İhracat ve sanayide durma sinyali
Önceki gün ekonominin geleceğine yönelik iki önemli sinyal geldi. Bunlardan ilki Merkez Bankası'nın açıkladığı Öncü Göstergeler Endeksi'ydi. Aynı gün yayımlanan aralık ayı Ödemeler Dengesi Raporu'nda belirtildiği gibi, "Bileşik öncü göstergeler endeksinin altı aylık değişim oranı nisan 2003'ten itibaren pozitif değere geçmiş ve yükselmeye başlamıştır. Endeks kasım ve aralık aylarında yüksek düzeyini korumuş, ocak ve şubat aylarında ise sırasıyla yüzde 6.7 ve yüzde 5.2 oranına gerilemiştir. Söz konusu öncü gösterge, sanayi üretiminin önümüzdeki aylarda zirveye ulaştıktan sonra durgunluk sürecine gireceğini göstermektedir."
Bitişikte bu endeksin 2000 yılından itibaren aylık verileri yer alıyor. Elektrik üretim miktarı, Hazine ihale faizi, ara malları ithalatı, iç piyasadan alınan siparişler, mamul mal stok miktarı, ihracat imkanları, toplam istihdam miktarından oluşturulan bileşik endeksin negatif olduğu dönemler, ekonominin krizli dönemleriyle bire bir örtüşüyor. Pozitife döndüğü dönemlerde ekonomideki iyileşmenin başladığını gösteriyor.
*İhracatta durgunluk mu?- İhracattaki durgunluğu ise İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük'ün önceki gün yapılan ve "İkinci Çeyrekte Ekonominin Durumunun" ele alındığı Oda Meclisi konuşmasından çıkardık. "Dahilde işleme rejimi kapsamında alınan ve gelecek aylara ilişkin ihracatın öncü göstergelerinden sayılan ihracat taahhütleri, bu yılın ilk iki ayında, geçen yılın aynı dönemine göre, sadece yüzde 5.4 oranında artmıştır. Bu oran, yüzde 30'lar düzeyinde seyreden ihracat artış hızının önümüzdeki aylarda önemli ölçüde yavaşlayabileceğinin işareti olarak değerlendirilebilir. İhracatın yavaşlaması 2004 için hedeflenen büyümenin gerçekleşmesini de zora sokacaktır." Gerçekte "işlem gören mallar" ithalatının aylık artışı yüzde 30'lar seviyesinde ve ihracatla paralel gidiyor. Yüzde 5'e düşmesi ise ihracatın düşeceği anlamına gelebilir. *Ekonomide kırılma- Hem ihracattaki öncü gösterge, hem de ekonomideki öncü gösterge, artışın duracağına işaret ediyor. Sanayi üretiminde 2002'nin ikinci çeyreğinde başlayan ve iki yıl süren canlanma 2004 yılının ikinci çeyreğinde kesilebilir. İhracatın 2001'in ikinci çeyreğinde başlayan atılımı üç yıl sürdürdükten sonra bu yılın ikinci çeyreğinde durabilir. Yılın ikinci çeyreğine girmeye şunun şurasında bir hafta var. Ekonomide yeni bir kırılma noktasına doğru yaklaşıyoruz. Türkiye ekonomisi 2001 yılının ikinci çeyreğinden sonra en önemli kavşak noktasına doğru ilerliyor. *Siyasette de kırılma- Farklı biçimde de olsa benzer bir kırılma da siyasette yaşanabilir. Yerel seçimleri geride bırakıyoruz. Daha güçlenmiş olarak AKP iktidarının gerçek icraatlarını görebileceğimiz bir döneme giriyoruz. Seçim öncesinde harcama artışıyla bozulan dengelerin yeniden toparlanması gerekecek. En büyük kırılma noktasını ise Kıbrıs sorununun çözülüp çözülmeyeceği, çözülürse nasıl çözüleceği belirleyecek. Kıbrıs sorunun çözümü veya çözümsüzlüğü aynı zamanda AB yolunu da açacak veya kapayacak. Bu iki siyasi gelişme ekonomiyi de çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye yılın ikinci çeyreğinde İstanbul'da yapılacak NATO toplantısına hazırlanırken, bir de ABD'nin ortaya koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi'ne yaklaşımını belirleyecek. Galiba sadece ekonomi için değil tüm Türkiye için asıl kırılma noktasını siyasetteki bu gelişmeler belirleyecek. *Sonuç- "Kulakları olan işitsin" Latin Atasözü
|