|
|
Komşu komşunun 3 puanına muhtaç
Şimdi ne olacak Abbas? "Komşumuzun takımıdır, düşürmek yakışmaz, biz ağabeyiz, sonra ne derler, dayanışma diye bir şey var, hatır var, vefa var" dedin durdun, beynimi yedin, al şimdi biz düşüyoruz, ne halt edicez şimdi? - O değil de bir de "Düşme potasına girdiler" demiyorlar mı tüylerim ayaklanıyor. Cehalete bak. Ne potası? Basketbol mu bu? - Sana böyle bi korum, üçlük girersin potadan içeri... Can pazarına düşmüşüz sen ne anlatıyorsun. Gevezeliği bırak da mantıklı şeyler söyle... - Tamam başkanım, neşelen diye şey etmiştim... Heheheh... Bakın durum şu, 3 puan alırsak yırtıyoruz, 1 puan alırsak kafa kafaya geliyoruz ama ikili averaj yüzünden düşüyoruz, 2 puan alırsak öteki komşu takımını da kurtarıyoruz her şey harika oluyor . Ama 2 puan alınmıyor 3 puanlı sistemde... - Bu puan hesapları hepten beni aştı Abbas... Bir-iki matematikçi getirin, ben hiç anlamıyorum puan hesabından kitabından... - Başkanım aslında yırtmıştık ama biz komşumuzu düşünürken öteki komşu bizi düşünmedi. Bir elin beş parmağı bir olmuyor tabii. Utanmadan bizi tehlikeli bölgeye ittiler. Hani nerede kaldı dayanışma, nerede kaldı hatır... Gençliğim nerede? Vefa İstanbul'da bir semtmiş başkanım. O da bize uzak, biz Karadeniz takımıyız sebep-sonuç itibariyle... - Ben anlamam Abbas. Çıkın bu hafta sonu yenin, bitirin işi. - İyi güzel diyorsun da başkan, çocukların da konsantresi bozuldu. Kafaları karıştı. Oynayalım mı, oynamayalım mı karar veremiyorlar. Kimileri, "Komşuma canım feda" deyip kendi kalesine gol atmayı bile düşünüyor. Öyle bir komşu aşkı sardı ki, hepsini aralarında odasının duvarına komşu takımın posterini asanlar var. Son maça "Komşu takımın formasıyla çıkalım" diye tepine tepine ağlayanlar var. - Teşvik primi verin o vakit... - Kime? - Bizim çocuklara... Enflasyon düşer, hükümet düşer, bizim takım babayı düşer Abbas... - Valla fena fikir değilmiş ama bu zaten normal prim oluyor. Ama maçtan önce verince adı başka bir şey oluyordur herhalde... İstersen federasyona yazı yazıp bunun olup olamayacağını bir çırpıda öğreneyim başkanım... - Saçmalama Abbas... Denizi iyice bulandırma... -Deniz bulanacağı kadar bulanmış zaten başkan... Dibi gözükmüyor. Tek görünen biziz, aynalı sazan gibi ortada kaldık... Çırpınırdı Karadeniz, hala da çırpınıyor. - Ronaldo'yla Figo gibi yapalım o zaman... - Ne diyorsun başkan? Ne Ronaldosu ne Figosu? - Hiç mi reklam seyretmiyorsun Abbas? Sahaya çıkmadan önce rakip futbolculara bacak arası yapıp "Ole!" çeksinler, o moral bozukluğuyla oynayamazlar. - Ya bizimkiler bacak arası yerse, bizde namus meselesi olur, sahaya futbolcular çıkmaz ama kesin kan çıkar. - Bizimkilerin bacak arasına görünmeyen fileler gereriz. Sonra atmosferi gereriz. Bir de hakem, bizim futbolculardan birine çift dalarsa bizden iyisi yok. Kesin ligde kalırız. Ya da dur dur, en iyisi bizim oğlanın eline boş bir fincan verip komşu kulübün kapısına yollayalım. "Başkanım yolladı varsa fazla üç puan istiyor" dedirtelim olsun bitsin. Hayrola, Abbas nereye? - Abbas yolcu başkan. İşimiz bunlara kaldıysa, biz de yolcuyuz zira...
|