|
|
|
|
Her Rus, Nataşa değildir
Güzel, eğitimli ve yumuşak başlı Rus kadınları son yıllarda Türk erkeklerinin gözdesi haline geldi. Yine de her Rus kadınının Nataşa olmadığını unutuyoruz
Geçenlerde bizim gazetede Rus bir finans uzmanı hanımla ilgili bir haber vardı. Bu hanım otoparkta bir hastane sahibesiyle tartışmış ve hanım ona "Nataşa" diyerek hakarette bulunmuş ve Rus hanım da hastane sahibesi aleyhine tazminat davası açmış. Ve "Her Rus, Nataşa değildir. Ben Rusya'da heykeli dikilen bir kozmonotun kızıyım" diyor. Evet, maalesef bizim ülkemizde yıllardır her Rus kadınına "Nataşa" deniyor. Hatta bunu sadece halk yapmıyor. Halkı desteklercesine birçok resmi kademede böyle olaylar yaşanıyor. Mesela kimlik kontrolünde bile Rus olduğunu fark ettiği kadına polislerimizin bile yaklaşımı farklı oluyor.
Tabii ki Türkiye'de "Nataşa" olayı inanılmaz boyutta. Hatta Aksaray, Laleli civarında birtakım gece kulüplerinde top model kadar güzel birçok Rus kız çalışıyor. Birçok erkek bu kulüplere gidip orada bu kızlarla dans ediyor, isterse eve isterse kulübün üstündeki otele götürüyor. Ya da "Nataşa" sektörünü destekleyen insanlarla irtibata geçen birçok erkek aşk satın alıyor. Hepsinin tezi de aynı: İnanılmaz güzeller, inanılmaz yumuşak başlılar ve bizi çok erkek hissettiriyorlar. Hatta işi daha ileri boyuta götürüp bu kızlara aşık olup ilişki yaşayanlar bile var. Tamam böyle bir sektör var ve bu sektör Türk erkeklerinin emrinde. Bunu inkar eden yok. Ama madalyonun bir de öbür yüzü var.
İŞ İÇİN GELDİLER Devrimden sonra Rusya'da başlayan ekonomik krizle birçok üniversite mezunu meslek sahibi insan işsiz kaldı. Ve bu insanlar yaşayabilmek için komşu ülkelere sığındılar. Hatta birçoğumuzun evinde üniversite mezunu, eczacılar, kimyagerler, öğretmenler hizmetli olarak çalıştı. Bu insanlar 300-400 dolar maaş için hizmetçilik bile yapmaya razı oldular. Erkekler gelip inşaat ve lokantalarda çalıştı. Yani anlatmak istediğim Rusya'dan sadece "Nataşalar" gelmedi.
Genelde 3 paraya hayat mücadelesi veren, ülkesindeki çocuğuna yemek parası gönderme derdine düşmüş insanlar da geldi. Ama gerek Nataşalar'a kocalarını kaptırmanın sancısını yaşayan, gerekse potansiyel rakip gören kadınlar sinir içinde her gördükleri Rus kadına "Nataşa" diye saldırmaya başladılar. Bu Rus kızlarıyla ilişki yaşayan birkaç arkadaşıma "Nasıl anlaşıyorsunuz, sonuçta farklı kültürlerden geliyorsunuz, neler konuşuyorsunuz, halinizden memnun musunuz" dediğimde, "Allah aşkına konuşma işini senelerdir sizler yaptınız, kafalarımız zaten sizin dırdırlarınızla öyle dolu ki biraz dinlemeye değil, dinlenmeye ihtiyacımız varmış. O kadar muhlisler, o kadar derdimizi yorum yapmadan dinliyorlar ki galiba bu huzura ihtiyacımız varmış" diyorlar.
Bu kadınlar o kadar çaresiz, o kadar imkansızlıklarla geliyorlar ki burada bir adam bulduklarında, adamın da biraz parası varsa hemen tutunuyorlar ve kaybetmemek için her şeyi yapıyorlar. Bu kadınların Türkiye'de çok iyi giden, birçoğu da evlilikle neticelenen ilişkileri de var. Ayrıca bir başka konu da diyelim ki kadın "Nataşa", yine de onu bile kimsenin aşağılamaya hakkı yok. Yasal mıdır, değil midir, çalışma izni var mıdır o kısım devletin işi, bizim değil. Biz herkese aynı saygıyla, aynı anlayışla davranmak zorundayız. Kaldı ki her Rus kadını gördüğümüzde üzerine Nataşa diye kıskançlıkla saldırmaya hakkımız yok. Laf aramızda finans müdürü hanım da Hollywood starları kadar güzel, kıskanılmayacak gibi değil azizim.
SEKS FISILTILARI * Tuğçe Kazaz yine Serdar Bilgili'ye dönmüş. (Eee o da artık karar versin, transferde anlaşıyorlar mı, anlaşmıyorlar mı?) * Göğüs kanserinden beslenerek korunacakmışız. (Desenize Türk kadınının hiç göğüs kanseri derdi olmayacak.) * İtalyan kadınlar Yılmaz Erdoğan'ın bıyığına bayılmış. (İçi seni yakar, dışı beni, bir de maçoluklarını bilseler.)
İlişki cadısı Ayşe
|
|
|
|
|
|
|
|
|