|
|
|
|
|
|
Yüksel Aytuğ rehabilitasyon merkezi
Çalışma arkadaşı ile yapılan röportajın ardından yazmak meğer ne kadar zormuş... İstediğim gibi geyik yapamıyorum. Çünkü yarın gazete binasında karşıma çıkacak, biliyorum....
İki yıl önce gazeteye ilk girdiğim zaman tanışmıştım Yüksel ile. O an için en önemli özelliği gazetedeki en yakışıklı erkeklerden biri olmasıydı. Daha sonra kader ağlarını acımasızca ördü ve Yüksel ile aynı masayı paylaşmaya başladık. Yaklaşık üç ay boyunca onu öyle bir canından bezdirdim ki, sonunda yönetim, ruh sağlığını korumak amacıyla ona bir oda vermek zorunda kaldı. O zamanlar kıpkırmızı bir Opel Tigra kullanıyordu.
Onunla uzun uzun otomobil muhabbeti yapıyorduk. Nerede satılması zor bir antika otomobil varsa gidip onlara bakıyordu. Ve sonunda bir gün gazeteye ağzı kulaklarında geldi. Yapacağını yapmıştı. Tigrasını 1978 model bir Mercedes 350 slc ile değiş tokuş etmişti. 8 silindirli bu otomobil, zavallı Tigra'nın yaktığı benzini neredeyse üçe katlıyordu. Ancak onun üç katı da karizma sağlıyordu Yüksel'e.
KADINLAR TANIŞMAK İSTİYOR Yüksel otomobilini rehabilitasyon merkezi olarak adlandırıyor. Onu yıkatıp kendini sokaklara atmak bu sıralar hayatının en renkli ritüellerinden biri. 1986 yılından beri gazetecilik yapan Yüksel'in çalışmadığı bölüm kalmamış. 20 yaşında Güneş gazetesinde köşe yazarlığı yapmaya başlamış. Ekonomi ve borsa yazarlığı yapmış. Şansal Büyüka'nın ekibinde spor muhabirliği yapmış ama askere gidip dönünce spor muhabirliği kariyerine son verip, magazin muhabirliğine başlamış. Hatta sonra Hürriyet grubunda bir kadın dergisinde yazıişleri müdürlüğü yaparak sektörde bir ilke bile imza atmış. Ama son gözdesi televizyon yazarlığından çok memnun. Çünkü geniş iş tecrübesi nedeniyle çok farklı ilgi alanları konusunda bilgi sahibi olan Yüksel, hem kimsenin fark edemediği konuları fark ediyor, hem de yapılan hataları ilk elden fark edip köşesine hemen koyabiliyor.
Ancak tüm gazetecilerin başına gelen durum Yüksel arkadaşımızın da başına geldi ve Akademi Türkiye'deki jüri üyeliği ona popülarite getirdi. Anlattığı kadarı ile bu durum, karşı cinsler arasındaki popülaritesini de tavana vurdurmuş. Ankara'dan kalkıp tanışmaya gelenler bile oluyormuş. Jüri de mantık ve dengeyi temsil eden Yüksel'in popülerliğine bu kısa gezi sırasında ben de tanık oluyorum. Burası ilginç bir ülke. Sayfalarca yazı yazarsınız ama iki saniye televizyona çıkmak her şeyi değiştirir.
Bahar bir geliyor sonra geri gidiyor. Bu aylarda hiç beklemediğimiz kadar ağır bir yağmur ve soğuk hava nihayet yerini pırıl pırıl bir güneşe bıraktı. En son Meltem Cumbul röportajımı yaparken halim haraptı. Çok önce bitmesi gereken bazı şeyleri uzatıp uzatıp, sonra lastik gibi kalbime çarpıp yaralamasına engel olamamıştım. Ama şu son iki haftada hayatım o kadar ilginç bir yol aldı ki, her şey yeniden güzel görünmeye başladı gözüme. Yani dört bir yanım çilek kokuları ile sarılmış durumda.
Yüksel Aytuğ ve seksi Mercedes Coupe'si ile de böyle bir keyifli günde dolaştık. İnsanın çalışma arkadaşları ile ilgili yazı yazması hiç de kolay değilmiş. Daha önce, otomobilli röportaj yaptığım insanları ertesi gün gazete binasında görme şansım olmadığından, içimden gelen geyiği otuz iki kısım tekmili birden yapabiliyordum. Ancak şimdi Yüksel Aytuğ hakkında yazarken zorlanıyorum.
Sevgili günlük; bugün Yüksel Aytuğ'un Coupe otomobili ile gezdik. Onu çok kıskandım sevgili günlük. İtiraf ediyorum... O benzin almak için otomobilden inince sakızımı oturduğum koltuğun altına yapıştırdım, bir de teypteki kaydedilmiş ne kadar radyo istasyonu varsa hepsini silip yerine arabesk müzik kanallarını kaydettim. Bu gece de otoparkta aracını bulup üstüne kırmızı oje ile "Yıka Beni" yazacağım. İğrencim değilmi sevgili günlük? Benim de böyle bir otomobilim olacak mı sevgili günlük?
Rahşan GÜLŞAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|