Bizde bankacılık neden pahalı?
Yatırımların hızlanması yönünde hafta içinde önemli bir adım atıldı. Devlet Bakanı Ali Babacan ticari kredilerdeki kaynak kullanımı destekleme fonu (KKDF) kesintisinin kaldırılacağını açıkladı. Böylece 2001'den bu yana niyet mektuplarında yer alan bankacılık kesimi aracılık maliyetlerinin azaltılması yönünde de bir adım atılmış oldu. Türkiye'de bankacılık işlemleri üzerinden alınan vergi, fon kesintisi, harç ve zorunlu karşılıklar diğer bir çok ülkeye göre oldukça yüksek. Maliyeye bu kesintiler sayesinde önemli bir gelir giriyor ancak bankalar bu yüksek bedeli sonuçta kredi müşterisine yansıttığı, kredi müşterisi de bu tür finansman giderlerini ürettiği mal ve hizmetin fiyatına eklediği için sonuçta bedelini geniş bir kesim ödüyor. Kaynakları sınırlıyor Bugün 100 liralık kaynak toplayan bir banka kesintiler ve zorunlu karşılıklardan sonra bunun ancak 89 lirasını kredi olarak kullandırabiliyor. Bu krediyi kullanan bir yatırımcı ise faizle birlikte neredeyse yarısı kadar bir maliyet ödüyor. Yani, yüksek aracılık maliyetleri hem bankaların yatırımcılara kullandırabilecekleri kaynakları sınırlıyor, hem de yatırımcıların maliyetlerini artırıyor. Bankalar bu tür yüklerden kurtulmak için işlemlerini yurt dışına kaydırırken, imkanı olan yatırımcılar daha ucuz maliyetlerle dışarıdan borçlanma yoluna gidiyorlar. Sonuçta, böylelikle kendi mali sistemimizi kendimiz daraltmış oluyoruz. Bankacılar, bu tip yükleri yedi ana başlık altında topluyorlar: Enflasyon vergisi, işlem vergileri, gelir ve kurumlar vergisi, TMSF primi, sivil savunma fonu, mevduat zorunlu karşılıkları ve sosyal güvenlik ödemeleri. Şu ana kadar bunların bir kaçına yönelik somut adım atıldı. Enflasyon muhasebesi uygulamasının vergi mevzuatına girmesiyle enflasyon vergisinin etkisi kaldırıldı. İşlem vergilerinde ise damga vergileri kaldırılırken, ticari kredilerdeki fon kesintisinin kaldırılması için tarih belirlendi. Bunun dışındaki yüklerin tamamı hala duruyor. Örneğin banka sigorta ve muamele vergileri. Bu vergiler Türkiye'deki toplam vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 3.5'ini oluşturduğu için Maliye bunlardan bir türlü vazgeçemiyor. Kamu rahatlar Eğer vazgeçebilseydi ne olurdu? Çalışmalar gösteriyor ki, aracılık maliyetlerinin azaltılması orta ve uzun vadede kamuyu hem gelir hem de maliyet yönünden olumlu etkiliyor. Bundan bir süre önce BDDK, Bankalar Birliği ve bankalardan temsilcilerin katılımıyla'Türk bankacılık sektöründe aracılık maliyetlerinin azaltılması' başlıklı bir çalışma yapıldı. BDDK başkan yardımcısı Ercan Türkan'ın başkanlığındaki çalışmada, aracılık maliyetlerinin azaltılmasının ekonomik büyümeyi hızlandırıcı etki yaptığı belirtiliyor. Çalışmanın sonuçları arasında bu yüklerin azaltılmasının kamunun borçlanma maliyetini de aşağı çekeceği yer alıyor. Bu yüklerin azaltılması için bir neden daha. Aracılık maliyetlerinin düşürülmesi finansal hizmet maliyetini azaltacağı gibi, bu tür hizmetlere olan talebi de artırır. Bu ise ekonomideki kayıtdışılığa karşı bir adımdır. Sonuçta maliyenin toplayabileceği vergiyi artırır.
|