| |
|
|
Kıbrıslı Türkler, neden "Hayır" desinler ki?
Bazıları, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Türkler'in "Hayır" demesi ihtimalinden söz ediyor. Böyle diyenleri anlamak mümkün değil. Bunlar olsa olsa, Kıbrıs Türk halkının algılama yeteneğinden şüphe etmekte olmalılar... Bir hatırlayın 1974'ü... Yani Türk ordusunun Kıbrıs'a çıktığı günleri. O zaman Başbakan olan Ecevit, ne demişti? - Kıbrıs'a, bozulan statükoyu düzeltmek için müdahale ediyoruz. Kıbrıs Anayasası'nı işler hale getireceğiz. Kıbrıs'a kalmak için gitmiyoruz. Garantörlük hakkımızı kullanıyoruz. Eğer Ecevit, Kıbrıs zaferini "Seçim Zaferi"ne dönüştürmek için, müdahale ertesinde istifa edip, Ankara'yı kararsızlığın girdabına terk etmeseydi, o zaman "Kalıcı ve adil çözüm" için, ilgili taraflar masaya oturacaklardı. Kalıcı ve adil çözüm ise, 1960'ta varılan antlaşmanın şartlarının, güvence altına alınması olacaktı. Şimdi yıl 2004. İsviçre'nin Bürgenstock kasabasında, ilgili tarafların referanduma sunulmasını kabul ettikleri "4'üncü Annan Planı" ise, açık biçimde 1960'ta oluşturulan statükonun çok ilerisinde Türkler ve Türkiye için. Biz Türkler, uzak ve yakın tarihte, bazı önemli dönüm noktalarını açıkçası ıskaladık. Örneğin Akdeniz'e egemen olduk ama Okyanus'a açılamadık Osmanlı Çağı'nda. Aydınlanma Çağı'na içinde bulunduğumuz Avrupa geçerken, biz matbaayı 200 yıl sokmadık kültürümüze. Napolyon sonrası dünyada yer alan değişimi hissedip, Tanzimat'ı yaptık. Ama bunu hayata geçiremedik. İmparatorluğun çöküşüne uzanan bir sürece girdi gelişmeler böylece. Cumhuriyet'i kurduk. Ama demokrasiyi gecikmeli kabullendik. 1950'lerde "Serbest Piyasa Ekonomisi"ne geçmeye niyetlendik. Ama daha katı devletçi olduk. Sanayileşmemiz koruma duvarları arkasında, "Rekabet" kavramını öğrenemedi. 1980'li yıllarda Özal'ın başlattığı reformlara, 1990'larda devam edilse ve mesela özelleştirmeler yapılabilseydi, şimdi başka bir noktada bulunurduk. Avrupa Birliği'ne (veya Ortak Pazar) girmek için doğan fırsatları, kendi elimizle ittik. 1974 Kıbrıs askeri harekatı ertesinde, uluslararası bir kalıcı çözüm için katkıda bulunsaydık, ne ekonomik krizler ve belki ne de 12 Eylül askeri müdahalesi yaşanırdı. Şimdi bir Beyaz Sayfa açmak imkanı var hem bizim, hem de Kıbrıslı Türklerin ve Rumların önünde. Referandumlar "Hayır"la reddedilirse, Kıbrıslı Rumlar bugünkü noktadan ileri doğru devam edecekler. Ama Kıbrıslı Türkler, 1974'te kalınan yere dönecekler. Biraz tarih bilgisi, biraz algılama gücü olan bir Kıbrıslı Türk, referandumda "Hayır" diyemez. Sürekli Anavatan'dan gelecek bağışlara muhtaç... Nüfusunun yüzde 30'u memur. Güneye göre üç kat daha fakir.. Ve dünyanın hem kabul etmediği, hem de izole ettiği bir KKTC için mi "Hayır" diyecekler yani?
|