| |
|
|
Erdoğan, Ulusoy'un arkasında mı?..
Haluk Ulusoy geçen yıl "2004'te bırakacağım" dediğinde gülmüş ve dostlarıma "Görürüz" demiştim.. 2004 girince, sözünü hafiften geri almaya başladı.. "Düşüneceğim" dedi.. "Bazı kişilerle konuşup izin alacağım" dedi.. Ardından tam kaytarma açıklamasını yaptı: "İzin aldım. Adayım.." Resmi açıklaması bu izni ailesinden aldığı şeklindeydi. Ailenin ona çok ihtiyacı varmış da.. Futbolu bırakıp işlerin başına geçmesi istenebilirmiş de.. Falan filan.. Ben gene güldüm.. Kulaklara fısıldanan, resmi açıklamadan çok farklıydı.. Haluk Ulusoy Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan icazet almıştı. Başbakan "Devam et.. Hükümet olarak arkandayız" demişti.. Peki niye demişti?.. Erdoğan parti teşkilatına "Gerçek iktidar olabilmek ve kalıcılığı sağlamak sivil toplum örgütlerini ele geçirmekle mümkündür. Yürüyün.. Bu ülkenin en büyük sivil toplum örgütleri futbol kulüpleridir. Onları ele geçirin" demişti. Futbolu ele geçirmenin en önemli ayağı federasyonu ele geçirmekti. Peki ama "Özerk" federasyon nasıl ele geçirilecekti.. Haluk Ulusoy ile pazarlık edilerek.. Başbakan, Ulusoy'un başkan kalmasına izin verme karşılığı, tüm üyeleri tayin etme hakkını alacaktı. Federasyon tamamen AKP'nin seçtiği kişilerden oluşacak, Ulusoy sembolik başkan kalacaktı. Ulusoy adının "Başkan" kalması uğruna bu pazarlığı kabul etmiş, öyle olunca da icazet almıştı. Bu fısıltılar yoğunlaşarak ve inanılır boyutlara ulaşarak yayılınca, zaten Futbol Kongresinin yapısını bilenler için, aday olarak ortaya çıkmanın anlamı kalmamıştı. Bugün Türk futbolu tarihinin en şaibeli, en kirli, en kara dönemini yaşarken, ortaya kimsenin çıkmayışı ilginç değil, bundandı. Fısıltı gazetesine, özellikle Ulusoy kampından pompalanan bu haberleri Spordan Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı M. Ali Şahin'e aynen anlattım. Şahin "Kesinlikle böyle bir şey yok. Hükümetimiz Ulusoy'un kesinlikle arkasında değildir" dedi.. Dediklerinin doğru olduğu da zaman içinde ortaya çıktı. Şahin, federasyonu, başkanını ve kurullarını seçecek yeni yasayı büyük bir hızla hazırladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu yasanın Meclis gündemine öncelik ve ivedilikle alınmasını sağladı. Şimdi büyük olasılıkla yeni başkan yeni yasa ile seçilecek. Ulusoy'la pazarlık eden ve onunla anlaşan bir hükümet, Ulusoy'un yoluna açık engeller koyan bu yasanın çıkmasında bu kadar acele etmezdi. Şahin, yaptığı tüm konuşmalarda Ulusoy'u ve yönetimini ağır şekilde eleştirmeye başladı. Hükümetin Ulusoy'la beraber olmadığının son gösterisi ise Fenerbahçe'nin Kupa Töreni idi. Geleneklere göre kupayı Federasyon Başkanı vermeliydi. Ulusoy da "Gideceğim ve vereceğim" diye açıklama yaptı. Oysa federasyona açıkça muhalefet eden ve devirmek için harekete geçen Aziz Yıldırım takımının bu başkanın elinden kupa almasını istemiyordu. Maça Başbakanı davet etti. Fenerbahçeli olduğunun açıklanması ile Trabzon'da yerel seçimleri kaybeden Başbakan, biraz da politik sebeblerle mazeret beyan edip törene katılmayınca, Yıldırım, bu defa M. Ali Şahin'den rica etti. Şahin maça geldi. Ulusoy'un "Birlikte vereceğiz" açıklamalarına rağmen, kupayı aldı ve tek başına Fener kaptanına uzattı. Boynuna taktığı Fener kaşkolüne rağmen, ıslıklanmaktan ve yuhalanmaktan kurtulamayan Haluk Ulusoy da, maçı izlemeden geldiği gibi yapayalnız stadı kovulur gibi terk etmek zorunda kaldı. Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı'na bu yapılanları onaylamam mümkün değil.. Ama gerçek bu.. Tablo ortada.. AKP Hükümeti Haluk Ulusoy'un arkasında falan değil.. Açık seçik görülüyor, tam karşısında.. Bu şu demek.. Aziz Yıldırım'ın Ulusoy'a karşı aday çıkarmak üzere başlattığı çalışmalar bu cuma İstanbul'da yapacağı toplantıda sonuca bağlanabilir.. Ankaragücü ve Kulüpler Birliği Başkanı Cemal Aydın'ın adı, yeni aday olarak açıklanabilir!..
Sayın Şahin yeni futbol yasasına da "Dil bilme ve üniversite mezunu olma şartı"nın konmayışını "Yasayı kişiselleştirir. Sırf Ulusoy'un yolunu kesmek için çıkarılmış duruma düşürebilirdi" diye açıklamış. Hata ediyor. Bu ülke spor yasası, özel yasası olan futbol dışındaki tüm federasyon başkanlarının üniversite mezunu olması ve dil bilmesi şartını taşıyor. Futbol Federasyonu Başkanı'nda ötekilerde olan koşulları aramamak, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı düşer. Fikret Ünlü'nün bence açık korkaklığı yüzünden geçen yasaya konmayan bu maddenin bu defa da sırf "Haluk Ulusoy" yüzünden düşünülmemesi asıl, yasayı tam da kişisel yapar.. "Haluk Ulusoy" diye yasa yapılır mı?.
|