İncelemelerde bazı işlemler kasıtlı olarak geciktirilmiş!
TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, bankalara müdahale edildikten sonra bile işlemlerin geciktirilmesinin büyük kayıplara yol açtığını söyledi. Ertürk şöyle konuştu: "Ben bunların kasıtlı olabileceğini düşünüyorum. Zamanında müdahale edilebilseydi, belki daha iyi bir sonuç alabilecekken; bazı muvazaalı devirlerle, bazı mal kaçırma operasyonlarıyla, şimdi en sıkı tedbirlerle müdahale etsek bile uçmuş gitmiş olan varlıklarla karşılaşmazdık. Şimdi dosyalara tek tek bakarak mal kaçırmaları belirlemeye çalışıyoruz. Çok ciddi bir bilgi ve belge kaçırma söz konusu. Bunları tespit edebilirsek, yasa bunların bir kısmına müdahale imkanı getiriyor. Bu faturanın biraz daha düşmesini sağlayabiliriz. Şu anda TMSF asli işlevine değil, gecici olacağını ümit ettiğimiz alacak tasfiyesi işine odaklandı. Sorumluluktan kaçmadık. Arkadaşlarımız da bütün psikolojisini, arzu ve şevkini bizim bu cesaret ve kararlılığımıza göre yeniden düzenledi. Şu anda sanıyorum daha iyi olacak." Ahmet Ertürk, Türkbank'ın öyküsüne de değinerek, bankacılık sisteminde son 10 yılda yaşananları şöyle özetledi: "Geçen gün Türkbank'ın çöküş sürecinde rol oynayan yöneticilerle konuştuk. Bir dosya hazırlayarak bana getirmişler. Bu dosya, siyasetçi, bürokrat, işadamı ve medya işbirliğinin bir bankayı sırf nemalanma kastıyla nasıl çöküntüye götürdüğünü acıklı bir şekilde sunuyordu. Geçmişte bankacılığın liberalizasyonunda, daha doğrusu ekonominin genel olarak liberalleşme döneminde ne hukuki ne de ahlaki altyapı tesis edilebildi. 'Türk işi liberalleşme' ne yazık ki gücü yetenin diğerlerini istismar ettiği, baskı altına aldığı bir orman kanunu doğurdu. Bankalara tek tek denetim gerekiyordu. Bunda çok gecikildi. IMF'nin getirdiği sistem bana göre Türkiye'deki mali sistemin çökmesini önlemeye dönük bir anlayışın sonucuydu. Tabii bu anlayış Türkiye'ye duyulan sevgiden değil, mali sistemin çöküşünün Türk ekonomisinin genel çöküşüne yol açabileceği endişesinden kaynaklanıyordu. Yani durum IMF açısından çok önemliydi."