| |
'Hayır' diyen ne istiyor?
Anlaşılan o ki Nisan ayı Kıbrıs ayı olacak.. Sadece Kıbrıslı Türklerin değil, Türkiye'nin de kaderi çizilecek.. Çünkü Türk hükümeti 9 Nisan'a kadar karar almak zorunda.. Bakanlar Kurulu, Annan Planı'nın referanduma sunulmasını onaylarsa bu bir anlamda 'Biz evet diyoruz ama son söz sizin' anlamına gelecek.. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bu eğilimin sinyalini verdi.. Türklerin 'evet', Rum tarafının 'hayır' demesi durumunda KKTC'nin tanınması için dünyayı seve seve dolaşacağını söyledi.. Galiba 'şimdilik' en iyi çözüm de bu.. Türklerin 'evet' Rumların 'hayır' demesi.. KKTC'nin de resmen tanınır hale gelmesi.. Şartların tam anlamıyla eşitlenmesi.. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş dün Bursa'da yaptığı konuşmada çok önemli bir noktanın altını çizdi.. '9 Nisan'da Türk hükümeti evet derse, Kıbrıslı Türkler de evet der' dedi.. Bu sözün iki anlamı olabilir.. Birincisi.. Denktaş 9 Nisan'dan sonra Türkiye ile ters düşecek, ortalığı gerecek bir politika izlemeyecek.. Gerçi, 'evet' demeyecek ama 'hayır' kampanyası yapıp köprüleri de atmayacak.. İkincisi.. Denktaş topu tamamen AKP İktidarı'nın üzerine atmaya çalışıyor olabilir.. 'Kenara çekiliyorum, kararı siz verin' demeye getiriyor.. Sevabı da günahı da sizin.. Burası demokratik bir ülkeyse.. Karar sadece Kıbrıs halkını değil, Türkiye'de yaşayanları da ilgilendiriyorsa, yaşantısını etkileyecekse, çok iyi tartışmalıyız.. Öyle bağırarak, çağırarak, slogan atarak değil.. Reel gerçekleri önümüze koyarak tartışmalıyız.. Yanıt vermemiz gereken soru şu: 2 Mayıs sabahı ve onu izleyen günlerde.. Hayır dersek ne olur? Evet dersek ne olur? Artılarıyla, eksileriyle statükonun sürmesi mi iyi, değiştirilmesi mi? Bunu konuşmalıyız.. Annan Planı'na 'evet' denmesini isteyenler bir takım gerekçeler öne sürüyorlar.. Örneğin Avrupa yolunun açılacağını, Kuzey'in de kalkınacağını, tecritin biteceğini söylüyorlar.. Peki 'hayır' oyu verilmesini isteyenlerin savı ne? Denktaş, 'Bugünden kötü olmaz' diyor.. Bir an için Denktaş'ın bu saptamasını kabul edelim.. Peki o zaman KKTC yoluna nasıl devam edecek? O topraklarda yaşayanlar ne yapacak? Ambargo daha kaç yıl sürecek? Daha kaç yıl dünyadan tecrit edilerek yaşayacaklar? Bu soruların yanıtı yok.. Şu andaki durum ortada.. Ankara para gönderiyor, KKTC hükümeti gelen bu parayı aşırı şişkin kadrolarına dağıtıyor.. Hepsi bu.. Üretim yok.. Turizm yok.. Ada, Türkiye'nin kumarhane adası oldu.. Şöyle çevrenize sorun.. Kıbrıs'a gidenler niye gitmiş? Merak ettikleri için mi, güneş ve deniz için mi, yoksa kumar için mi? Hepimiz çok yönlü düşünmek zorundayız.. Ama özellikle Kıbrıslı Türkler.. Çünkü 2 Mayıs sabahı referendum sonucu ne olursa olsun yeni bir dönem başlayacak.. Bu yeni dönemin adını da onlar koyacak..
|