kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Yuksel Aytug @ SABAH
 
Ya bizim jüri mahkemede olsaydı?
Biri sizleri gözetliyor!
Alt Yazı
GAF oloji

Ya bizim jüri mahkemede olsaydı?

Türkiye "jüri" kavramıyla daha önce Amerikan filmlerindeki mahkeme sahnelerinde tanışmıştı

Adaleti konu alan Amerikan filmlerinin "vazgeçilmez" sahnelerindendir. Avukat, "Jüri masasına yaklaşabilir miyim sayın yargıç?" der ve izin aldıktan sonra jüri üyelerinin gözlerinin içine bakarak o müthiş savunmasını yapar. Sonra jüri bir odada toplanır ve kararı açıklar... Bizim halkımızın kafasındaki bu jüri kavramı son günlerde yerini "yarışma jüriliğine" bıraktı. Peki bizim televizyon jürilerimiz Amerika'da bir cinayet davasında halk jürisi olarak görevlendirilselerdi, neler söylerlerdi? Haydi bakalım, kemerlerinizi bağlayın, uçuşa geçiyoruz:

Meral Okay: Sanığın koğuştaki hallerini dikkate alarak, hemen idam edilmesini talep ediyorum. Zira yatağını hiç toplamıyor, elbiselerini de çıkartıp sağa sola atıyor.

Pelin Akat: Ben son havalandırma saatindeki performansını hiç beğenmedim. Volta atarken de koreografiye hiç uymuyordu. Hemen elektrikli sandalyeye oturmalı. Müsaadenizle şalteri de ben indirmek isterim.

Pieter Snapper: Eehm, umumiyetle, nasıl desem, cinayet sırasında enstrümanını, yani elindeki bıçağı çok ustalıkla kullanmış. Yine de teknik olarak, eehhmm, şeyi, eee konstralakşını çok zayiif. (ne demek istediğini buraya yazmayı çok isterdim ama anlamını bulamadım) Gelecek hafta inşallah daha iyi olacaktır. Bir çenz (şans demek istiyor) daha verilmeli, umumiyetle...

Özdemir Ertan: Bana kalırsa sanığı hemen daktilograf Maria ile nişanlayalım. Ben devamlı izliyorum, Maria'da gözü var. Bari öteki tarafa gitmeden muradına ersin adamcağız...

Cem Ceminay: Hemen asalım, çünkü sanık erkek... Üstelik ayak bilekleri de çok kalın. Mustafa Sandalet bile bu adamdan daha iyi dans eder ya!..

Zerrin Özer: İiiii... İiiiiii... Ay kusura bakmayın sayın yargıç, sinirlerim bozuldu. Bence olağaaanüstü bir sanık. Bakışları sanki yüreğime akıyor. Bence onu "yürek mahkumu" yapalım, taş kalpleri kırsın... İiiii...

Ahmet San: Bu adama plak yapsam, ancak cezaevlerinde satar. Konserine kimse gelmez, çünkü hayranları mutlaka tutukludur. Bana yaramaz. Onçün, asın gitsin...

Ercan Saatçi: Hemen yargılamayalım. Önce ben bi DMÇ'den albümünü yapiyim, ondan sonra karar verelim. Sesi çok yanık. Olmuş yani, bence "budur!"

Armağan Çağlayan: Neresi olmuş abi? Baksana enine çizgili cezaevi üniformasının altına çift renk ayakkabı giymiş. Böylelerini Taksim'de sallandıracaksın, bak bi daha giyiyolar mı?

Deniz Seki: Ben bu sanığın cinayet işlediğini bilmiyordum. Bir daha mahkemeye çıkartılan sanıklardan sabıka kaydı istensin lütfen. Ben istifa ediyorum, baay!

İbrahim Tatlıses: Delikanlı adamın yolu hayatında en az bir kere karakola, ıslahevine, cezaevine, morga ve mezarlığa uğramalı gardaşım. Salın şu kader kurbanını gitsin lo...

Garo Mafyan: Hepiniz benim oğlumsunuz. Ben hiçbirinize kötü bir şey diyemem. Hatırlarsan sana bıçağı eline almadan önce "Aman evladım elinden bir kaza çıkacak" demiştim.

Hamdi Alkan: Sanık hemen gaz odasına kapatılsın. Ben Gazman olarak gerekli "lojistik desteği" sağlarım sayın yargıç.

Ali Hakan: Sanık, cinayet tatbikatı sırasında olayı çok ruhsuz canlandırdı. İçine biraz daha duygu katmalıydı, olmadı...

Nurseli İdiz: Bu adam "Kınalı Kar"da ormanı yakıp, beni öldüren şüpheliye benziyor. Sayın yargıç, izninizle sanık şu kürsüyü tutuşturabilir mi? O zaman daha iyi teşhis edebilirim!

Huysuz Virjin: Ayy, şimdi orta yerimden küüt diye çatlayacağım vallahi. İçim sıkıldı ayol... Sayın yargıç izninizle "Katina'nın Elinde Makası"nı söylemek istiyorum. Biraz kasvetimiz dağılsın?

Yüksel Aytuğ: Yehuuu! Gaf buldum, gaf buldum... Ona "küt diye" değil, "çat diye çatlamak" derler Seyfi bey...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 yıllık kahvenin hatırı   / 03-05-2004
 Reklam araları nasıl değerlendirilir?   / 02-05-2004
 Tarihi fırsat ayağımıza geldi   / 01-05-2004
 Senaristler çıkmaz yola girince...   / 30-04-2004
 TV'ler bilmeden korsanı destekliyor   / 29-04-2004
 Son Kale'yi birlikte fethedelim   / 28-04-2004
 Hakkı'nın hakkını teslim edelim   / 27-04-2004
 Ahmet ne sandı?   / 26-04-2004
 Ya bizim jüri mahkemede olsaydı?   / 25-04-2004
 Yolunuz bu hastaneye düşmesin!   / 24-04-2004
YÜKSEL AYTUĞ
Halk, yönetmenin elini tutarsa
Bazen yönetmenler, kendi...
ATİLLA DORSAY
Asmalı Konak Kanal D 19.50
Sevenleri ile...
Kadınım
atv / 13:35
Ateşli Çingene
Show TV / 15:50
Asmalı Konak
Kanal D / 19:50
Patron Kim?
atv / 19:50
Çocuklar Duymasın
Star / 20:15
Vasiyet
TRT 1 / 21:30
Karım ve Annem
Kanal D / 21:50
Melekler Adası
atv / 21:50
Bay Doğru
CNBC-e / 22:00
Deşifre
Star / 23:40
Özel Hat
atv / 23:40
Parlak Beyaz Bir Yalan
TRT 1 / 23:50
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.