Gerçekler
Amerikalı ünlü talk showcu Jack Parr, "Hayat birçok engelle doludur; en büyüğü de kendinizsinizdir" demiş. "Beşiktaş şampiyon, ikinciyi tartışalım" deyip aynı zamanda olası bir başarısızlıkta "Ben demiştim" diyebilmek için kolları sıvayanlar; Beşiktaş'a zarar verebileceklerini düşünmelidirler! Takımdaki düşüşü son bir iki aya sığdırmaya çalışanlar, hele bir iki yöneticinin ayrılmasına bağlayanlar; olaylara ne kadar dar çerçeveden baktıklarını, ne kadar 'küçük düşündüklerini' bilmelidirler! Güvenli müdafaa kurgusu, hırsı ve inancı Beşiktaş'ın rakiplerine üstünlük sağlayan yanıydı. Oysa oynanan futbolun zevk vermediği de ayrı bir gerçekti. Aslında bakarsanız süregelen yenilmezlik unvanı her şeyi toz pembe göstermeye yetiyordu Beşiktaş'ta. Ama Beşiktaşlı'yı tatmin etmeyen bir şey vardı. Futbolun 'seyir zevki'. İşte o yoktu Beşiktaş'ta! İşler iyi giderken kimse bundan bahsetme ihtiyacını duymamıştı. Düşünse de! Müdafaada başlayan çatırtı Beşiktaş'ın düşüşe geçmesine neden oldu. Oyun içinde başka alternatifi, başka planı yoktu Beşiktaş'ın. Yaş ortalaması 30-31'lere dayanmış Beşiktaş'ın kadrosu, hem Süper Lig'i, hem Şampiyonlar Ligi'ni ve sonrasındaki UEFA maçlarını kaldıramamıştı. Aslında sürpriz olmamalıydı iniş çıkışlar. Her futbol takımında olduğu gibi. Yarın tehlikeye atıldı Ancak garip olan düşüş hızı ve önlenemez görünen çöküntü idi. İşte bu noktada Beşiktaş'ın yakasına yapışan hatalar zinciri hakem faciaları ile o kadar güzel örtüştü ki; planlasanız olmazdı. Transfer edilen hemen hiçbir futbolcusundan faydalanamayan Beşiktaş, yaş ortalamasını da aşağıya çekemeyince olanlar oldu. Yaşlı kadro işi daha fazla kaldıracak gücü kendinde bulamadı. Dar bir kadro ile mücadeleyi sürdürmeye çalışan Beşiktaş büyük 'strateji hatası' yapmıştır. Günü kurtarmaya çalışmış fakat günü kurtarmaya çalışırken yarını tehlikeye atmıştır. Ateşli seyircinin 'ateşi' de yakmıştır Beşiktaş'ı. Kendi sahasındaki iki maçı 5 puan kayıp ile dış sahada oynamak mecburiyetinde kalmıştır. Beşiktaş'ın durumunu "ellerini ovuşturarak seyredenler"in eline "bulunmaz fırsat" geçmiştir. Onlar da gerekeni yapmaktan geri kalmamışlardır. Herkes pay çıkarmalı Zaten gergin olan ve mental (kafa) olarak da yorgun olan futbolcuları çılgına çevirmek; hiç de zor olmamıştır hakemler için. Kenar yönetimi de bir şey yapmayınca rekor düzeyde kart görmüştür Beşiktaşlı futbolcular. Herkes düşünmeli bu düşüşten kendine pay çıkarmalıdır. Başarıdan pay çıkartmayı bildiğimiz gibi. MTV'de yaptığımız söyleşide "Kalan maçlarımızı mücadele edip kazanmalıyız" dedi başkan Serdar Bilgili. Ve devam etti. "Ondan sonra başımız dik yürüyebiliriz." G.Antep galibiyeti, durdurak bilmeşen düşüşe ciddi 'fren' olabilmiştir, Bilgili'nin sözlerini onaylarcasına... Amerikalı talk showcunun bir sözü ile başlamıştım yazıma. Alman asıllı filozof Gotte'nin sözü ile bitiriyorum, G.Saray maçı öncesi, Lucescu ve futbolculara ithaf ederek. "Cesarette deha, büyü ve güç vardır."
|