|
|
|
|
Yeni yöntemle siz de yaşam kurtarabilirsiniz
Değerli okurlar, hepimiz Barış Manço'nun, ardından da Kemal Sunal'ın ani ölümlerini hatırlarız. Bu önemli kayıplar hepimizi derin üzüntülere sevk etmiş ve sarsmıştı. Arkasından gelen tartışmalar ise, hâlâ aklımızdadır; geç geldiği ileri sürülen ambulanslar, ilkyardım yapacak yetişmiş sağlık personeli açığı... Bu şekilde ortaya çıkan ölümlere "ani kalp durması" deniyor ve her gün çok sayıda kişi aynı şekilde ölüyor. Ani kalp durması ile ölümlerin çoğu "Ventriküler Fibrilasyon" (VF) denilen bir kalp ritim bozukluğu ile ortaya çıkar. VF olunca hastanın kalp kası vücuda hiç kan pompalayamaz ve kısa bir süre sonra aniden durur. Hasta, olduğu yere yığılır ve bilinç kaybolur. Yapılması gereken en önemli şey; olabildiğince kısa zamanda yapay solunum-dolaşım desteği vermek ve elektrik şoku ile hastanın kalp ritmini düzeltmektir.
GEÇEN HER DAKİKA ÖNEMLİ Gecikilen her dakika hastanın yaşama dönme şansını yüzde 7-10 oranında azaltır. Beyin ölümünün dördüncü dakikadan itibaren başladığı da unutulmamalıdır. Aniden fenalaşan ve bilinci tamamen kaybolan kişiye ilk müdahalenin etraftaki kişilerce yapılması gerekir. Kalp durduktan sonraki ilk dakikalar hayati önem taşır. Hastayı hiç müdahale etmeden olduğu halde ambulansın gelmesine bırakmak, yaşama şansını azaltır. Bunun için toplumdaki yaşam desteği verebileceklerin sayısını artırmak gerekir. Herkesin "yaşam destek" uygulamalarını öğrenmeye yönlendirilmesi gerekir. Bir kurtarma işleminin aşamaları "kurtuluş zinciri" ile tarif edilebilir;
1- Zincirin ilk halkasında, hemen olaya müdahale etmek gelir. Hastanın durumu değerlendirilir ve bir kişi hemen 112 ya da benzer bir acil yardım servisinden yardım ister. 2- Yaşam destek eğitimi almış bir kişi, yapay solunum ve kalp masajı ile yardım ekipleri gelinceye kadar hastanın beyninin oksijen almasını sağlar. 3- Üçüncü halka; olabildiğince kısa sürede, hasta hâlâ olay mahallindeyken, ona bu işin ciddi eğitimini almış uzmanlarca elektrik şoku verilerek, kalbi düzgün çalışma temposuna geri getirmektir. 4- Dördüncü halka ise, hastayı en kısa zamanda teşekküllü bir merkeze götürmektir. Yazının başlığında sözünü ettiğim yeni yöntemler üçüncü halkada gelişmektedir. Elektrik şoku vererek kalp çalışmasını düzeltme (defibrilasyon), sıradan insanların yapamayacağı, hatta bu işin özel eğitimini almamış profesyonellerin bile uygulamadığı ciddi bir işlemdir. Bu günlerde ise gerekli ölçümleri kendi kendine yapan, kalbin ritim bozukluğunu tespit eden, defibrilasyonun gerekip gerekmeyeceğine karar veren ve gerekiyorsa yine kendi kendine bu işi yerine getiren özel elektro şok cihazları (defibrilatörler) kullanıma girmeye başlamıştır. Ülkemizde de bulunan bu cihazları kullanım için kısa süreli bir eğitim yeterlidir. Cihazın ambulansların yanı sıra, polis arabalarına, itfaiye araçlarına, çok sayıda insanın bulunduğu uçak, gemi ya da stadyum gibi yerlere konulmasının birçok kişinin yaşamını kurtaracağı inancıdayım. Batı ülkelerinde bu aletin yukarda adı geçen yerlerde bulundurulması, bir yasal zorunluluktur. Sağlıkla kalın...
|
|
|
|
|
|
|
|
|