|
|
|
|
50 yaşından sonra prostat büyümesinden kaçış yok
Prostat büyümesi 50 yaşına gelen her erkek için kaçınılmaz bir başlangıç. Büyüme ile birlikte şikâyetler de ortaya çıktıysa, tedavi şart. Düzenli kontroller, prostat kanserinden korunma açısından büyük önem taşıyor. Prostat büyümesinde 'Green Light', prostat kanserinde 'Brakiterapi' yöntemleri ise, bu alanda gündeme gelen en önemli yenilikler...
Erkeklere özgü hastalıklar denildiğinde ilk akla gelenlerden biri, prostat büyümesi ve kanseri. Erkekler için, ortalama yaşam süresinin de uzamasıyla birlikte, prostat giderek önemli bir sorun olmaya başladı. Günümüzde, ailesinde prostat kanserine yakalanan bir yakını olan, 40 yaşını geçen, eğer böyle bir öykü yoksa 50 yaşını geçen her erkek için iyi huylu prostat büyümesi ve hatta kanser riski gündeme gelebiliyor. Prostat kesesi, tıp kitaplarında, "mesanenin hemen altında, mesane çıkışını çevreleyen kestane biçiminde ve yaklaşık 18-20 gr ağırlığında yardımcı bir cinsel salgı bezi" olarak tanımlanıyor. Prostat salgısı, spermin akışkanlığını artırarak, hareketlerini kolaylaştıran bir özelliğe de sahip. Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı, Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Halim Hattat, erkeklerin önemli bir sağlık sorunu olan prostatın selim ya da habis büyümeleri konusunda temel bazı bilgiler aktardı. Prof. Dr. Hattat, hastalıkta 50 yaş sınırına dikkat çekerek, şunları söyledi: "Hastalık, genellikle 50 yaşından sonra ortaya çıkıyor. Birinci derece akrabalarında bu problemler olanlar için risk, olmayanlara göre daha fazla. Yeri itibarı ile prostatın habis veya selim büyümelerinin sonucunda, mesane çıkışının yavaş yavaş tıkanması ile birlikte idrar yapmada sıkıntılar oluşur. Bunlar; sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, acil idrar yapma ihtiyacı, bazen tuvalete yetişemeden idrar kaçırma, idrara başlamada güçlük, ıkınarak idrar yapma, idrar akımının zayıf olması, damla damla, kesik kesik idrar yapma, idrarın sonunda damlama, idrar yaptıktan sonra mesanenin boşalmadığının hissedilmesi gibi belirtilerdir. İleri dönemlerde tıkanma etkisi ile hasta yavaş yavaş veya aniden hiç idrar yapamaz duruma gelebilir. Bazen de, bu tıkanma idrarda kanamaya yol açabilir. Uzun dönemde böbrek fonksiyonları zarar görebilir." Prostat büyümesi yaşam kalitesini ciddi olarak bozabilen bir hastalık. Hastaların sosyal yaşamları etkileniyor, seyahate gitme özgürlükleri kısıtlanıyor. Gece uykuları düzensizleştiği için, ertesi gün performans düşüklüğü yaşanıyor. Her hastanın bu belirtilerden etkilenme ve rahatsızlık duyma derecesi farklı olduğundan, tedavi gerekip gerekmediği ve gerekiyor ise ne tür bir tedavinin uygun olacağı, yapılacak testlerden sonra, hasta ve doktorun birlikte karara varmalarını gerektiriyor. Bu testler sırasıyla: Fizik muayene, işeme hızı ölçümleri, gerekirse ek olarak mesane fonksiyonlarının ürodinami ile araştırılması, ultrasonografi ile böbreklerin, mesanenin değerlendirilmesi, prostat büyüklüğünün ölçümü, işeme sonrası mesanede kalan idrar miktarının ölçümüdür. Kandaki PSA (Prostate Spesific Antigen) düzeyi, mutlaka her hasta veya hasta adayında bakılması gereken önemli bir parametre. PSA, prostattaki büyümenin selim veya habis olduğunu ayırmada çok önemli bir ölçek olarak kabul ediliyor.
TEDAVİLERİN YAN ETKİLERİ AZALTILDI Ciddi boyutta yaşamı etkileyen şikâyetlerin varlığı, ameliyat gerektiriyor. Prof. Dr. Hattat, bu şikâyetleri şöyle sıralıyor: "Prostat büyümesine ek olarak; mesanede taş olması, mesane cidarında basınç etkisi ile oluşan keseler ve bunların enfeksiyona yol açması, hiç idrar yapamama, sık tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, prostat büyümesine bağlı ciddi kanamalar ameliyat gerektirir. Şikâyeti az olan hastalarda, izlem yapılabilir. İlaç tedavisi kalıcı çözüm sağlamaz, rahatlatıcı etkiye sahiptir. Müdahale gereken hastalarda, 'transüretral prostat rezeksiyonu' (kapalı yöntemle idrar yolundan girilerek yapılan operasyon) günümüzde yaygın uygulanan yöntemdir. Transüretral prostat rezeksiyonunun (TUR) başarısı yüksek olmakla birlikte, yan etkileri yüzde 15-20 arasında değişiyor. Bu yan etkiler arasında kanama, idrar kaçırma, idrar yolu darlıkları, nadiren sertleşme problemleri sayılabilir. Açık ameliyat (açık prostatektomi) prostatın çok büyüdüğü vakalarda uygulanıyor. TUR'a yakın etkiye sahip, fakat yan etkileri daha az olan en yeni tedavi şekli; 'Photoselective Vaporization of the Prostate' yani yaygın adıyla 'Green Light' yöntemi. Bu yöntem, lokal anestezi ile de uygulanabiliyor. Kanama, idrar kaçırma gibi yan etkileri son derece az, sertleşme problemlerine yol açmıyor. Hastanede yatış süresi kısa. Diğer lazer uygulamalarından farklı olarak; yöntemin prostat dokusunu yakmaktan ziyade buharlaştırması sonucu, faydalı etkiler operasyondan hemen sonra görülebiliyor."
PROSTAT KANSERİNE DİKKAT! Prostat kanserini selim büyümesinden ayıracak özel bir belirti yok. Prostat büyümesinde geçerli olan tüm belirtiler, prostat kanserinin de belirtileri. Büyüme nedeninin selim (iyi huylu) veya habis (kötü huylu) oluşu hakkında fikir vermeyen bulguların varlığında veya belirli bir yaştan sonra, bulgu olmasa da prostat kanseri ile ilgili testlerin yapılması erken teşhis ve tedavi açısından büyük önem taşıyor. İleri dönemlerde, prostat kanseri bulunduğu bölge çevresindeki organlara veya lenf bezleri, kemikler, karaciğer, akciğer ve diğer organlara yayılım yapabiliyor. Prof. Dr. Hattat, bu yayılımlara bağlı olarak, kemik ağrıları, öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı, karaciğer enzimlerinde yükselme, karaciğer yetmezliği gibi bulguların ortaya çıkacağına dikkat çekerek, erkekleri "Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türüdür. Erkeklerde kanser ölümlerinde, akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı alıyor. Prostat kanserlerinin yüzde dokuzunun kalıtsal geçişli olduğu düşünülüyor. Bu yüzden, birinci derecede akrabasında prostat kanseri olanların, 40 yaşından sonra her yıl PSA testi ile prostat muayenesi olmaları gerekir. Bu durumda olmayanların ise, hiçbir şikâyetleri olmasa dahi, 50 yaşından sonra düzenli olarak yıllık PSA testi ve muayene olmaları şarttır" diye uyardı.
BRAKİTERAPİ NEDİR? Prostat brakiterapisi, organa sınırlı olduğu düşünülen prostat tümörlerinde uygulanan ve iyi sonuçları ile diğer tedavilere alternatif bir yöntem. Brakiterapi, genellikle pirinç büyüklüğündeki radyoaktif maddelerin prostat içerisine kalıcı olarak yerleştirilmesi ile yapılıyor. Brakiterapi'nin çevre dokulara zararı en aza indiren bir tedavi şekli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hattat, brakiterapinin tek başına veya vücut dışından ışınlama ile kombine edilerek yapılabildiğini söyledi. Yöntemin avantajları ise şöyle; normal dokulara zararı çok az, operasyona göre hasta açısından daha kolay bir tedavi, komplikasyon oranı düşük, hayati risk taşımıyor, normal günlük aktiviteye erken dönülüyor, yan etkileri de diğer tedavilere göre daha az. Ancak, tedavi sonrası zamanla azalarak kaybolan; idrar yaparken yanma ve sık idrar yapma gibi belirtiler ortaya çıkabiliyor. İdrar kaçırma, sertleşme problemi gibi yan etkiler ise ameliyata kıyasla son derece az.
|
|
|
|
|
|
|
|
|