yarım litre, en az iki bardak süt içerim, hiç ihmal etmem.
Sporla aranız nasıl? Yaz aylarında Büyükada'da oturuyorum. Her gün 800 metre yüzerim, ayrıca bisikletle Büyükada turu atarım. Sabahtan akşama kadar çok fazla hareket ederim, bu beni dinç tutuyor. Düzenli olarak yürürüm. Kışın haftada üç gün, bazen yedi gün aletli jimnastik yaparım.
Diyet listenizde neler bulunuyor, zayıf kalmayı nasıl başarıyorsunuz, nasıl besleniyorsunuz? Esasında bir buçuk sene önce sigarayı bıraktığımda, dört-beş kilo aldım. Şimdi o kiloları verdim. Hep 82 kiloyumdur, bu yaz bir kilo daha vermeyi düşünüyorum. Bence bu işin sırrı; karaciğeri aktif tutmakta. İçki içen insanlarda karaciğer hareketleri zayıflar, metobolizma ağır çalışır. "Az yediğim halde kilo alıyorum" diyenlerin tek nedeni, karaciğerlerinin tembelleşmesidir. İçkiyi bıraksalar bile kilo almaya devam ederler. Karaciğeri çok aktif tutmak gerekli. Benim içki alışkanlığım yoktur. Arada bir, güzel bir şarabı tercih ederim o kadar. Şarap dışında başka bir içki içmem. Arkadaşlarımın çoğu rakıyı tercih eder, ancak rakı alışkanlığı kiloyu beraberinde getirir.
Mutfağınızdan hiç eksik etmediğiniz besinler var mı? Kırmızı etten vazgeçmem. Kırmızı etin içindeki bazı aminoasitler hayatın yapı taşlarıdır ve mutlaka kırmızı etten alınmalıdır. Diyet reçetelerinde hep tavuk eti tavsiye ediliyor, ancak ben buna inanmıyorum. Köy tavuğu hariç, çiftliklerde yetişen tavuklar 50 santimetrekarede sadece kuru yem yiyerek besleniyorlar. Bu nedenle de hiçbir gıda değerleri bulunmuyor. Balıklara gelince çok özenli seçilmeleri gerekir. Ege ve Akdeniz'in balığı yine tercih edilebilir ama Marmara'nın balığı bana göre yenmemeli. Galata Köprüsü'nden geçerken balık avlayanları görüyorum, bence onları yemek çok tehlikeli. Biyolojik kirlilik direkt insan vücuduna geçer. Büyükbaş ya da küçükbaş hayvanlar ise; çayırlarda, meralarda daha doğal gıdalarla beslendikleri için daha yararlıdır. Bununla birlikte zeytinyağlılar bizim soframızın olmazsa olmazları arasındadır. Ayrıca, mikrodalga fırın tavsiye etmem. Evimizde hiç kullanmadık. Bir anda yemeğin içindeki enzimleri yok ediyor. Bu nedenle, biz evde normal fırını tercih ediyoruz.
Yaşlanmak sizi korkutuyor mu? Hiç korkutmaz, her yaşın kendine göre bir keyifli tarafı vardır. Yaşamın gereği budur. "200 sene daha yaşayacaksın" deseler, inanın istemem.
Yoga ya da meditasyon yapıyor musunuz? Hayır. Ama ruh ve vücut kontrolünün çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hobilerim benim için bir meditasyon oluyor. Adada kaktüs koleksiyonum var, kediler, köpekler, Sapanca'da nadide ağaçlarım var, tabiat benim hobim olduğu için stresten kurtulmamı sağlıyor.
Cildiniz ya da saçınız için özel bakımlar uygular mısınız? Geceleri bir krem sürerim, kaloriferli evlerde özellikle kış aylarında yüzde kuruluk oluyor. Bakımlı çıkarım dışarı, saçımı başımı tararım, yüzümü sabunla yıkarım. Cildimi kolonya ve pamukla temizlerim. Kızım "Yapma baba" diye beni uyarır ama galiba cildimi alıştırdım.
Özel ilaçlar alıyor musunuz? Hiç ilaç kullanmam ben. Grip olduğum zamanlarda bile antibiyotikten falan kaçarım. En fazla, aspirin alırım. 39 derece ateşlerle sete çıkmaya alışkın olduğumuz için vücudumu fazla dinlemem.
Anti-aging konusunda özenli davrandığını düşündüğünüz insanlar var mı? İzzet Günay mesela... Kendine çok iyi bakar. Ekrem (Bora) sigara içer ama içki içmez, o da inceciktir. Bir de bakmayanlar var. Görüyorsunuz işte bizim Ayhan (Işık) 50 yaşında hayatını kaybetti. Bence göbek sorununun asıl nedeni bizim ekolün içki içmesinde gizli. Eski günlerine dönemeyecek olduklarından teselliyi alkolde buluyorlar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|