|
Bir kenti tanımak Nürnberg
|
|
Ortaçağdan kalma bir şehir olan Nürnberg savaştan sonra tam anlamıyla yeniden yapıldı. Nürnberg kiliseleri, görkemli şatoları, tarihi birahaneleri ve müzeleriyle adeta bir gotik sanat başkenti
Emre Aköz geçen gün bir yazısında Orta Avrupa kentlerinden ve bunları görmek için ideal bir yol olan nehir (örneğin Ren nehri) üzerindeki gemi yolculuklarından söz ediyordu. Çok haklı: çünkü Akdeniz'e ya da egzotik ülkelere yönelen günümüz yolculuk trendleri, Orta-Kuzey Avrupa'yı unutuyor. Oysa bu yörede olağanüstü güzellikler var.
İşte bir festival nedeniyle keşfettiğim Nürnberg kenti. 500 bin nüfusuyla Bavyera'nın ikinci kenti, Frankonya denen yörenin 'gizli başkenti', 25 bine ulaşmış Türk kökenlileriyle 20 Alman'dan birinin Türk olduğu tarihsel bir kent. İki büyük ve gerçekten görkemli katedrali var: Lorenz ve Sebald. Özellikle Sebald'ı gezerken duvarlar boyunca konmuş dev resimlerde, bu kilise dahil tüm kentin 1945 yılındaki hali gösteriliyor. Gerçekten de, bu gotik sanat başkentinin tarihinde Naziler, Hitler ve savaş çok ayrı bir yer tutuyor.
Tarih içinde bir başkente sahip olmayan Almanya'da krallar bir kentten öbürüne giderlermiş. Ama Nürnberg hem taç giyme kenti, hem de görkemli kale-şatosuyla krallara güven veren bir merkez olmuş. Almanya'nın tarih boyunca gayriresmi başkenti. Onun için Hitler, burasını nasyonal sosyalizmin kalesi olarak düşünmüş. Bugün yıkıntı halinde bir Roma arenasını hatırlatan dev bir binada, 1920 sonlarından 1938'e dek parti kongreleri yapılmış, o ünlü yürüyüşler gerçekleşmiş. İlk Yahudi- karşıtı yasalar da burada çıkmış. Ve müttefikler, savaşın tam sonunda pek gerek olmadığı halde bu kenti bombalamışlar.
Ocak 1945'deki ağır bombardımanda kentin % 90'ı yıkılmış, 2000 kişi ölmüş. Ama savaş sonrası hemen onarıma geçilmiş. Bir plan yapılmış, harfi harfine uygulanmış ve tam 1966 yılında, eski Nürnberg'in restorasyonu bitmiş. Bugün kilometrelerce uzanan kale duvarını, görkemli şatoyu, adını andığım iki büyük katedrali, birçok kiliseyi, sayısız eski evi, Alman tarihinin en ünlü ressamı sayılan Albrecht Dürer'in evini ya da devlet müzesi olan Fembo Evi'ni gezerken, bu görkemli yapıların 50 yıl once tümüyle yerle bir olduğunu düşünmek bile imkansız geliyor. Ama işte Alman iradesi ve Alman plancılığı bu
SAVAŞIN ACI ANILARI Kentin en eski merkezlerinden birinde biblo gibi duran Frauenkirche (Notre Dame) Kilisesi var. Önündeki geleneksel Pazar yeri ve yakınındaki çok güzel Schöner Brunnen- Güzel Çeşme ile birlikte çeşmenin demir parmaklıkları dilek yeri olarak kullanılıyor. Hepimiz ellerimizi sürüp dilek tutuyoruz. Tam birer turist gibi. Sözünü ettiğim dev Nazi Partisi kongre binasının bir bölümünde, yakın zamanda açılan bir Belge Merkezi- Documentation Center var. Bu modern yapıda, Nazi rejiminin marifetleri sergileniyor: gaz ve ölüm odaları, soykırım ve başka canavarlıkları belgeleyen resimler, gazete başlıkları, filmler ve grafikler. Bu müzeyi yakın zamanda, Bavyera'nın sağcı sayılan bir başkanı açmış. Elbette anlamlı, ama bu, kentte Yahudi mezarlıklarının zaman zaman tahrip edilmesine ve ırkçı eylemlere engel olmuyor. Gözlerimle gördüm: Yahudi mezarlıkları bir köşeye yerleştirilmiş kameralarla korunuyor ve bu utanç verici eylemler önlenmeye çalışılıyor. Bir başka kaçınılmaz ziyareti de mahkeme binasına yapıyoruz. Çünkü bu binanın bir salonunda, ünlü filmde izlediğimiz Nürnberg Duruşmaları yapılmış: 1945'ten 1948'e dek. Ve 12 yüksek Nazi sorumlusu yargılanmış, hemen hepsi ölüm cezasına çarptırılmış. Bugün o salon yine mahkeme, ama boşken bir müze gibi ziyaret ediliyor ve savaşın anıları deşiliyor.
TÜRKLER VE MUTFAKLAR Nürnberg yaşayan, canlı bir kent. Tramvay, metro ve geniş yollar ulaşımı sorunsuz hale getiriyor. Eski kent hemen tümüyle yayalaştırılmış. Ancak öyle ayarlamışlar ki, yorulduğunuz anda çok yakınınızda bir taksiye ya da metroya ulaşmak kolay. Güneş çıkar çıkmaz, sokaklar küçük orkestralar, gezginci satıcılar, sosis tezgahlarıyla dolup taşıyor. Eski bir binadaki belediye sarayında, başkanın Türk sineması onuruna verdiği kokteyle gidiyoruz. Nürnberg, her düzeyde Türk-Alman kaynaşmasını iyi başaran kentlerden. Türkler politikacılardan aslında seçmen olarak ilgi görüyor ve onlar da yeterince uyum sağlayan tutumlarıyla (hepsi kusursuz bir Almanca konuşuyor) buna yanıt veriyorlar. Zengin şarküteriye dayanan Alman mutfağının yanısıra, özellikle döneriyle Türk mutfağı da gözde. Ama en iyi yemeğimizi, eski kentteki Kon Tiki adlı bir restoranda yiyoruz. Karışık bir mutfak, ama Hawai mutfağı diye sunuluyor. Geniş tepsilerde gelen tadımlık et ve deniz ürünü çeşitleri iştah açıyor. Sonra ana yemekleri seçiyor ve bol bol tüketilen İtalyan ya da bölge şarapları eşliğinde çok iyi bir yemek yiyorsunuz. Elbette bol bol bira da içerek. Almanya bir güzellik, düzen ve bakımlılık cenneti. Tüm yollar kağıt gibi, otoyollar son derece geniş, doğa hiç bir tahribata uğramamış, kaçak yapı diye bir kavram yok, güzellik her yerde galip gelmiş. Kısacası Nürnberg, Bavyera'nın görülmeye değer bir kenti. Ve çok yakınlarında Münich'ten Heidelberg'e sayısız görülmeye değer kent var. Böyle bir gezintiyi de aklınızdan çıkarmayın.
|