Yüksek gerilim
Beşiktaş, yaşam savaşı veren Elazığ karşısında maça öyle gergin başladı ki, golü bir an evvel bulma düşüncesi yerini telaşa bırakıverdi. Bunun sonucunda da, Beşiktaş gol atacağına kalesinde iki gol birden gördü. Beşiktaş müdafaası öyle sorumsuz ve bilinçsiz oynadı ki, anlamak da, anlatmak da mümkün değil. Beşiktaş'ın hücum için çok ihtiyacı olan kanat akınlarını sahada bir türlü göremedik. Düşünün Beşiktaş'ın kanattan ilk akını 20. dakikada İbrahim ile oldu. Elazığ'ın ikinci golünden sonra zaten gergin olan sinirler tamamen koptu. Beşiktaş'ın gol atması bu ortamda artık tesadüflere ya da şahsi becerilere kalmıştı. Goller de böyle geldi. Beşiktaş için bir onur mücadelesi idi dünkü 90 dakika.. Hele iki farklı geriye düşüldükten sonra kaybedilecek hiçbir şey kalmamıştı. Bu ortamda, iki kaptan önce Tayfur, sonra Sergen attıkları gollerle takımlarını kurtaran isimler oldular. Bu goller Beşiktaş'ın seyircisini tekrar kazanmasını ve ayaklara pranga vuran gerginliğin azalmasını sağladı. Daha ilk yarıda İlie'yi oyuna alan Lucescu, Ronaldo'nun sakatlığı yüzünden ikinci değişiklik hakkını da erken kullandı. Her şeye rağmen İlie'nin devrenin sonlarında attığı gol Beşiktaş'a umut ışığı oldu. Siyah-beyazlılar ikinci yarıya 3-2'nin verdiği rahatlık ile başladı. Bu rahat ortamda Elazığ'ın da tamamen hücuma dönük oynamasından kaynaklanan açığı iyi değerlendiren Ahmed Hassan kaleciyi de çalımlayarak 4. golü kaydetti. Artık Beşiktaş için "Rahatladı; maçı kopardı" diye düşünülüyordu ki, Ahmet Yıldırım'ın akılalmaz hatası Elazığ'a üçüncü golünü kazandırdı. Aslında Beşiktaş müdafaasının durumu maç boyu gerçekten ürkütücüydü. Elazığlı Cem, bütün hava toplarını aldı. Benim saydığım en az 9-10 hava topuna Beşiktaş müdafaası içinde vurdu. Cordoba'nın yokluğunu da savunma çok hissetti. Sorumluluk almadılar Defansı dökülen Beşiktaş takım halinde iyi oynamadı. Gerginliğin Beşiktaş'ı çok zorladığı görülüyor. Halbuki Elazığ gollerden sonra müdafaasını o kadar boş bıraktı ki, Beşiktaş'ın gol rekoru kırabilecek kadar pozisyon yakalaması gerekirdi. Ama değimiz gibi telaş ve stres Beşiktaş'ı rahatlatacak golün gelmesini uzatmalara bıraktı. Oysa Beşiktaş yönetimi bir hafta boyunca Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde kamp kurmuştu. Yönetici eşleri, futbolcu eşleri elele vermişlerdi. Bütün bu çabalar gerginliği gidermek içindi. Ama görünen o ki, çok da işe yaramamış. Bu gerginliğin yarattığı hata yapma korkusu yüzünden Beşiktaş'ta kimse sorumluluğu almak istemiyordu. Topu ayağına her alan, "Benden gitsin de" diyor, ya yanındaki arkadaşına pas atıyor ya da gayesiz vuruşlarla topu ayağından çıkarıyordu. Bu tabloda yaratıcı futbol diye bir şey olamadı.
|