Pazartesi günü yükselen ve yüksek kalacak Hazine faizlerinin para kazandırabileceğini, dövizin kaderini ise hükümetin tutumunun belirleyeceğini kaydetmiş "Bu tablo bonodan para kazandırır, dövizden belki" demiştik. Nisan ayı ortasından itibaren finansal piyasalarda başlayan kötüleşmenin ana nedenlerinden biri, ABD'nin faiz artırma ihtimali ile sermaye hareketlerinin tersine dönmesi, yabancıların hisse senedi ve bonoyu satarak döviz alması ve parasını yurtdışına çıkarması. Geçen hafta sonuna kadar Türkiye'den çıkan paranın 2 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. *Cari açık korkusu- Finansal piyasalardaki kötüleşmenin diğer ayağında cari açıktaki büyük artış yatıyor. Şubat, mart ve nisanda har ay 2 milyar doları aşkın cari açık olacağı en yetkili ağızlardan açıklandı. Son iki haftada meydana gelen sıkıntı ise sermaye hareketlerinin tersine dönmesinden. Cari açığa yol açan ithalat artışı sürüyor, sermaye çıkışları da devam edebilir. *Kur ve kredi tetikledi- Cari açıktaki kötüleşmenin arkasında, geçmiş aylarda kur düzeyinin çok düşük kalması ve ithal malların cazip hale gelmesi yatıyor. Yurtiçinde tüketici kredileri devreye girince, özellikle otomobil ithalatı patladı. Sorunu büyüten kurun düzeyi ile tüketici kredileri oldu. İşte hükümetin alması istenen önlemler bu iki alana yönelik. Vergi artışı tüketici kredilerini caydıcı etki yapabilir. Kredili ithalattan alınan KKDF'nin artırılması da öneriliyor. Gerçekte bu iki önlem hükümetin olayın farkına vardığı, konu üzerinde çalıştığı gibi bir sinyal etkisiyle olumlu sonuçlar yaratabilir. İşte bu olumlu sinyal etkisiyle mali piyasalardaki kötüleşme tersine dönebilir. Ancak ithalatın artışı hemen kesilmeyebilir. Çünkü bağlantıların önceden yapılması nedeniyle ithalattaki artış 1-2 ay daha devam edebilir. Hükümetin bu iki konuda önlem almayı reddetmesi halinde ise iş olacağına varacak. Dalgalı kur rejimi içinde kurlar olması gereken düzeye doğru yükselerek ithalatı kısıtlayacak. Ancak bu gelişme zaman alır ve ekonomiye maliyeti daha yüksek olur. *Sadece ekonomi olsa- Cari açık korkusuna enflasyondaki olumsuz gelişme de eklendi. Ekonomideki olumsuzluklar ikiye çıktı. Bir de 16 Haziran'da dövize endeksli takas kağıtlarının vadesi doluyor. Miktar yaklaşık 2 milyar dolar. Bazı bankalar şimdiden hazırlık amacıyla döviz alabilir. Kur bir de buradan tetikleniyor. İmam hatip liseleri tartışması Ankara'yı yeniden gerebilir. Belediye borçlarının tahkimi Hazine borçları üzerine yeni yükler bindirebilir. Bu gelişmeler beklentilerin yeniden toparlanması gereğini ortaya koyuyor. *Önlemlerin önemi- Bu durumda hükümetin ekonomide alacağı önlemler daha da önemli hale geliyor. Buna rağmen önlem gelmezse, finansal piyasalardaki kötüleşme sürebilir. Ancak hükümet artan faiz ve döviz kuru karşısında bir aşamadan sonra kayıtsız kalamıyor. Önceden kendi inisiyatifi ile almadığı önlemleri daha sonra hayatın dayatması ile alıyor. Bunun geçmişte örnekleri var. Yani olaya bir müdahale olacak da, hangi aşamada ve ne zaman olacak, o belli değil. Daha küçükken mi, yoksa ateş bacayı sardıktan sonra mı? *Sonuç- "Zorluk seni zorlayıncaya kadar, sen zorluğu zorla" Amerikan Atasözü