kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Q Jazz Bar'da Kardeş Türküler dinleten adam
Arya söyleyince babam küfrediyor
Q Jazz Bar'da Kardeş Türküler dinleten adam

Q Jazz Bar'da Kardeş Türküler dinleten adam

Barın sağında beyaz bir perde... Ekranda siyah-beyaz Türk filmlerinden görüntüler... Sahnede Türkiye'nin en iyi erkek sesi, tenor Ferhat Göçer var; ekranda gösterilen filmlerin, hepimizin hafızasına yer etmiş şarkılarını seslendiriyor müthiş sesiyle. Küçücük barı dolduran onlarca kişi kâh hüzünleniyor şarkısını dinlediği acıklı Türk filmini izlerken; kâh eğlenip zıplamaya başlıyor Hababam Sınıfı ya da Vizontele'ye sıra geldiğinde...

Bütün bunlar nerede mi oluyor? İstanbul'un en iyi caz kulübü Q-Jazz Bar'da! Her şey bir yana, adı caz olduğu için müşteriyi elimine eden bir yerde! Daha önce Nez'i meşhur eden Q'nun sahibi Mehmet Ali Açılmış, "Ben biraz doyumsuz biriyim. O yüzden Ferhat'la birlikte farklı şeyler yapalım istedik. Gördüğüm kadarıyla herkes şimdi böyle şarkı söylüyor" diyor. Caz sevenlerin doldurduğu bir kulüpte bu riski nasıl aldığını soruyorum; ya ters tepseydi? "Tepmezdi çünkü insanlar bu performansı izlerken bir anda gençliklerine gidiyorlar; okullarını, o müzikleri dinlerken neler yaptıklarını hatırlıyorlar. İnsanları alıp bir yerlere sürüklüyoruz. Ferhat şu anda Türkiye'nin en iyi erkek sesi ama insanların hayallerinin ötesine geçtiğiniz zaman başarılı oluyorsunuz" diyor.

DOKTORLUK ÜNLÜ YAPTI
Ferhat Göçer, zaten aklı Donkişotluk'ta bir adam! Bir klasik müzik sanatçısı ama kafasında sürekli yeni tarzlar denemek, yaratmak var. 'Phantom of the Opera'yı Türk sazlarıyla icra ediyor, Halk Müziği'ni senfoni orkestrasıyla buluşturuyor. Çarşamba geceleri Q Jazz Bar'da Bahçevan; Senede Bir gün, Selvi Boylum Al Yazmalım gibi unutulmaz film müziklerini seslendiriyor. Son projesi ise Anadolu Aryaları. 5 ayrı ilde klasik batı müziği eserlerini o yörenin repertuvarı ve sanatçılarıyla birlikte yorumlayacak.

Ferhat Göçer Q Jazz Bar'da ünlü olmadı tabii. Onu meşhur eden şey müzisyenliğinin yanı sıra doktor olmasıydı. (Sesini söylemiyorum tabii) Hayatı hastaneyle müzik arasında koşuşturmacalarla geçmiş. Gündüzleri İstanbul Tıp Fakültesi'nde okurken, geceleri de Devlet Konservatuvarı'nda Şan ve Opera bölümünde dersler almış. Uzmanlığını genel cerrahi üzerine yapan Göçer, 1994'te üç arkadaşıyla grup Metropol'ü kurmuş. Türkiye'de operanın çok tutmadığını anlayınca da müziğini kendi deyimiyle 'biraz daha popüler' hale getirmiş.

İşte bu yüzden Doktor Göçer'in yorumladığı 'Phantom Of The Opera'lara Türk sazı ve kanunu eşlik ediyor. Göçer aslen Urfalı... Urfalı, Kürt bir ailenin çocuğu olup da klasik müzik eğitimi almaya heveslenen başka biri daha var mıdır? "Nasıl bir aileden geliyorsunuz ki opera eğitimi aldınız?" dediğimde uzun uzun anlatıyor:

BABAM ALIŞAMADI
Aslında çocukluğumu Urfa'da geçirmedim. Annem babam öğretmendi, İzmit'te okudum. Sonra İstanbul Tıp Fakültesi'ni kazanınca İstanbul'a yerleştim. Babam da emekli olunca köyüne döndü. Şimdi Belediye Başkanı. Ben 20 sene filan İstanbul'da kaldım ama mecburi hizmet için Şanlıurfa Devlet Hastenesi'ne gidince tanıdım Urfa'yı. Babam hiç sevmezdi klasik müziği. Ben televizyonda çıkıp arya söylediğimde açıp küfreder bana! Tıptayken konservatuvar sınavlarına girdim. Benim hayatımı değiştiren, opera sanatçısı hocam Melek Çeliktaş ve eşi oldu. Onlardan çok etkilendim.

Ergenlik dönemimdi ve onların evinde yatıp kalkıyordum. Bu dönem beni çok değiştirdi. Ama hiçbir zaman bir opera sanatçısı olmak istemedim." Hayatında müzik ağır bastığı halde, doktorluğu bırakmayı da düşünmüyor Ferhat Göçer. Okuduğu dönemde tıbbı bırakmayı düşünse de Melek Hocası onu "Kesinlikle bırakamazsın. Müzik, geleceği olmayan bir dünya" diyerek durdurmuş. Şimdi de düşünmüyor, iki mesleğinden birini bırakmayı: "Hekimlik neyi gerektiriyorsa onu yapıyorum. Onun dışında bütün performansımı, bütün enerjimi müziğe veriyorum. Çünkü bir albüm çıkarmaya çalışıyorum."

SEZEN AKSU'YLA PROJE
Müziğine bir isim bulmakta zorlanıyor; isim koyamadığı için de albüm yapamıyor. "Bu kadar müziği karıştırdığım için prodüktörlerin hiçbirisi 'gel seninle bir şey yapalım' demiyor. İsmi yok bunun! Farklı bir şey ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Ne insanların kulaklarını fazla zedeleyecek, ne aşırı klasik, ne de bildiğimiz güncel bir tarz; sürekli bocalıyorum." Ama Ferhat Göçer, müziğin divası Sezen Aksu'nun gözüne girmeyi başarmış! İkili; Sezen Aksu'nun şarkıları arasından seçecekleri bazı parçaları yabancı dilde seslendirecek. Teklif Sezen Aksu'dan gelmiş. "Proje büyük. En az 1.5-2 milyon dolarlık. Parçaların seçilmesi, üzerine yabancı sözler yazılması, orkestra kaydı, pazarlaması. 2.5 yıllık bir proje" diyor.

Q Jazz Bar'daki müthiş şovuna geliyor sıra. Beyazperde Ezgileri projesi nasıl çıktı, niye çıktı anlatıyor: "Cuma-cumartesi programlarında bu tarz parçaları yapıyorduk aslında ama onlardan oluşan bir program fikri birden geldi aklımıza. Aslında Türkçe müzik yapmak istedik. Ben tenor olarak, 'yabancı müzik söyler' diye tanınıyorum. E bir yere kadar! Arabesk, türkü, batı formlu eser de söylebilmelisiniz. Türk müziğine en kolay, en rahat ve yadırganmayacak geçiş yolunun bu olduğunu düşündüm." Yani amaç, dinleyicisi daha az olan klasik müzik, arya gibi bir tarzdan daha popüler bir tarza geçmek; daha geniş kitlelere ulaşmak. "Bunu düşündüğüm için kendimi suçlayamam. Bu fikirle yola çıkmadım ama bunun altındaki sebep muhakkak ki geniş kitlelere yayılabilmek" diyor.

Göçer, programında 'Salkım Hanım'ın Taneleri' filminin müziği Sarı Gelin'i de okuyor, 'Vizontele' için Kardeş Türkiler'in yazdığı Leyla şarkısını da. Q Jazz Bar'ın müşterilerine dönüp baktığınızda hepsi bir ağızdan eşlik ediyor. "Bütün programın içinde 4 türkü söylersem belki seyirci sıkılabilir ama filmlerle birlikte 10 türkü söylesem bile çok etkileniyorlar. Bu tarz eserleri insanlara en kolay verebilme yolu filmlerle bunu yapmak."

Şirin SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Halide Teyze İngilizce kursunda
 Artık aşk romanı yazmam
 Meme çıktı
 Anadolu takıları uykudan uyandı
 Benim de böyle bir otomobilim olacak mı?
 Snob insanları nasıl anlarsınız
 İnsanlar neden evlenir?
 Renkli çerçeveler
 Sevgi Sözcükleri
 Ajanda
 Geçen hafta en çok satan 10 kitap
 Tehlikeli yakınlaşma
 Nişantaşı Bahar Şenliği World ile başlıyor
HAKAN & UTKU
Merkür diyalogları
- Memduh Abi duydun mu, Merkür...
ESRA CEYHAN
Macera dolu Amerika...
Seyrediyorum, seyrediyorum, gene...
GÜLSE BİRSEL
Düğün mevsimi başladı, kolaylıklar!
Uzuun ve...
AYŞE TÜTER
Gökkuşağı
2adet patlıcanı közleyin. Kabuklarını soyup,...
REFİK DURBAŞ
Tarihe armağan
İsveç ilaç firması "AstraZeneca"nın...
Ya töreye kurban ya da mahalleliye
Yaşadığı tüm acılara rağmen hayat dolu bir genç kızdı E. B.
Peggy'nin katili Ulvi'ye müebbet
2 yıl önce Almanya'da kaybolan Peggy'nin davası sonuçlandı. Bir Türk...
Bugün Devrim'in doğum günüydü
25 Mart'ta eroinden ölen Cem Devrim Akdoğan 27'sine girecekti. Acılı...
Trafik karıştı
Trafik karıştı
Bir zamanlar Mithat Can ile Tuğçe'yi tanıştıran Kenan Doğulu ise...
Köy kahvesinden akıl alıyor
Köy kahvesinden akıl alıyor
Başta Dikran Masis olmak üzere Şener Şen, Hasan Mingü ve Emel Sayın...
Milenyum kadını
Milenyum kadını
İspanyol top model Luisa Corna, podyumlardaki başarısını...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.