| |
AKP'nin yüzde 50'yi geçmesini Demirel'le karşılaştırmak yanlış..
Bir süredir üzerinde ısrarla durduğum, tehlikelerine dikkat çekmeye çalıştığım konu galiba gerçek oluyor.. Tarhan Erdem'in yaptırdığı, NTV'de yayımlanan kamuoyu yoklamasına göre, iktidarla muhalefet arasındaki makas çok açılıyor.. Kabul edilebilir seviyenin üstüne çıkıyor.. Demokrasi resmen topal kalıyor.. Büyükşehir belediye başkanlıklarını bir kenara bırakıyorum.. 'Bugün genel seçim olsa kime oy verirdiniz' sorusuna, İstanbullu seçmenlerin yüzde 59'u AKP demiş.. CHP yüzde 16.6.. Diğerlerinin esamisi okunmuyor.. CHP'nin İstanbul'da yüzde 16 oranında oyu varsa bu, Türkiye genelinde yüzde 12-13 demektir.. Bu da muhalefeti resmen bitirir.. 'Bu yerel seçim; CHP'nin 175 milletvekili var.. Muhalefet edecek güçte' denilebilir.. Ama yüzde 13'ün getireceği moral bozukluğu, sarsıntı, iç hesaplaşma anamuhalefet partisini uzun süre gündemden düşürür.. Yüzde 13'le, 14'le CHP'li milletvekilleri sesini bile çıkaramaz hale gelir.. Üzerinde ısrarla durduğum konu şu: İktidar partisinin yüzde 50'yi aşmasının demokrasi açısından bir tehlikesi yok.. Aslında iyi de olur.. Hiç olmazsa temsilde adalet sağlanır.. AKP zaten Meclis'in yüzde 65'ine hakim değil mi? O zaman yüzde 60 bile alsa bu, AKP'nin aşırı güçlendiği anlamına gelmez.. Çünkü zaten yeteri kadar gücü var.. Mevcut durumun sağlaması olur.. Mevcut durumun seçmen tarafından onaylanması anlamına gelir.. Ancak iktidar cephesi rahatlarken muhalefetin erimesi, beraberinde tek partili siyaseti getirir.. Demokrasi açısından kabul edilemez olan da budur.. Bu yeni durumu Menderes ve Demirel'in yüzde 50'yi aşması ile karşılaştırmak da yanlıştır.. Demirel 1965 seçimlerinde yüzde 52.9 oranında oy aldı ama bu yüzdeyle Meclis'in yüzde 53.3'üne sahip oldu.. Yani karşısında güçlü bir muhalefet vardı.. CHP yüzde 28.7 oy ve 134 milletvekili ile karşısındaydı.. TİP'i hatırlayın.. 15 milletvekili ile Demirel'e kök söktürmediler mi? Şimdi böyle bir durum yok.. Eğer CHP yüzde 13-14 alırsa, Erdoğan'ın karşısında seçmenin, kırmızı olmasa bile sarı kart gösterdiği bir parti olacak.. İşin kötüsü başka da parti olmayacak.. 28 Mart seçimlerinden sonra karşılaşacağımız yeni siyasi tabloyu Menderes dönemi ile de karşılaştırmak mümkün değil.. Menderes 1954 seçimlerinde yüzde 57.5 oyla 550 sandalyeli Meclis'in 502 sandalyesine sahip oldu.. Meclis'te ezici çoğunluğu vardı ama CHP de yüzde 35.2 ile potansiyel bir güç olarak karşısındaydı.. Alternatifti.. Nitekim 1957'de makas kapandı.. CHP yüzde 41'lere çıkarak DP ile oy farkını yüzde 22.2'den yüzde 6.9'a indirdi.. Şimdi ortada böyle bir durum da yok.. 28 Mart'tan sonra iktidarı unutun.. O yoluna devam etsin.. Biz dönüp muhalefete bakalım.. Muhalefeti güçlendirmenin yollarını arayalım.. Çünkü muhalefetsiz demokrasi olmuyor..
|