Kalkmam lazım hatta koşmam...
Ebru, birkaç gün sonra yoğun bakım servisine çıkarıldı. Hâlâ hayati tehlikesi vardı. Ama Aysın, umudunu kaybetmemişti. Yine her gününü hastanede geçiriyor, hatta Ebru'ya en sevdiği tatlıları bile götürüyordu. Ama Ebru, kimseyi tanımıyordu. Bir süre sonra konuşmaya başladı fakat kendisini depremzede zannediyordu. Aysın, "Bir süre sonra bizi tanımaya başladı. Öyle ki, bir ara İngilizce konuşuyordu. Saçını merak ediyordu. Evimize gidelim diyordu" diye konuşuyor. Ebru bir yıl hastanede yaşadı. 23 kilo verdi. O günler için, "Bir düş görüyordum. Sadece düşmüştüm. Kolum kırıldı zannediyordum. Başka bir şey hatırlamıyorum zaten. Gözlerimi açtım. Nerede olduğumu bilmiyordum. Ada'ya gittiğimi hatırladım ama sonrası kopuktu. Bir gün, 'Ben rüya görüyorum. Size ne oluyor' dedim. Aysın ise 'Biz oynuyoruz' diyerek karşıma geçip göbek attı. İşte o an 'Düştüm herkesi üzdüm, kalkmam lazım, hatta koşmam lazım'dedim kendime" diyor.
|