Yabancı mı yerli mi?
Milli takımımızın teknik direktörü Şenol Güneş azledildi. Başarı ve başarısızlığın ölçüsü ne idi? Göndermenin başka bir diplomatik yöntemi olamaz mıydı? Yine kompleksler mi ağır bastı? Dünya üçüncülüğünde hiç mi payı yoktu? Hep mi böyle olur bu ülkede hizmetin bedeli? Bu gidiş yeni geleceklerin belleğinde acı bir örnek oluşturmaz mı? Bu soruların cevaplarını tartışıp konuyu hassasiyetle inceleyecekken yeni bir tartışma konusu çıktı: "Gelecek hoca yerli mi olsun, yabancı mı?" Hay aklınızla bin yaşayın.! Bu yeni gündem hocanın gidiş şekliyle ilgili tartışmaları ortadan kaldırdı. Artık yeni konu teknik direktörün men- şei. Sanki planlı ve programlı bir maniplasyon bir yerlerden ponpalanıyor. İşler iyi gittimi başarıdan pay isteyen çok, işler sarpa sarınca ortada kimse yok! Aynen G.Saray'daki başarısızlığın yalnız Fatih Terim'in üzerinde kalması gibi. Peki mağdem öyle uygun görülüyor birlikte tartışalım, yerli mi, yabancı mı? Futbolda menşei tartışmasının anlamsız olduğuna inanıyorum. Önemli olan ve tartışılması gereken bilgi, tecrübe, idealist karakter disiplin ve uyum sağlama özelliklerini üzerinde taşıyıp taşımadığıdır. Daha da önemlisi bu özelliklere sahip güven veren bir teknik direktörü Türk halkının bağrına basmasıdır. Bu ortak tavır başarıyı mutlaka yakalar ve dünya kupası elemelerinde bizi özlenen mutlu sona götürür. İşte tüm bu nedenlerle yerli mi, yabancı mı diye sormak yerine, tecrübeli mi, çalışkan mı, mücadeleci mi, uyumlu mu diye araştırmak daha doğru bir yöntem olacaktır. Olimpiyat Stadı Bir yerel seçimler daha tamamlandı. Birileri kazandı birileri kaybetti. Kaybedenler görevi teslim hazırlıkları ile meşgul. Şimdilerde seçimi kaybeden A.Müfit Bey de spor kulüplerine veda ziyaretleri ile meşgul. Kendisinin İstanbul'da bir takım hizmetlerde bulunduğu noktasında kimsenin şüphesi yok. Ancak bu hizmetler arasinda spor sektöründe bir hizmet görülmedi. Bunun en büyük örneği Atatürk Olimpiyat Stadı'nın yollarının yapımıydı. Tüm spor kamuoyu 7-8 ay kadar önce bu yolların stat için ve spor için ne denli önem taşıdığını belirtmesine rağmen hayret edercesine bu hususa kulak tıkadı ve eksik hizmetle veda zamanı gelmiş oldu. Değerli Gürtuna gönül isterdi ki bu hizmetleri tamamlamış bir sporsever olarak hizmetini noktalasaydı. Şimdi gelecek Mayıs'ta Şampiyonlar Ligi finaline hazırlanacak Atatürk Olimpiyat Stadı'nın sıkıntısı yeni başkan Kadir Topbaş'ın omuzlarında olacak. Kendisini Beyoğlu'ndan tanıdığımız ve dostluk ilişkilerimiz de bulunan Bay Başkan'a önemli tavsiyemiz; etrafında acelecilikle kendilerine sportif birşey empoze etmeye çalışanlara hemen itibar etmeyerek sakin olması ve hizmete stadın eksiklerinden başlamasıdır. Kendisine başarı dileklerimizle bu hususta her türlü yardıma hazır olduğumuzu duyururuz.
|