kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Teknoloji
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Muharrem Sarikaya @ SABAH
 

Türbana Fransız modeli de uymuyor

Üniversitelere öğrencilerin başörtüsü ile girmesine ilişkin tartışma, yıllardır Türkiye'nin gündeminde. Alevi bazen düşüp, bazen çıksa da sonuç olarak sorunun devam ettiği gerçeği ortada duruyor. Türban sorununun nasıl çözüleceğine ilişkin de herkesin kendisine özgü bir formülü bulunuyor.
Bunlardan sonuncusu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından önceki gün dile getirdi. Başbakan Erdoğan, Ertuğrul Özkök ile görüşmesinde türban sorununun Fransa'nın kabul ettiği yeni sistemle çözülebileceğini belirtiyor. Erdoğan şöyle diyor:
"Ben Fransız sistemini dikkatle inceledim. Oralarda üniversitelerde türban yasağı yok. Sadece ilk, orta ve liselerde, devlet okullarında böyle bir yasak var. Özel okullarda da öyle bir yasak yok. Yani biz de aynı sistemi uygulayabiliriz." Yani, türbanın üniversitelerde öğrenciler için serbest bırakılmasını istiyor.

Anayasa engeli

Erdoğan, bunu söylese de bu formülün önünde çok büyük bir engel bulunuyor; Anayasa Mahkemesi...
Nitekim, dün Adalet Bakanı Cemil Çiçek ile de konuyu konuşurken o da aynı duruma işaret etti. Fazilet ve Refah partilerinin kapatılması davası sonucunda Anayasa Mahkemesi'nin almış olduğu iki karar bulunuyor.
Ayrıca 1990 başında da sadece türban ile ilgili aldığı benzer bir kararı daha bulunuyor.
Yüksek Mahkeme, türbanı yasaklarken gerekçesini Cumhuriyet'in niteliklerini tanımlayan Anayasa'nın 2'nci maddesine dayandırıyor.
Her üç kararında da türbanın kamusal alan içinde kullanılmasının Anayasa'nın 2'nci maddesine aykırı olduğunu açıkça kayda geçiriyor.
Yüksek Mahkeme, bir yasanın Anayasa'ya uygunluğuna karar verdiğinde, 10 yıl sonra buna itiraz hakkı bulunmasına rağmen ret kararında böyle bir süre söz konusu olamıyor.
Dolayısıyla türban ile ilgili olarak herhangi bir itiraz hakkı bulunmuyor.
Buna bir de hükümet ile YÖK ve rektörler arasında ortaya çıkan gerilim de eklendiğinde, seçimden sonra bu sorunun kısa sürede çözülmesi de olası gözükmüyor.

Hamişler formülü
Bütün bunlara rağmen, hukukçular da bu konuda bir çıkış yolunun bulunup bulunamayacağını tartışıyor.
Bulunan orta yol ise kamusal alanda bulunacakların "hizmet alan ve hizmet veren" olarak ikiye ayrılması şeklinde.
Bu formül ortaya çıkarılırken de ABD'de her türlü teknoloji ve elektronik aleti kullanmayı ret eden Hamişler için bulunan yöntemden hareket edilmiş.
ABD yönetiminin, ilkel hayatı kendilerine ilke edinen ve bundan vazgeçmeyen Hamişler için aldığı karardan yola çıkılmış.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e de danışmanlık yapan hukukçuların bulduğu bu formüle göre, kamusal alanda hizmet verenler, hiçbir şekilde türban takamıyor.
Dolayısıyla, Milli Eğitim'e bağlı okullar ve üniversitede öğretim üye ve görevlileri, her ne şart altında olursa olsun okula türban veya başörtüsü ile gelemiyor.
Öğrenciler, hizmet alan olduğu için onların başörtüsü takmasında bir sakınca görülmüyor.
Mahkemelerde de hakim, savcı, mübaşir, avukat veya diğer adli yargı çalışanları da türban takamıyor. Ancak mahkemeye sanık, şahit sıfatıyla çıkanlar türban takma hakkına sahip olabiliyor. Bu durum, diğer kamu kurum ve kuruluşları için de geçerli oluyor.
AKP yönetimi de bu formülün Anayasa Mahkemesi'nin daha önce almış olduğu karara da aykırı olmayacağı inancında.

Anayasa değişikliği

Bir diğer yöntem ise Anayasa'nın ikinci maddesinin değiştirilerek Anayasa Mahkemesi engelini ortadan kaldırmak.
Bunun için bulunan formüle gelince;
Anayasa'nın 2'nci maddesindeki "Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı" cümlesindeki tek kelimenin değiştirilmesi.
Yani, maddeyi "insan haklarına saygılı" yerine, "insan haklarına dayalı" şekle dönüştürmek. Anayasa'nın 2'nci maddesinde bir değişiklik yapıldığı için, Anayasa Mahkemesi'nin türban ile ilgili kararına da itiraz hakkının doğacağına inanılıyor.
Her ne olursa olsun, AKP'deki "akil, ak sakallı" kişiler Cumhuriyet'in temel ilkesinin tanımlandığı Anayasa'nın 2'nci maddesine sadece bu konu için dokunmak niyetinde değil.
Türban konusunda onların "olabilir" dediği tek formül "ABD'nin Hamişler" uygulaması. Hatta, bunun için bile, acele edilmesi taraftarı da değiller...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ne olacak bu Kıbrıs'ın hali?   / 06-04-2004
 Ezcümle, olumlu bir çözüm   / 04-04-2004
 Kıbrıs AB yolunu açtı   / 02-04-2004
 Derviş'in seçim sonucu tahlili   / 31-03-2004
 Adres bulamayan 13 milyon oy   / 30-03-2004
 Harcamalar kontrol edilmeyince...   / 28-03-2004
 Ankara'da seçim havası   / 26-03-2004
 Kıbrıs için Meclis Kararı...   / 24-03-2004
 Türbana Fransız modeli de uymuyor   / 23-03-2004
 İlk mesaj Bardakoğlu'ndan   / 21-03-2004
YAVUZ DONAT
Meclis notları
Dün Meclis'teydik... AKP ve CHP'nin TBMM...
 atv 13.30
"Beyblade"
 atv 14.05
"Hayat Bağları"
 Show TV 13.30
"Sevda Masalı"
 Star 13.10
"Türk Sineması"
 TRT 1 14.00
"Kardelen"
 Habertürk 14.30
"Barış Çağan..."
Tazminatıma avukatım el koydu
Ünlü bir market zincirinin Kozyatağı'ndaki şubesinde bir yük...
Aşkını tercih etti
Güneysu AKP Gençlik Kolları Başkanı Kadem Tarakçı ile kadın kolları...
Beren garantide!
Beren garantide!
Manken Ebru Şallı ile Harun Tan çiftinin oğulları Beren, dün...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Sarı Sayfalar | Günaydın | Bizimcity | Kapak Güzeli | Astroloji | ON Magazin | Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Teknoloji | Otomobil |Sinema | Hobi | Çizerler
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.