Edebiyat dünyasının eksik kalan yanları
Bir Edebiyat dünyası var mı bizde? Edebiyatçılarımız yok demiyorum; Şairler, hikayeciler, denemeciler, eleştirmenler var ama bir eksiklik de var
Edebiyatçılarımız var ama edebiyat dünyamız bir garip. Nedense edebiyatçılarımız birbirlerini bilmek istemiyor, bilmeyi gerekli görmüyorlar. Bir yazarla konuşuyorsunuz, çok şey bildiğini, çok şeyler yaptığını düşünüyor. Günümüz yazarları edebiyat üzerine, çoğu kötüleyici neler neler söylüyor... Her biri kendi yazdıklarının okunmasını önemsenmesini, adının sürekli anılmasını istiyor. Ben bunları neden yazma ihtiyacı duydum? Yalnız insan çevresindekileri daha iyi görüyor. Ve dünyada hakiki bir kitaptan güzel ne var ki? Size Kenize Murad'ın kitabından bahsetmek istiyorum.
Dikkatli okurlar Aktüel Pazar sayfalarında kitaba ilişkin pek çok ayrıntıyı hatırlayacaktır. Kenize Murad, annesi Selma Sultan'ın hayatını yazdığı Saraydan Sürgüne romanı ile bütün dünyada tanınmıştı. Ortadoğu'da 15 yıl boyunca gazeteci olarak çalışan Kenize Murad romancı duyarlılığını gazetecilik deneyimiyle birleştirip ortaya çıkardığı "Toprağımızın Kokusu"nda altmış yılı aşan Filistin-İsrail çatışmasını sergiliyor: Akademilerin, devletlerin, resmi söylemlerin uzağında, halkın dilinden. Toprağımızın Kokusu, Filistin-İsrail dramını barışı güçleştiren bütün nedenlerle birlikte ortaya koyarken, yaşananı çatışmanın gerçek kurbanlarının sesleriyle ilk kez bu kadar gerçek ve çıplak olarak su yüzüne çıkarıyor.
Siyasi analizleri ve genel önyargıları bir tarafa bırakan bu kitap, sözü her iki tarafın da anne-babalarına, erkek ve kadınlara, çocuklara veriyor. Kenize Murad bu kitabı hazırlarken Kudüs'ten Cenin'e, Gazze'ye, sömürge yerleşimlerine kadar bölgede ayak basmadık yer, dinlemedik insan bırakmamış. Kenize Murad, Filistin-İsrail ateşi arasında kalan kurbanların ölüm ve mülteci kamplarındaki zor hayatlarını, korkularını ve ihtiyaçlarını bütün insanlığın adalet duygusuna, vicdanına sunuyor .Aydın Boysan'ın "Nereye gitti İstanbul?" adlı anı-deneme kitabı Yapı Kredi yayınları tarafından mayıs ayında yayınlanacak.
Boysan, kitabında mizahın gerçek doğrusu olan muhalefeti dile getiriyor. Picus Dergisi'nin yeni sayısı bir hayli farklı. Derginin bu sayısında, gazeteci-televizyon programcısı İclal Aydın Picus dergisi için Türk edebiyatının en büyük isimlerinden Çetin Altan ve eşi, yazar Solmaz Kamuran'la bir röportaj yapmış. Kürşat Başar yabancı yazarların kitaplarını ezbere bilen ama Türk edebiyatından habersiz olan okuyuculardan söz etmiş. Hatice Meryem "Türk edebiyatının en erotik yazarı" diye tarif ettiği Necati Cumalı'nın Ay Büyürken Uyuyamam adlı romanını, Hakan Günday ise Louis Ferdinand Celine'in Gecenin Sonuna Yolculuk'unu yazmış. Yine Picus'tan öğrendiğimize göre Hakan Günday' ın hayatında Celine'in öylesine önemli bir yeri varmış ki, genç romancı koluna bu ünlü Fransız yazarın yüzünü dövme olarak kazıtmış.
BIÇAKÇININ YENİ ROMANI Romantik Korku ve Rüya Günlüğü romanlarının yazarı Hakan Bıçakcı, şu sıralar Burdur'da askerlik yapmakta... Gündüzleri vatani görevinin ayrıntılarıyla meşgul olan genç yazar, akşamları ve hafta sonları askere gitmeden önce kaba inşaatını bitirmiş olduğu yeni romanının son düzenlemeleriyle uğraşıyor. Bıçakcı'nın İstanbul'a dönmesinin ardından (sonbaharda) yine Oğlak Yayınları'ndan çıkacak olan bu üçüncü kitabı da daha öncekiler gibi korku ve gerilim yüklü fantastik bir roman olacak, konu ise hafıza kaybı...
Sayım Çınar
|