|
|
yıllık kahvenin hatırı
TRT ile yaşıtım. Ve akranlarım gibi ona minnet borçluyum. Beni yetiştirip, büyüttüğü için...
TRT 40. yılını kutluyor. 40 yıl önce derme çatma bir stüdyoda deneme yayınlarıyla başlayan maceranın yüreklere düşürdüğü o tarifsiz heyecanın üzerinden 40 koca yıl geçmiş. Hiç unutmuyorum. Yıl 1969'du... Babam sürpriz yapıp eve televizyon getirmişti. O yıllarda, sadece haftanın belli günlerinde ve belli saatlerinde İstanbul Teknik Üniversitesi'nden yapılan test yayını vardı. Hayatımda ilk kez televizyon görüyordum. Babam fişi prize taktı. O saatte yayın yoktu. Ben karlı ekrana bakıyordum. Henüz 5 yaşındaydım ve hayatımda ilk kez televizyon görüyordum. Gözlerimi iyice kısmış, uçuşan karların içinde bir görüntü yakalamaya çalışıyordum. Sonra birden heyecanlandım. "Bakın, bakın, kızılderililer posta arabasını kovalıyorlar" diye bağırdım. Oysa ekranda yalnızca uçuşan karlar vardı. Çocuk heyecanım bana serap gördürüyordu. Televizyonda izlediğim ilk film, tamamen bana aitti. Senaryosunu düşlerim yazmış, kurgusunu heyecanım yapmış, yönetmenliğini çocukluğum üstlenmişti... Sonra Ay'a ilk ayak basan astronot Armstrong'u izledim televizyonda... Hayal ile gerçek tamamen birbirine karışmıştı. Ay'a insan gidebilir miydi gerçekten? Sonra komşular akşamları bize daha sık ziyarete gelir oldular. Mahalledeki ilk televizyon bizim evdeydi zira... Yıllar, yılları kovaladı... Zafer Cilasun ilk televizyon haberini okudu. Levent Kırca ile "Oyun Treni"ne bindim. Ceyar'a sinir oldum. "Küçük Ev"deki kör kıza üzüldüm. Can Akbel'e bakıp, annemi çağırdım: "Anne koş, kele bakış başladı..." Güneş Tecelli ile Cenk Koray'ın sunduğu "Telespor"un sonundaki Pembe Panter'i heyecanla bekledim pazar geceleri... "Aşk-ı Memnu" da aşk denilen illetin insanı nasıl harap ettiğini gördüm, ilk gençlik heyecanlarımla... Uğur Dündar'ın "İşte Hayat"ıyla ünlülerin yaşamına dokundum. "Kaynanalar" ile güldüm, "Zengin ve Yoksul" ile ağladım. Kıbrıs'taki Beşparmak Dağları'na inen paraşütçülerimizi izlerken, evin kalın kadife perdeleri sımsıkı kapalıydı. Zira "karartma" uygulanıyordu o gece... Sonra "Dr. Kimble"ın yanında polisten kaçtım aylarca... Eve kapandığım bir Eylül sabahında Kenan Evren'in okuduğu "1 Numaralı Sıkıyönetim Bildirisi"ni dinledim. Tuna Huş, Zafer Kiraz, Halit Kıvanç, Orhan Ayhan, Çetin Çeki, Şengül Karaca, Canan Kumbasar, Arman Talay, Abidin Aydoğdu, Başak Doğru, Aytaç Kardüz, Esen Ünür, Necla Erol, Sevim Canbaz... Ve ne bu köşeye ne de gönüllerimize sığacak diğerleri... Onlar, 40 yıl önce damağımıza çalınan o lezzetli acı kahvenin telveleri... Ölenlere rahmet, kalanlara uzun ömürler... Ve sağ olasın TRT... Benim gibi 40 yaşına gelenleri yetiştirip, büyüttüğün için...
|