İmar komisyonun başına Fransız

İmar Bankası olayını araştıracak grubun başına bir Fransız getirildi. Açıklandığı kadarıyla grupta bir de İngiliz üye yer alacak. Hem hazineye hem de vatandaşa ciddi yükler getiren İmar olayı Türk bankacılık tarihinde ayrı bir başlık halinde incelenmeyi hak ediyor. Gerek sistemin zayıflıklarını ortaya çıkarması ve gerekse de boyutları itibariyle üzerinde durulması gerekiyor. Böylesine önemli bir konuyu araştıracak komisyonun başına bir Fransız'ın getirilmesini doğru bulmayanlar, "IMF istedi, böyle oldu" diyenler var. Doğru bir değerlendirme değil...
IMF'nin İmar bankası olayınının bir komisyon tarafından incelenmesini istediği doğru. Konuyla ilgili inceleme ve değerlendirme çalışmalarının başlatılması yedinci gözden geçirme için ön koşuldu. IMF'ye verilen son niyet mektubunda da bu çalışmanın Ağustos sonuna kadar tamamlanacağı ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulacağı belirtildi. Daha da önemlisi bir performans kriteri haline getirildi. Bu da İmar olayının araştırılması konusunda IMF'nin kararlılığını gösteriyor. Ancak tüm bunlara bakarak "Türklere güvenmeyen IMF çalışma grubunun başına kendisine yakın bir yabancıyı getirdi" demek yanlış olur.

Yabancıyı biz istedik
Duyduğum kadarıyla yabancı getirilmesi Türk tarafının insiyatifiyle oldu. Bu grup İmarbank'ta yaşnan olayın nedenlerini araştıracak ve bir daha böyle bir olay tekrar etmemesi için neler yapılması gerektiği konusunda önerilerde bulunacak. Bunu yaparken sistemdeki zayıflıkları ortaya koyacak ve kendince bu olayın sorumlularını belirleyecek. İşin ucu bir çok kişi ve kuruluşa dokunacak. Diğer bir deyişle bağımsız kurullardan ekonomiyle ilgili kamu kuruluşlarına kadar bir çok kurum İmar bankası olayındaki sorumlukları ve zaafiyetleri oranında raporda yer alabilirler. Böylesine kritik bir raporu yazacak grubun elinin serbest olması gerekir. Doğrudur, Türkiye'de böylesi bir çalışmaya başkanlık yapabilecek en az 10 tane ismi hemen sayabiliriz ama bu kişiler gelecek baskılara bir yabancıya göre daha az karşı koyabilirler. Grubun inceleyeceği konu sıradan bir olay değil. Dünyanın en büyük beş bankacılık skandalından biri olarak gösteriliyor. Böylesi bir çalışmanın başına uluslararası alanda kabul görmüş deneyimli ve yetkin bir yabancıyı getirmek Türkiye'yi rencide etmek bir yana itibar kazandırır.
Adı geçen yabancılar bu konuda tecrübeli isimler.