|
|
|
|
Yaşasın ne çok okunuyorum
Bütün okuyucularımı, her tip maili göndereni, hatta o acayip mailleri bile çok seviyorum. Çünkü hepsi zaman ayırıp bana her hafta e-posta gönderiyor
İzninizle bu hafta biraz okuyucu epostalarına yer vermek istiyorum. Çünkü hem çok eposta alıyorum hem de bunların birçoğu gerçekten çok enteresan. Okuyucularımdan gelen e-postaları şöyle gruplandırabilirim. Bir grup gerçekten yazılarımı okuyup bununla ilgili yorum yapıyor. Kimi beğeniyor, kimi şiddetle kınıyor ama sonunda yazımla ilgili yorumlar bunlar. Bir grup da var ki bunlar beni bir kadın olarak için için mutlu etse de bazen işin dozunu abartan hayranlık e-postaları gönderiyorlar. Hayranlık dediysem yazılarıma falan değil, efendim çok seksiymişim, o ne gülüşmüş o ne gözlermiş ve de göğüslermiş gibi. Bunların edepli olanları iyi de bir kısmı işi abartıp pornografiye döküyor.
Valla çocuklar ben pek derdinize deva olacak durumda değilim galiba, baksanıza anneyiz, yaşlanıyoruz falan. Bir grup da ısrarla beni Haydar Dümen zannediyor ve bir sürü cinsel problemine çare arıyor. Ben bunlara beleşçiler diyorum, çünkü doktora gitmeden işi bedavadan halletmeye çalışıyorlar. İnanın Haydar Dümen olsaydım asardım bir tabela gazetenin önüne ohh gelsin paralar. Mesela geçen hafta bir okuyucum bana iç çamaşırı fetişi olduğunu, kız arkadaşının falan çamaşırlarını çaldığını, bu fetişten kurtulmak için ne yapması gerektiğini sormuş. Dostum ben sana ne diyeyim? "Çok ayıp, sen bu fetişini değiştir, daha masum bir fetiş edin, kendine mesela iç çamaşırı yerine ayak fetişin olsun hiç değilse o daha masum" desem vaz mı geçeceksin? Ya da "Yaptığın çok ayıp, çalma kızın çamaşırlarını" desem, tam çamaşırı araklayacakken "Ayşe de buna kızar" diye elini mi çekeceksin?
Ben ne diyeyim sana hayatım? Başka bir okuyucum kendinden büyük kadınlardan hoşlandığını, bu böyle giderse aile falan kuramayacağını, kendi yaşıtlarından hoşlanmak istediğini ama başaramadığını söylemiş. Buna da içimden şöyle demek geliyor, hayatım bütün erkekler çıtır peşinde senin gibisi kırk yılda bir çıkıyor, senin gibiler çoğalırsa biz yaştakiler de çok mutlu olur. "Lütfen bu huyundan vazgeçme, bunu etrafına yay, hatta işi daha da ileri boyuta götürüp Yaşlı Kadın Sevenler Cemiyeti falan kurun, böylece çıtırlardan arta kalanlarla zavallı orta yaştaki kadınlar idare etsin mi" diyeyim yani. Anlayacağınız bu tip teknik problemlerinize ben pek deva olamam. İster miydim, isterdim, olsa dükkan sizin de yanlış bir şey derim bu sapkınlıklar artar falan hafazanallah beni topa tutarlar. Bir grup okuyucum var ki onlar gerçekten hayatla ilişkileriyle ilgili problemlerini bütün içtenlikleriyle yazıp fikir soruyorlar. Onlara elimden geldiğince cevap yazmaya çalışıyorum.
AŞK ENGEL TANIMAZ Bunların arasından bir tanesi beni çok duygulandırdı ve onun da izniyle bunu sizinle paylaşmak istedim. Bu okuyucum 36 yaşında bir MS hastası, yani yavaş yavaş vücut fonksiyonları azalıyor ve tedavi görüyormuş. "Bu hastalık öldürmüyor, ama süründürüyor" diyor, zamanla istediği gibi hareket edemez olmuş. Artık koltuk değneğiyle yürüyormuş. Beş yıldır yani hasta olmadan bir sene önce başlayan ve hala devam eden bir ilişkisi varmış. Bu bey İzmit'te oturuyor, sevgilisi ise İstanbul'da. "Onu yalnız bırakmamak için her hafta sonu mutlaka İstanbul'a geliyorum" diyor. Kız evlenmek istese de o sevgilisine acıdığı, onun hayatını karartmak istemediği için evlilikten kaçındığını söylüyor ve bunu sırf onu düşündüğü için yapıyormuş. O kadar duygulandım ki anlatamam...
Canım benim, senin vücudunun fonksiyonları zayıflayabilir ama öyle büyük bir kalbin var ki böyle kalp böyle sevebilen bir yürek nice sapasağlam adamda yok. O sağlam adamların çoğunun yüreği eksik, sevgisi sevebilmesi eksik. Bence böyle sevgiler kolay yakalanmıyor bence evlen, evlen çünkü eminim o senin her halini her biçimini seviyor. Sonra sevgide iyi gün de var, kötü gün de... Mühim olan bunları beraber böyle severek paylaşabilmek.
SEKS FISILTILARI * Zerrin Özer kanser olup öleyim diye dua ediyormuş. (O kanser olur mu bilmem, ama böyle gülerse Türk halkını kanser edeceği kesin.)
* Doğuştan kısır olan erkeklerin de baba olması mümkünmüş. (Tabii ki bu iş bir tüpçüye, bir sütçüye bakar.)
* Şarap yumurtalık kanseri riskini azaltıyormuş. (E tabii içki vergenliği artırıyor, işleyen demir ışıldıyor.)
İlişki cadısı Ayşe
|
|
|
|
|
|
|
|
|