Penaltı
Futboldaki bu "sihirli kelime", Latince "ceza" anlamına gelen "poena" kelimesinden gelmektedir. Oradan eski Fransızca'ya, oradan da İngilizce'ye geçmiştir. Penaltı "penalty" işte bu kökten gelir. Etimolojik (sözcüklerin hangi kökten ve dilden geldiklerini inceleyen bilim dalı) temelleri vardır. O kadar tartışılan bir karardır ki penaltı; bazen günler sürer, tartışma bitmez, karara varılamaz. Hele şampiyonluk mücadelesinin kıyasıya yaşandığı bu günlerde. "Verilen, verilmeyen penaltı kararları" yüzünden kulüp başkanlarından gelen sert açıklamalar, ardı ardına sıralandı; yorumlar, tenkitler birbirini kovaladı. MHK, Futbol Federasyonu bir dizi göndermede bulundu. Ve trajik son: "Ali Aydın hakemliği bıraktı!" Verilen ya da verilmeyen penaltı kararları ile. Çoğu zaman bir takımın kaderini tayin edecek kadar etkilidir penaltı kararları. Kalecilerin hep korkulu rüyası "kabusu" olmuştur bu "ceza atışı". Kaleciler deyince aklıma geldi. "Penaltının mucidi" kimdir, bilir misiniz? Bir kaleci! Evet yanlış değil. İrlandalı kaleci William Mc Krum. Kaleye çok yakın alanda yapılan fauller ile daha uzak noktalarda yapılan kural hatalarını bir tutmanın yanlış olduğunu dü- şündü İrlandalı kaleci 1890'larda. 12 ay sürdü İrlanda Futbol Federasyonu'na kararı kabul ettirmesi. Sanırım günümüzün kalecileri bu bilgiden sonra meslektaşlarını bir hayli anacaklardır. Tarihteki ilk penaltıyı 1891'de Aston Villa karşısında 1-0 yenik durumda iken maçın bitimine iki dakika kala Stoke City kazanır. Aston Villa kalecisi boş durur mu, iki dakika kalmışken maçın bitimine. Topu saha dışındaki ağaçların arasına atar. Tüm aramalara karşın top bulunamaz. Maç sona erdiğinde ise penaltı atışı yapılamaz. . Aslında penaltı, atan taraf için de, diğer taraf için de stres yüklüdür. Bir de "hakem tarafı" var. Yani karar veren kişi. Belki bir takımın yenilgisini, hatta şampiyonluğunu doğrudan etkileyecek kararı veren kişi: Hakem. "Takdir hakkını" elinden aldığımız ya da almaya çalıştığımız hakemler. Hakemleri "emir komuta zinciri" ile hareket ettirmek zorunda bırakanlar, hak etmişlerdir penaltıyı. Hakemlik kurumunu; yerle bir ettirenler "cezayı"- penaltıyı hak etmişlerdir. Hakemlik "çığırdan çıkmış" görünmektedir. Böyle giderse ne yazık ki daha da "çirkinleşecektir". Futbol maçları spor olmaktan çıkarılmıştır. Altında hep "koltuk korkusu". Federasyon'ndan MHK'ye, kulüp başkanından teknik direktöre kadar uzanan "koltuk savaşı"; futbolu bugünkü seviyelere indirmiştir. Hakemleri de bu hale düşürmüştür. İşte esas penaltıyı hak edenler, işi bu noktaya getirenlerdir.
|